GÜN geçmiyor ki, KSÜ’de skandallar zinciri bir bir ortaya çıkmasın…

Nasıl mı?

Şöyle ki:

Önceki günlerde sosyal medyada yaptığım bir paylaşıma daha önce KSÜ’de görev yapan Doç. Dr. Ahmet Rıza Şahin yaptığı bir yorumda:

'''Kadir Saltalı Ben getirip hastanenin demirbaş malı olan ısıölçerin N11 de yok pahasına satıldığının belgesini size verdim. Hastane demirbaşı mal nasıl N11 de satılır? Şanlıurfa'da arkadaşım KSÜ demirbaşını satın almış olmasa üzerinde bir hemşirenin adı yazmasa demirbaş No su yazmasa daha kaç mal satılacaktı? Ne yaptınız bununla ilgili?’’ yazmıştı…
 

*
 

Bu yoruma Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadir Saltalı şöyle cevap vermişti:

'''Ahmet Rıza Şahin Sayın hocam, Hastanenin pandemi öncesi ısıölçer aldığını, bunlardan iki adedinin kısa süre sonra arızalandığını, arızalı olan iki ısıölçerin firmaya bildirildiğini, firmanın iki adet arızalı olan ısıölçeri yenisi ile değiştirdiğini, arızalı olan ısıölçerin üzerine yapıştırılan etiketin alınmaması nedeniyle böyle bir durumun olduğu resmi belgeler ile konuyu haberdar eden arkadaşlarımıza iletilmişti. Pandemi döneminde sizlerin ve diğer doktor arkadaşlarımızın yoğun çalışmaları nedeniyle sizlere bilgi ulaşmamış olabilir.’’
 

*
 

Çok enteresan değil mi?

KSÜ Üniversitesine ait ısıölçerlerin N11 de satışa çıkarılması…

Ve Rektör Yardımcısının bu konuda ki savunması…

Madem ısıölçerleri firmaya iade ediyorsunuz, üzerindeki etiketleri niye çıkarmıyorsunuz?

Veya şöyle sorayım:

Isıölçerleri diyelim ki firma satışa çıkarsın, kendi kendilerinin gözünü çıkarmak adına KSÜ’nün etiketini ısıölçer üzerinde koyarlar mı?

Rektör Yardımcısının özrü kabahatinden büyük açıklaması diyorum buna…

Ve bir nevi, KSÜ’de yapılan yolsuzluğun itirafı niteliğinde yazılan bir yorum…
 

*
 

Kendi kendilerinin gözünü çıkarmak demişken…

Bir konuyu daha ortaya çıkarmak bizim görevimiz galiba…

Olay şudur:

KSÜ Kahramanmaraş Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde artık kişiye özel işlemler bitti, şimdi GÖZ ve MEDİKAL alanında çığır açılmış durumda…

Yaklaşık 1 aylık zaman süresi içerisinde KSÜ de olan bitenleri yazmaya, bu süreler içinde de çeşitli yerlerden gelen bilgi ve belgeler ile hareket etmeye çalıştık…

Ve bir gerçeği daha ortaya çıkarıyoruz:

Hastane kampüsü içinde bulunan çarşıya bakmak gerek…

İçerisinde insanların ihtiyacı olan işyerleri mevcut… (Market, Lokanta vs gibi)

Ya bunların dışında bulunan GÖZLÜKÇÜ ve MEDİKAL işyerleri?

Bunlar kimin ihtiyacını karşılıyor?

Ahmet’in Mehmet’in yoksa Mete’nin mi?

Yoksa Ayşe’nin, Fatma’nın Perihan’ın mı?

Ya da olması gerektiği gibi hastaların mı?

Yasada yer aldığı gibi Hastane kampüsü içerisinde bu tür rekabet kuruluna uygun şekilde BİR İŞLETME AÇILAMAZ…
 


 

Şimdi göz alıcı nokta kamuoyu şu sorulara cevap arıyor:

Bu işyerleri kimin ve en çok kime hizmet etmekte, YA DA BAŞKA BİR DEYİŞLE ŞEHİRDE O KADAR MEDİKAL FİRMA VAR, O KADAR GÖZLÜKÇÜ VAR, BU İNSANLARIN NİYE BURADA BİR İŞYERİ YOK?

Hak hukuksa, neden eşit paylaşım dağıtılarak diğer firmalara buradan işyeri açılması sağlanmıyor?

KSÜ’de simsarlık yapanlar mı var?

KOZMETİK BÖLÜMÜ ve GÖZ BÖLÜMÜ için kurulmuş bir işletmemi bunlar?

Ya da KSÜ’de görev yapan bazı çalışanların, bu işletmelerden gelen bir paylarımı var?
 

*
 

Yazıma KSÜ de skandallar zinciri bir bir ortaya çıkmasın dedim ama galiba tüm bu usulsüzlüklerden Rektör Prof. Dr. Niyazi Can’ın haberi olsa gerek…

Haberim yok derse?

Bende o zaman BALIK BAŞTAN KOKAR derim…
 

***
 

DİP NOT: Perihancığıma sevgi saygılarımı yolluyorum… Gözüm üstünüzde… Hastaneden bilgi ve belge akışı hala devam ediyor… Sizin hakkınızda o kadar çok iddialar var ki… İlerleyen günlerde köşe yazımda yer alacak…