FEHMİ Koru dün bir yazı yazdı. Kulislerde bir dalgalanma, bir hareketlenme oldu.

Yazının başlığı aynen şöyle:

''İktidar muhalefetin cumhurbaşkanı adayını merak ediyor; bense onların kimi aday göstereceği merakındayım''

Hoppala…

Ayıkla şimdi pirincin taşını…

*

Fehmi Koru’nun durup dururken böyle bir yazı yazması pimi çekilmiş el bombasına benzedi…

Tamam, iktidar muhalefetin adayını merak ediyor olabilir…

Muhalefet cenahı da, Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayın ismini merak ediyordur…

Ama sen, ''iktidar adayının kim olacağını ve merakındayım'' dersen, içimize bir kurt düşmez değil…

*

Fehmi Koru bunu durup dururken niye yazdı?

Şöyle biraz sesli düşünecek olursak:

Cumhur İttifakının ortağı MHP, bizim Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan demedi mi?

Dedi…

Tamam, AK Parti içerisinde Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan ismi hiç zikredilmedi amenna…

Ama…

Kibar Feyzo filminde Şener Şen’in konuştuğu bir replik var ya! ''Ağanın poki üstüne pok olur mu?'' misali, Recep Tayyip Erdoğan dışında iktidar kanadı daha doğrusu AK parti bir başka isim zikredebilir mi?

Veya AK Parti içerisinde, Erdoğan'dan başka bir babayiğit ben adayım diyebilir mi?

Diyemez…

*

Elimi yüzüme götürüp sakalım da yok ama sıvazlamaya başladım...

*

Fehmi Koru’nun yazısının orta kısmında şu cümle düşündürücü:

''İktidar cephesinin muhalefetin adayı ile zihin jimnastiği yapması bana yersiz geliyor; onların şimdiden üzerinde kafa yormaları gereken şu soru daha önemli: Yapılacak ilk seçimde Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?''

*

Bugüne kadar iktidar cephesi olsun, muhalefet cephesi olsun böyle bir soruyu kimse aklına getirmedi…

*

Devam ediyor Fehmi Koru:

''…MHP ‘Bizim adayımız Tayyip Erdoğan’ diyor, biliyorum.

Peki AK Parti’nin adayı kim?

Kimileri bu soruma çok ama pek çok şaşıracaktır, bunu da biliyorum. Yine de yazacaklarımı ciddiye alsalar iyi olur.

Daha önce yazdığım için ayrıntıya girmeyeceğim: Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olmasının önünde ciddi bir anayasa engeli var. Anayasaya göre, bir kişi, ancak iki dönem cumhurbaşkanlığı yapabiliyor. Tek istisna TBMM’nin seçim tarihini erkene almasıdır; anayasa ancak o zaman iki kez seçilmiş cumhurbaşkanının yeniden aday olabilmesine imkan sağlıyor (Anayasa m. 106). Anayasa metni arada sistem değişikliği yapılmış olmasını bu kuralı geçersiz kılacak bir gerekçe olarak görmüyor. Metnin ifadesi çok açık.

Tek sorun bu değil AK Parti açısından.

Son zamanlarda Tayyip Erdoğan’ın ekranlara da yansıyan bir yorgunluk hali var. 20 yılın ağırlığı ‘doğal aday’ sayılan Erdoğan’ın üzerinde fena halde hissediliyor. Anayasal engeli aşmak için verilecek mücadele sırf bu sebeple bile zorlu geçebilir, başarısızlığa uğrayabilir.

Aday olmayı günü geldiğinde Tayyip Erdoğan’ın kendisi de istemeyebilir.

