GEÇMİŞ zaman bu şehirde üst düzey bir yöneticiydi…
 

Kılıcının önü de kesiyordu arkası da…
 

Rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı zamanındaki Anavatan Partisi’nin siyasi anlamdaki bu şehirdeki gücüydü…
 

Kimden mi bahsediyorum?
 

Tabi ki Mehmet Sabancı’dan…
 

*
 

Ve dün kendisinden bir telefon aldım…
 

Muhabbet edelim, vaktin varsa bir kahve içelim deyince, davete icabet etmemek olmazdı, olamazdı…
 

 
 

Buluşup kahvemizi yudumlarken…
 

Konu konuyu açtı…
 

1999 yılındaki yerel seçimlerde Belediye Başkan adaylığındaki süreç ile başlayıp, şehrin bugünkü siyasi yelpazesindeki farklılıkları konuşmaya başladık…
 

Bir zamanlar bu şehirde nasıl Anavatan Partisi hükümranlığı sürmüşse, bugün de AK Parti hükümranlığının sürdüğünü söyledi…
 

Eskiden muhalefetin her bir simasını tanıdıklarını, hiç birisiyle kardeşliği ve hemşeriliği incitmemek adına ne yol yürür, ne de böyle bir davranış içerisine girmediklerini söyledi…
 

Hatta zaman zaman kendilerini eleştiren siyasetçi ve hemşerilerini davet ederek onlarla istişare eder, şikâyetlerini dinlediklerini belirtti…
 

Ve bu gün hala aynı hemşerilerimizle kardeşliğin ve dostluğun devam ettiğini gördükçe, bu üslubun ne kadar da doğru olduğunu ifade etti…
 

Bugün, bu şehri yöneten irade, buna dikkat etmeli, bu değerlerimizi yormamalıdır dedi…
 

Kahramanmaraş’ın siyasi dengesinin bozulması nedeniyle şu an halk ile AK Parti arasında bir kopuş sezinlediğini belirtti...
 

Ve aynı Anavatan zamanındaki kopuşun ayak izlerinin duyulduğunu söyledi…
 

Bu şehrin çocuklarının siyasette geri plana atılmaması gerekliliğini belirtti…
 

Bu şehre 3 defa gelmeyenlerin, bu şehri yönetmemesi gerekliğini üstüne basa basa söylemesi düşündürücü olduğu kadar ileriki yıllar da böyle bir hata yapılmaması gerekliliğinden ipucu verir nitelikteydi...  
 

*
 

O kadar içten ve samimi konular konuştuk ki…
 

Her konuşulan sözlerin altına sonuna kadar imzamı atarım…
 

*
 

Ve şunu gördüm ki:
 

Her ortamda küçük, büyük demeden, mütevazılığı bırakmayan ve kendini sevdiren Mehmet Sabancı, Kristal Park konutlarının bahçesinde otururken, yanımızdan her geçen komşularının her bir ferdi’nin yine saygı ve sevgisini kazanmış durumda…
 

Herkes Mehmet Amca, Mehmet Abi demeden ve de selam vermeden yanından geçmediğini gördüm…
 

*
 

Ondan sezinlediğim şu oldu:
 

Mehmet Ağabey; Çok samimi olarak AK Parti’nin, Anavatan Partisi’nin durumuna düşmesini istemiyor. Bu sebeple de dostane bir üslupla bazı konularda uyarıyor…
 

Bence şu anki kibir abidesi konumundaki bazı siyasetçiler, Mehmet Sabancı gibi Ağabeylerden feyz almalı, dertleşmeli, muhabbet etmeli…
 

Bu onları küçültmez bilakis yüceltir…
 

Dost acı ama gerçekleri söyler…