Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi köşe yazarı bugünkü yazısında ''Namuslu Namussuzlar Basın camiası içerisinde yer almamalıdır'' diye yazdı.


ŞENER Şen’i, herkes tanır ve sanatçılığını sever değil mi?
 

Severiz dediğinizi duyar gibiyim...
 

Hani onun bir filmi vardı ya!
 

1984 yapımı... 
 

Usta Yönetmen Ertem Eğilmez'in yönettiği film; ‘’Namuslu’’
 

1980 yılların ilk yarısında o günün Türkiye'sinde yaşanan politik ve ekonomik değişimlerin etkileri sinemasal ortamdaki değişkenlerle birlikte ele alınarak güldürü sineması bağlamında yönetilen ve izlenen...
 

Bir nevi Şener Şen'in bu filmden sonra halk tarafından sevildiği ve birbiri ardına filmlerde yer almasına yol açan...
 

Kısaca ''Namuslu'' filmden bahsedecek olursam:
 

‘’Mutemet Ali Rıza, kendi halinde güvenilir bir memurdur. Rüşvet ve benzeri kirlenmişlikler ve çalışma etiğinden uzak davranışlar sergileyen iş arkadaşlarının aksine dürüst biridir. Bir gün, iş yeri adına bankadan çektiği toplu parayı taşırken soyulur. Çevresindeki herkes onun parayı zimmetine geçirdiğini zanneder. Ailesindekiler de dahil olmak üzere kimseden saygı ve sevgi görmeyen Ali Rıza’nın kendi halindeki hayatı bu olaydan sonra birdenbire değişir. Onun zengin ve güçlü birisi olduğunu sanan tüm yakın ve uzak çevresinin tutumu değişir. Ali Rıza, istemeden de olsa çevresi tarafından hızla onu değiştirecek tehlikeli bir oyunun içine çekilir. Kimseyi parayı zimmetine geçirmediğine inandıramayınca sonuna kadar bu oyunu sürdürür. Çevresindekilerin “çıkarcı” beklentilerini kullanır ve “Namuslu” olduğu anlaşıldığında da ülkeyi terk ederek onların tüm beklentilerini boşa çıkarır…’’
 


 

Filmin sonunda da gemi ile kaçarken ‘’Namussuz Namuslu’’ derler…
 


 

Bunu niye yazdım…
 

Şunun için:
 

Dün bir olay duydum…
 

Daha önce birkaç kez tecavüz suçuyla hüküm giymiş ama her nasılsa kendini Dernek Başkanı yaptırmış bir ‘’namuslunun’’ 18 yaşında veya biraz üstü bir ailenin kızını hem de kendi bürosunda taciz ettiği ve akşam geç vakitlere kadar önce karakolda, sonra savcılıkta ifadesinin alındığı, mahkemeye çıkarıldığı ve tutuksuz yargılama kararının verildiği duyuldu…
 

Tüm Kahramanmaraş bu olayı konuştu…
 

Cemiyetinde bulunan kişilerin birbiri ardına sosyal medyadan, ‘’istifa ettik’’ paylaşımları…
 

Siyasetçilerin hemen hemen hepsinin bu olayı duyması…
 

Basın camiası içerisinde de bir nevi infiale yol açtı…
 

Coşkun Cesur abimizin kendi sosyal medya hesabından, bu derneğin ve cemiyetin adını yazarak paylaşıp yapması ve şu sözleri çok manidardı; ‘’…Bu şahsın gazeteciler cemiyet başkanı olmasında emeği geçen siyasiler utanır mı!’’
 

327026197_722225326078536_4286758683394953270_n
 

Ve Ebru Sema Akkurt’un yine kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda;

‘’ ...Milletin Karısına kızına göz diken sapık...

Tüm siyasilere ve bürokratlara parayla plaket vermişti… Gözaltına alınmış… Bu sapıkların arkasında ve yanında olanların Allah belasını versin...’’
 

327267282_726910182151910_5770785178663631443_n


Şimdi ben soruyorum:
 

Basın camiası kendi içerisinde, ‘’Namuslu namussuzları’’ ‘’dürümcübaşlarını’’ ‘’basın görevi dışında bir yerlere kendini aday ederek, takriben 80 kişilik üyeli sivil toplum kuruluşunun kongresinde sahte imza ile sivil toplum başkanı sıfatı alanları’’ ayıklayacak mı?
 

Siyasiler, bu namuslu namussuzlarla, aynı objektif karşısına geçip görüntü verecek mi?
 

Şehir dışına tatile gönderecek mi?
 

Bunlarla kameralar karşısında boy gösterecek mi?
 


 

Ödül töreni için para veren siyasetçiler?
 

Şu an sizlerin de utanç içerisinde olduğunuzu zannediyorum…
 


 

Bakın buradan bir kez daha yazıyorum…
 

Ve diyorum ki:
 

Siyasiler, Belediye Başkanları ve Milletvekili aday adayı olacak şahsiyetler…
 

Yapacağınız toplantılarda, ‘’namuslu namussuzları, dürümcübaşlarını, sahte imzayla kongrede başkan olanları…’’ çağırdığınızda, Kanal Maraş kamerası oradaysa derhal o toplantıyı terk edecek…
 

Ve onların hiçbir haberi yayınlanmayacak, bilakis köşe yazılarımda eleştirilere hazır olacaklardır…
 

Buradan Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğine ve bünyesindeki tüm odalara da geçerlidir bu sözüm…
 


 

Ya içimizdeki bu kirlenmiş kişileri ayıklarız…
 

Ya da onlarla yola çıkanların yanında olmayız…
 

Bu da böyle biline…
 

‘’Namuslu Namussuzlar’’ basın camiası içerisinde yer almamalıdır…
 

Nokta…