Özellikle de kamuoyu yoklamaları aday olduğunda seçilmesinin imkansız olduğunu gösteriyorsa…’’

*

Gel de çık işin içinden…

MHP yani Devlet Bey, Cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan ismini daha seçimlere 2 yıl varken söyleme ihtiyacı hissettiyse…

AK Parti cenahından bu açıklamaya herhangi bir söylem veya destek mesajı gelmediyse…

Fehmi Koru’nun yazısında bahsettiği ''Aday olmayı günü geldiğinde Tayyip Erdoğan’ın kendisi de istemeyebilir'' sözünü biraz düşünmekte fayda var…

*

Çünkü…

Recep Tayyip Erdoğan 2023 yılında yapılacak seçimde; ''ben aday değilim, sağlığım iyi değil, yoruldum hey halkım, 20 yıldır bileğimi kimse bükemedi, tarihe böyle geçmek istiyorum, Cumhur ittifakı olarak benim ve AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli derse?''

Der mi?

Bahçeli'nin hamlesine karşılık hamle yapabilir...

Çünkü Devlet Bey'in adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır demesinin arkasında ya tam destek, ya da Erdoğan’ı yıkma hamlesi var gibi düşünebilir.

O zaman bütün hesaplar ve dengeler değişebilir...

İşte o zaman ayıklasın pirincin taşını bazı siyasetçiler…

*

Fehmi Koru’nun yazı başlığı ile yazıma başladım…

Onun yazısının son paragrafıyla bitirelim:

''Erdoğan da kendisi ve partisi için en gerçekçi tercihin anayasayı zorlayarak aday olmakta ısrar etmek yerine seçilme ihtimali daha fazla bir başka adayı öne sürmenin daha doğru olduğunu düşünebilir.

Cumhurbaşkanlığını elde tutmak ve partisini yeniden iktidara taşımak için başka bir yol kalmamışsa bunu ilk anlayacak kişi Tayyip Erdoğan olacaktır.

O durumda Cumhur İttifakı, karşı ittifak tabanına da sempatik gelecek bir aday arayışı içerisine girecektir.

Adayı, sistem değişikliğini, yeniden parlamenter sisteme dönmeyi de savunabilecek biri bile olabilir.

Sedat Peker mesajlarında hep suçladığı bir bakanın cumhurbaşkanı olmayı kafasına koyduğunu ve çıkışlarıyla bunu kendisinin engellediğini sıkça tekrarlıyor.

Doğruysa AK Parti içerisinde de beklentide olanlar var demektir.

Benim yaptığım hesabı yapan ve cumhurbaşkanı olmayı gönlünden geçiren tek kişi o bakan mı, yoksa başkaları da var mı?''

*

Son sözü şöyle noktalamak istiyorum:

AK Parti, Cumhurbaşkanı adayının ismini zikretmeyerek kendi içerisinde Pelikancılar veya başka gruplar 2023 seçimlerine yönelik bir hamle peşinde olabilir. MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli böyle bir olasılığı düşünüp seçimlere 2 yıl varken bizim adayımız Recep Tayyip Erdoğan demesi, AK Parti içerisinde o kesimlere ''rahat durun, oturun oturduğunuz yerde'' mesajı olarak algılanması gerekir. Veya Erdoğan’ın aday olmayacak hamlesini öğrenmiş, onun için ''bizim adayımız Recep Tayyip Erdoğan'dır'' diyerek ismini zikretme mecburiyeti hissetmiş olabilir. Nasıl ki, 15 Temmuz da Devlet Bey, iktidarın yani Sayın Erdoğan’ın arkasında durduysa, şimdi de ''Aday olma veya olmama gibi'' bir tehlike sezinleyip tüm hamleleri boşa çıkarmak adına 2 yıl önceden ismini zikretmesi buna delail diye düşünenlerdenim...

*

Fehmi Koru tecrübeli ve deneyimli bir yazar…

Yazısını ciddiye almakta fayda var…

AK Parti içerisinde Sayın Erdoğan’a karşı ''bir başkaldırış iması var gibi'' okumak lazım.

Devlet Bey'in bugüne kadar AK Parti'ye destek olması ve Cumhur ittifakını sürdürmesi, ilerleyen yıllarda daha net ortaya çıkacaktır... 

Önemli olan Türkiye’mizin geleceği…

Aman dikkat…