Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi köşe yazarı bugünkü yazısında ''İçimi döktüm umarım kızmazsınız!'' diye yazdı.

SEVGiLi Kanal Maraş takipçileri...



Bugün sizlerle dertleşmek istiyorum...



Belki sizlerle her gün olmasa da, bazı günler ara ara köşe yazılarımla birlikte oluyoruz ve benim yazılarımı okuyorsunuz...



Çoğunuz o yazıları alkışlıyor, bazılarınız ise eleştiriyor...



Bazen bir ortamda otururken benim yazılarım ile alakalı cümleler duyuyorsunuz: "Karaaslan bugün şunu yazmış okudunuz mu? Okumadıysanız okuyun"



Sizlerden hemen hemen her gün yüzlerce mesaj alıyorum...



İçlerinde her şey var...



Herkes kendi kafasındaki konuyu yazmamı istiyor, ya da yanıt bekliyor...



Bu elbette mümkün değil...



Gerek yazdığım yazılarda, gerekse internet TV'deki canlı yayınlarda işlediğim konular ve sarf ettiğim cümlelerin yüreklerde yer ettiğini düşünüyorum...



Yolda yürürken beni durdurup "içimizden geçenleri yazıyorsun, içimizden geçenleri dile getiriyorsun ancak bizler ne beğen ne de yorum yapabiliyoruz. Ama her yazını okuyoruz ve seni takip ediyoruz" diyen çoğunluk azımsanmayacak sayıda...



Gazetecilik ve köşe yazarlığı yaşamımda çok kavga ve tartışma yaşadım...



Mesela bu şehirde kimsenin cesaret edemediği ve bu şehrin geleceği için imar skandallarını yazdım...



Vakıfları yazdım...



Kibirli ve bu şehrin insanlarına tepeden bakan siyasetçileri yazdım...



Para babası olan holding patronunu yazdım...



Hep doğru bildiğim yolda yürüdüm...



Direndim. Alttan almadım, ödün vermedim, eğilip büzülmedim, kendimi bir gün olsun ezdirmedim...



Nice badireler atlattım...



Arabam kurşunlandı hem de içindeyken...



Tehdit telefonları aldım...



Aynı üslupla karşılık verdim...



Yapma, etme diyen nice insanlara "akıl vermeyin" dedim...



Gazetecilik mesleğinde nereye geldiysem, hangi yeri tutmaya çalıştıysam, özverili çalışmam ve tırnaklarımla kaza kaza ve kendi çabamla geldim...



Hep büyük düşündüm...



Bu meslekte yıllarını geçirmiş üstatlara, büyüklere hep saygı duydum...



Sizler bu işin pirisiniz dedim...



Ama onların gittiği yoldan gitmedim...



Tek isteğim bana saygısızlık yapılmamasıydı. Ama maalesef kıskançlık mı desem, yoksa çekememezlik mi? Hep arkamdan konuştuklarına vâkıf oldum...



Dönemin eski belediye başkanı bir gün şöyle demişti;



"Mustafa Bey seni toplantılara çağırttığım için bazı gazeteci arkadaşlar serzenişte bulunuyorlar. Onu niye toplantıya çağırıyorsun diyorlar. Ama görüyorum ki sen bu şehirde gazetecilik mesleğine bir ciddiyet bir ivme kazandırdın. Bir yenilik getirdin. Yanında insanlara istihdam sağladın. Şimdi görüyorum ki seni örnek almaya çalışıyorlar. Senin hakkında dün konuşanlar bugün senin peşinden ayrılmıyorlar. Senden akıl alıyorlar. Senin gibi olmaya çalışıyorlar. Ama maalesef olamıyorlar."



Oysa ben hiçbir gazeteci arkadaşlara yönelik özellikle kalleşlik etmedim, onlara kazık atmadım, kötülemedim, kimsenin altını oymaya kalkışmadım, ne söyleyeceksem içimden ne geliyorsa, herkesin suratına karşı paldır küldür söyledim...



Bazen köşe yazılarımla haddini bildirdim...



Ben bu mesleği şehrimin gelişmesi için seçtim...



Haksızlığa isyan etmek için seçtim...



Bu meslekte genç arkadaşların ufkunu açtım...



İstihdamlar yarattım, işin ciddiyetini gösterdim...



Şu an çıkan yeni internet yasasına göre bu şehirde sadece Kanal Maraş ve Aksu TV yasaya uygun görünüyor...



Dilerim diğer arkadaşlarımızın da bu yeni yasaya uygun hale gelmesi temennimdir...



Şunu özellikle vurgulamak isterim ki:



Para babalarının, siyasi güçlerin, yağcısı ve yalakası olmadım. Doğru bildiğim, doğru yaptığına inandığım her siyasetçinin yanında oldum. Yanlış yapanları gücü mevkisi ne olursa olsun eleştirdim...



Hakaret etmedim...



Bel altı vurmadım...



Mertçe, yazılar yazdım...



Kimsenin sofrasına oturmadım...



Şehrimde yapılmayanları gördükçe, lay lay lom konuşmaları duydukça, koltukta oturan bazı sorumsuzların verdikleri sözleri yerine getirmediğini gördükçe, isyan ettim...



Benim huyum bu sevgili takipçilerimiz...



Ben istiyorum ki Kahramanmaraş yaşanabilir bir şehir olsun...



Tüm güzelliklerle dolsun...



Bakın yıllarca deprem geliyor diye bağırmamıza rağmen sözlerimizi kulak arkası edenler yüzünden canlarımızı kaybettik...



2020 AFAD raporunun 42-43 sayfasını açıp okuyun. Orada Bahçelievler, Stadyum Çevresi, Doğukent Yolu Güneyi ve Tekerek Yolu güneyindeki tüm yapıların 7,5 şiddetinde oluşacak bir depremde yıkılacağı kayıt altına alınmış...



Bu rapor sümen altına atılmış...



Ve 6 Şubat 2023 depremi 7,7 ve 7,6 şiddetinde gerçekleşmiş ve Kahramanmaraş karanlığa gömülmüş...



Binlerce canımız toprak altına girmiş...



Neden önlem alınmadı?



Neden 2020 AFAD Raporu düzenlenince halka duyurulmadı?



Tehlikedesiniz denilmedi?



Oturduğunuz binalar mezarınız olacak söylenmedi?



Neden? Neden? Neden?



Velhasıl bu şehirde eli kalem tutan arkadaşlar neden sorgulama yapmıyorlar?



Suçlu ayağa kalk demiyorlar?



Bazen onların durumuna imreniyorum...



Havadan, sudan şeyler yazacaksın...



Kimseyi ürkütmeyeceksin...



Üzerine gitmeden cici çocukluk yapacaksın...



Hatta yağlayacaksın, öveceksin, eğer içleri el veriyor, vicdanları kaldırıyor ve meslek onurları izin veriyorsa?



Ben hiçbir zaman onursuz olmadığım için korkmadan yazıyorum.



Dertleşelim dedim ama sevgili okurlar sizler beni çok iyi anlıyorsunuz değil mi?



İçimi döktüm, umarım kızmamışsınızdır.