Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi köşe yazarı bugünkü yazısında ''Esas Suçlu; Müteahhitler, Yapı Denetçileri ve Fenni Mesuller değil...'' diye yazdı.

Halk Ozanı merhum Aşık Mahzuni Şerif bir türküsünde; "Bilmem söylesem mi söylemesem mi" diyor...

Ben de bugünkü yazımda, bizi yöneten bazı yöneticilere bir şeyler söylemek istiyorum...

Diyorum ki:

6 Şubat Depremi üzerinden neredeyse 7,5 ay geçti...

İlk günlerde "Asrın Felaketi" dediniz...

Sonra sustunuz!..

Günah keçisi ilan etmek için birilerini suçlamak gerekirdi...

Buldunuz!..

Yıkılan binaların müteahhitlerini, yapı denetimcilerini ve fenni mesullerini, sorumlu tuttunuz...

Esas sorumluları unuttunuz...

Sadece Kahramanmaraş'ta 7 bin 295 bina yıkılırken, kamuoyu baskısını kırmak için 70-80 kişiyi tutuklattınız...

Kusuru, hatayı, hiç kendinizde bulmadınız...

Mertçe, yiğitçe çıkıp itiraf edemediniz!...

Şunları söyleyemediniz:

- Patlıcan,-Marul tarlalarını ve sulak arazileri biz imara açtık...

- Bazı arsalara 5, bazı arsalara 15 kat bina yapılmasına biz izin verdik...

- Fay h attı geçen arsaların üzerine bina yapılmasına biz göz yumduk...

- Hele hele 2020 AFAD Raporu ortaya çıktığında, yıkılacak bölgeler bire bir belirtilmişken, o bölgelerde ki binalarda yaşayan insanları uyarmadık, uyaramadık...

- O binaları boşaltmayı, sağlamadık, sağlayamadık...

- İnsanları çıkmaya, zorlamadık, zorlayamadık...

- Bilimin yanılacağını, bu kadar büyük ve yıkıcı bir depremin olacağını düşünemedik...

- Göz göre göre insanların ölmesine, biz sebep olduk...

- Görevimizi yapamadık vesselam...

- Dolayısıyla esas suçlu; Müteahhitler, yapı denetçileri ve fenni mesuller değil, bizleriz...

- Çünkü 6 Şubat Depremi, en son deprem şartnamesinden bile 4-5 kat büyük ve yıkıcı güçte olduğu ortaya çıktı...

- Bizleri affedin...

*

Çok mu zor bunları söyleyememek...

Tabi ki zor...

Çünkü halkın tepkisinden korkuyorsunuz...

Nasıl olsa 70-80 kişi günah keçisi ilan edilip tutuklanmış...

Sizin umurunuzda mı?

*

Yahu...

Enkazlar kaldırılmış...

Belediyeden yıkılan binalarla ilgili tüm evraklar, savcılığa ulaştırılmış...

Yani delil karartma diye bir durum söz konusu olamaz...

*

E ne oluyor!

Olan şu:

Ah almaya devam ediyorsunuz...

*

Yapmayın etmeyin beyler!

Fazla ahlar almayın...

*

Bir avuç insan 7,5 aydır tutuklu...

Kimisi eşini kaybetmiş...

Kimisi kardeşini...

Kimisi top yekûn ailesini toprağa vermiş...

Kimisi yeğenlerini, kuzenlerini...

*

Şu unutulmamalı ki:

Yıkılacak bir binada kimse oturmaz. Ailesini, evladını, torunlarını oturtmaz...

Tutuklu bulunan insanların çoğu enkazdan yaralı çıkmış, ya da yakınlarını kaybetmiştir...

İvedilikle tutuksuz yargılama yapılmalı, mağduriyetlerine son verilmelidir...

*

Maalesef en son gelinen nokta şudur:

Yıkılan binalarla ilgili bilirkişi raporu almak için Karadeniz Teknik Üniversitesine dosyaların gönderildiği ve raporlar geldikten sonra iddianamelerin yazılacağı, daha sonra mahkeme günü verileceği ifade ediliyor...

Ancak; Malatya, Adıyaman, Hatay, Diyarbakır, Adana, Gaziantep illerindeki tutukluların bilirkişi raporları ve dosyaları gelmiş, hatta ilk mahkemeleri yapılırken...

Kahramanmaraş'ın evlatlarının mağduriyeti hala devam ediyor...

*

Ne diyelim:

Tutuklulardan aldığım mektuplarda ve içimden geçen sözcüklerde yetkililerin kulaklarını çınlatacak o kadar sözler var ki!

Yazmaya kalksam kesin ceza alırım...

*

Yalnız şunu söyleyebilirim:

Yetkililerin kesinlikle kulakları çınlıyordur...