BİZİM Cihan Ahmet Cesur dün bir yazı yazdı…
 

Dedi ki:
 

"Şehrimizde belediyecilik, çocukların oynadığı evcilik oyunundan öteye geçemeyecek."
 

Ve yazı içinde aynen şöyle yazdı:
 

''…Benden günah gitti, bu zaman kadar bekledim, yazdım çizdim paylaştım çektim dürttüm olmadı. Şimdi eylem zamanı…''
 

Eylemi de açıkladı:
 

''…Daha önce planladığımız gibi bu çarşıda bir araba yakarak dikkat çekmekten başka çaremiz kalmadı. Belki, ulusal medyada akşam haberlerine konuk olmak sorunlarımızı çözebilir. O da olmaz ise zaten yok zaten yok…''
 

*
 

Bu eylem Kahramanmaraş’ta ilk defa olacak…
 

Benim Koç’u bile geçmiş vaziyette…
 

*
 

Cihan Ahmet Cesur’a yine de bir çağrım olacak:
 

Bak ben ''Koç’u ayırttım, kale açılsın keseceğim'' yazdım…
 

Kale açıldı ve Koç’u kestim…
 

Akabinde Büyükşehir tarafından Mahkemeye verildim…
 

Sen şimdi araba yakacağını, eylemini ancak böyle duyuracağını ve Sarayaltı caddesine hizmetin ancak bu şekilde geleceğini söylüyorsun…
 

Bir nevi beni eylem bakımından geçmek istiyorsun…
 

Karaaslan Koç’u keseceğini söyledi…
 

Kale açıldı, bende araba yakacağımı söyledim, şimdi Sarayaltı Caddesi yapılır ve araç mezarlığına dönen caddemiz güzelleşir diyorsun…
 

Seni gidi seni…
 

*
 

Yahu dur, Başkan Güngör Mahir Bey’in toplantısında Tekke’ye el atacağını söyledi…
 

Daha önce anlaşılan ve yıkılan insanların yarım kalan inşaatının tamamlanacağını ve sahiplerine teslim edileceğini belirtti…
 

Şu 200 adet evi yapsın bitirsin, senin Sarayaltı’na ancak sıra gelir…


*
 

Antep’çe bir deyim var ya:
 

''yaz var güz var hahina ne söz var''
 

Yaza daha yeni girdik…
 

Güz’e belki Sarayaltı’na el atar…
 

*
 

Haaa bu arada Önsen Köprüsünü o toplantıda bir sene içinde yapacağını söyledi ya!
 

Önsen’liler beni arıyor…
 

Bir sene içinde önsen köprüsünü bitirsin Başkan, her bir ayağına bir öküz keseceğiz diyorlar…
 

*
 

O bu değil de:
 

Aman dikkat et, Cihan Ahmet Cesur…
 

Araba yakacağım sözünden ötürü seni de Büyükşehir Belediye Başkanı Güngör, Ağır Ceza Mahkemesine vermesin…
 

Böyle duyumlar alıyorum kardeşim…
 

Bir şey diyeyim mi?
 

Sen arabayı yakma…
 

Kemal Sunal’ın ‘’Yüznumaralı adam’’ filminde bir sahne vardı ya!
 

''Yakın beni'' dediği…
 



Gel bu sahneyi canlandıralım…
 

Ancak o zaman Sarayaltı’na hizmet gelir…
 

Ne dersin?