BUGÜN Cumartesi yarın Pazar…

Ne yazayım diye düşünürken, birkaç gazeteci büyüğümüz hakkında birkaç kelam edeyim dedim.

Engin hoşgörülerine sığınarak:


En hızlısı hepimizin

1-MEHMET FİSKECİ
 

Vazife şuuru: Günde iki yazı yazıyor. Yazmak için yaşayacak, yazmak için eğlenecek, yazmak için gezecek denli yüksek bir vazife şuuru… Fotoğraflara bile yazmak için bakıyor.

Neşe: Eskiden daha çok kahkaha atardı. Son zamanlarda azaldı kahkahaları… Ama bu durum ‘dişlerini’ çektirmesinden kaynaklanıyor.

Misyon: Farklı olmak… Herkesten farklı olmak… Bazen sırf bu misyona uysun diye herkes ‘a’ derken ‘b’ der. Doğrusunun ‘a’ olduğuna inansa bile…

Stil: ‘James Bond’ dendiğinde hepimizin aklına sürükleyici ve macera filmleri geliyorsa onun için ‘başlı başına bir jön’ diyebiliriz.

Başlıca özellik: Kendi gündemine kendini kaptırması… Sonuna kadar… Kıyasıya…

Rekabetçilik: Rekabet yapar ama temizinden… Rakiplerine ‘malzeme’ vermekten kaçınmayacak kadar ‘centilmen’dir.

Hal ve gidiş: En hızlısı hepimizin… Erkenden kalkar iş yerine yürüyerek gelir. Bırakmadı gitti şu gazeteciliği ki ön plana biz çıkalım…
 

Aşmışlığın rahatlığı

MEHMET TAŞ
 

Vazife şuuru: Bu bölümü geçelim. Çünkü vazife şuurunun gerektirdiği her şeyi yapmış biri için ‘vazife şuuru’ değerlendirmesi yapılamaz.

Neşe: Sakin gözükür. Ancak hiçbir şey yokken, durup dururken bir şarkı tutturacak, bir şiir okuyacak kadar neşeli…

Misyon: Kimsenin aklına gelmeyecek alanlarda kimsenin aklına gelmeyecek kıyaslamalarda nerede olduğumuzu anlatmak…

Stil: Çok şeyler görmüş geçirmişlere özgü bir bilgeliğe sahip… Ama bunun havasına ve rahatlığına kendini kaptırmaz.

Başlıca özellik: Konuşur. Hem de çok… Ama karşısındakini kitaplara sarılmaya iten türden konuşur.

Rekabetçilik: Sanki durulmuş gibi. Kalemi eline almaktan bıkmış gibi. Benim yazılarıma bayılıyor ve okuyor. Telefon açıp tebrik etmekten kaçınmıyor. Tam bir centilmen.

Hal ve gidiş: Yeni aldığı daireden Memleketi seyrediyor. Çok sık Tekir’e çay içmeye gidiyor. Bol bol sosyal medyadan fotoğraf ve bulunduğu ortamı paylaşıyor.
 

Benzerlerinden farklı

MUSTAFA ŞİRİN
 

Vazife şuuru: Haftada bir yazı yazıyor. Sosyal medyada kısa kısa notlar yazarak gündem yaratıyor. Motivasyonu ne olursa olsun vazife şuuru tam yani…

Neşe: Esprilidir. Şakaları kendine özgüdür. Mizah anlayışı gelişmiştir. Bizleri uydudan takip eder.

Misyon: En şık kaçacak ifadeyi bulmaya adamıştır kendisini… Tıpkı bir diplomat gibi…

Stil: Bir konu kafasında matematiksel bir kesinlik kazanmazsa asla kalem oynatmaz. Tarzı bu…

Başlıca özellik: Zekâya, arşive ve birikime yaslanmak. 

Rekabetçilik: Çaktırmamaya çalışsa da kıyasıya rekabet yapar. İçten içe…

Hal ve gidiş: Bir ara bocalamıştı ama son zamanlarda kendisini ‘sağduyu’ sığınağına attı. Hafta sonları şehir dışına gitmesi meşhur…
 

Taraf olmaktan korkmaz

MESUT TUĞRUL
 

Vazife şuuru: Hayatındaki inişlere çıkışlara dikkat kesilirseniz bugünkü etkinliğini vazife şuuruna borçlu olduğunu görürsünüz.

Neşe: Tam bir ortam insanıdır: Girdiği ortamı keyiflendirir. Ev sahipliği meşhurdur: En lüks lokantadan yemek söyler. Mehmet Yüzbaşıoğlu’nu kızdırmayı bile göze alır.

Misyon: Tam bir misyon adamıdır. Hem de her alanda: KSÜ eski Rektörü ile ilgili haber konusunda, Taş medrese ve Ulucami imamı konusunda falan…

Stil: Taraf olmaktan zerre kadar çekinmez. İktidardan yana taraf olur, muhalefetten yana taraf olur ama mutlaka taraf olur.

Başlıca özellik: Titizliği… İnandıklarını savunma konusundaki inatçılığı ve aldırmazlığı… Bir konunun üstüne üstüne gitmesi…

Rekabetçilik: Aşırı rekabetçi değildir. Buna gerek duymuyordur sanırım.

Hal ve gidiş: Çocuklarına çok düşkün, aynen benim gibi. Herkesin bir şey söylediği konuda ‘bakalım ne diyecek’ diye beklenen bir gazeteci…
 

Tepeden tırnağa tarz

ABİD VANLI
 

Vazife şuuru: Elazığ Basın İlan Müdürü oldu… Bazen okkalı yazıları oturtuyor… Bu denli dolu dolu olan bir gazetecinin vazife şuuru olmayacak da benim mi olacak?

Neşe: Artık herkes biliyor: Hafta sonları ‘Sedat Kazancı abimizden tavla dersi alıp yenilse de’ neşesinden bir şey kaybetmeyip kafa dengi bir adam haline geliyor.

Misyon: Büyük ve iddialı duruş peşinde değil, kaliteli bir duruş peşinde. Elazığ’dan büyük şehirlere tayini çıkarsa şaşırmamak gerekir.

Stil: İhmal edilmemiş bir şıklığın adamı… Büyükşehir Gazeteciler Cemiyet Başkanıyken de, Basın ilan Müdürü olunca da tarzı endamı olan biri.

Başlıca özellik: Hangi ortama girerse girsin kalitesinden bir şey eksiltmeyen ender isimlerden…

Rekabetçilik: Kavuğunu giderken bana verdiğine göre, buna gerek duymuyordur sanırım.

Hal ve gidiş: Şu an Elazığ-Kahramanmaraş yolunu ezberliyor. Birde sosyal statü değiştirirse on numara olur...