MURAT Ağırel’in ''Parsel Parsel'' kitabını dün akşam bir solukta okudum…

Okudukça tüylerim diken diken oldu desem abartmış olmam…

Kamu kaynaklarını böylesine umursamazca ve sorumsuzca harcandığını belgelerle ortaya konulduğunu daha önce hiç duymadım ve tanık olmadım…

Devlet içinde devlet gibi, istediği şekil de at koşturmuş ve zenginleşmeyi kendi paralarıyla değil, tüyü bitmemiş yetimlerin yani sizin, bizim, tüm toplumun paralarıyla yapılmış olduğunu, TV’ler kurulduğunu, aynı adreste mantar gibi kurulan şirketlere akıtılan, milyarlarca liraya ulaşan paraların olduğunu okudukça, yıllardır ekranlarda, kürsülerde ''kul hakkı'', ''vicdan'', ''Adalet'' diyen iktidar temsilcilerinin, bunca yıldır Ankara gibi siyasetin ve medyanın tam kalbinde olan bir şehrin içerisinde yaşarken, duymamaları ve görmemeleri düşünülemez bir durumdur.

Melih Gökçek zoraki istifa ettirilmiştir…

Ancak bugüne kadar istifa sebebi açıklanmamıştır…

*

Mansur Yavaş Ankara seçimlerini kazanmasa tüm bu yolsuzluklar ortaya çıkar mıydı?

Ankara böyle olduysa, benim şehrim Kahramanmaraş nasıl bir durumdadır acaba?

*

Parsel Parsel kitaba tekrar dönecek olursak, kitabın başlangıç sayfasında;  Sevgili Mahir Ünal’ın söylemleri ile başlanması dikkatimi çekmiştir…

Mahir Ünal ; ''Öncelikleriniz değişmişse, vatan, bayrak, devletin bekası söz konusu olduğunda sağına ve soluna bakınmadan ‘ben varım, sorumlu olan benim’ diyemiyorsanız metal yorgunusunuz…'' açıklamasını…

Bugünün Kahramanmaraş’ına uyarlamaya kalkışırsak, yerel seçimlerin üzerinden 2 yıl gibi bir sürenin geçtiğini göz önüne aldığımız da,  koltuğa oturan Hayrettin Bey’de bir metal yorgunluk mu, baş göstermiştir?

*

Ne demişti seçim zamanı Hayrettin Güngör:

''Şehrin standartlarıyla ilgili temel ölçütler vardır. Biz şehrimize bir bütün olarak bakıyoruz. Şehrimizin hiçbir ihtiyacını hiçbir sorununu kendi sorunumuz dışında görmüyoruz. Bu anlayışın içerisinde ilçe belediyelerimizle yüksek koordinasyonla yöneteceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu manifesto başlıklarına baktığımızda şehir planları, altyapı ve ulaşım, kentsel dönüşüm, benzersiz şehirler, akıllı şehirler, çevreye saygılı şehirler, sosyal belediyecilik, yatay şehirleşmedir. İnşallah bizde bu manifestodaki başlıklarla evrensel kurallar içerisinde bunları yapmaya çalışacağız. Her konuda uzmanlığa önem vereceğiz. Samimi olacağız, tecrübeye önem vereceğiz. Tevazu sahibi olacağız. Gayretli olacağız, liyakate önem vereceğiz ve sürdürülebilir olacağız. Hesap verilebilirlik açısından çok gayretli olacağız. Yine manifestodaki başlıklardan biri de birlikte yönetim. İstişareye önem vereceğiz. Bunu özellikle şehrimizin geleceğini ilgilendiren her alanda paydaşlarla istişare yöntemiyle yapacağız.''

*

Proje başlıklarını ise şu şekilde sıralamıştı;

1- Çevre ve Şehircilik

2- Kentsel Yenileme

3- Ulaşım, Trafik ve Otopark

4- Su ve Kanalizasyon

5- Kültür, Sanat, turizm ve Tanıtım

6- Tarihi ve Kültürel Varlıklar

7- Yerel Kalkınma

8- Gençlik ve Spor

9- Sosyal Hizmetler

10- Mesleki ve Beceri Kazandırma

*

Şimdi gelinen noktada Mahir Ünal’ın söylemini baz alacak olursak;

Hayrettin Güngör’ün seçim zamanı verdiği vaatlerin öncelikleri mi değişmiştir?

Verdiği sözleri unutmuş mudur?

*

Ben onu bunu bilmem de:

Hayret Bey’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından itibaren seçmenlerin, bu şehir de siyasete bakış açısı değişmiştir… Siyasetçiye karşı güven bağı zedelenmiştir…

Verilen sözlerin tutulmadığı, koltuğa oturduktan sonra değişimin ipuçları apaçık görülmüştür…

Ve bu şehir de en önemlisi, yarın bir gün olası bir yerel seçim de Büyükşehir Belediyesini bir başka parti kazanmalı söylemleri, bu günlerde çokça konuşulmaya başlanmıştır…

İşte asıl tehlike budur…

Melih Gökçek Başkanlığın da Ankara Büyükşehir Belediyesin de dönen çarklar, 23 yıl sonra gazeteci Murat Ağırel tarafından ''Parsel Parsel'' adıyla kitaplara döküldüyse…

Varın gerisini siz düşünün…