Bugün burada yine ülkemizin kahramanlarından olan ama pek tanınmayan bir insandan bahsetmek istiyorum. Onu tanımlarken: Türk Tayyareci (pilot), mühendis ve müteşebbis, Türk havacılık tarihinin en önemli insanlarından, ilk uçak tasarımcısı ve üreticisi, ilklerin insanı diye tanımlıyoruz.

Evet, bahsi geçen kişi Vecihi HÜRKUŞ, soyadından da anlaşılacağı üzere o bir havacı ve uçak aşığı bir insan. 6 Ocak 1896 da İstanbul’da dünyaya gelmiş. I. Dünya savaşına katılmış ve yaralanınca İstanbul’a dönerek Tayyare Mektebine kaydolup pilotluk hayatına geçiş yapmıştır. I. Dünya savaşında pilot olarak Ruslara karşı savaşmıştır. Savaşta bir Rus uçağını düşürmüş ve böylece Savaşta uçak düşüren ilk Türk tayyareci olmuştur. Savaşta esir düşmüş ama kaçarak 1918 de Yeşilköy’e gelmiş ve 9. Harp Tayyare Bölüğünde görev almış. Burada bir av uçağı tasarlamış ancak yapılan antlaşma ile askerliği bıraktığından proje yarım kalmıştır.

Kurtuluş savaşında özellikle İnönü ve Sakarya savaşlarında başarılı keşif ve destek uçuşları gerçekleştirmiş. Hatta birde Yunan uçağını düşürmüştür. Kurtuluş savaşının ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. TBMM istiklal madalyası ile üç kez takdirname vermiştir. Ülkemizde üç takdirname alan ilk ve tek kişidir.

Savaştan sonra İzmir’e yerleşmiş ve tayyarecileri eğitmeye başlamıştır. Edirne’ye yanlışlıkla inen uçağı almakla görevlendirildiğinde uçak inşa etme fikrine kapılır. İzmir Seydiköy Hava Mektebinde uçak yapımına devam eder. 1923 te Yunanlardan ele geçen motorlardan yararlanarak ilk Türk Uçağını imal eder. 28 Ocak 1925 te VECİHİ K-VI adını verdiği uçağını uçurur.

Ancak ne komiktir ki ödüllere boğulacağına cezaya çarptırılır. İzinsiz olarak uçtuğu için ceza verilmiştir. Hezarfen Ahmet’i padişah uçtu diye cezalandırdı diyenlerin bu olaya ne diyeceklerini merak ediyorum.

Daha sonra askeri havacılıktan ayrılmıştır. 1930 yılında Kadıköy’de bir keresteci dükkânını kiralayarak 3 ay için de ilk Türk Sivil uçağını, aslında kendisinin de ikinci uçağı olan VECİHİ XIV yapmıştır. İlk önce Yeşilköy’e daha sonrada Ankara’ya uçmuştur. Uçabilirlik Sertifikası almak istemiş ancak öyle bir kurum olmadığı için vesika verilmemiştir. Bu belgeyi alabilmek için uçağını sökerek Çekoslovakya’ya göndermiştir. Orada yapılan işlemler ve yeniden monte edilmesinden sonra uçak harika bir uçuş gerçekleştirmiş ve belgeyi almıştır. Çekoslovakya’dan uçarak Türkiye’ye gelmiştir.

Vecihi Bey 1934 yılında soyadı kanunu çıktıktan sonra HÜRKUŞ soyadını almıştır. 1931 yılında Vecihi Hürkuş uçak ile Türkiye turu yapmıştır. Ve bu uçuşu iki turda tamamlamıştır.

1932 de Vecihi Sivil Havacılık Okulunu açmış ve Okulda ilk Türk kadın pilotu olan Bedriye Gökmen ile birlikte 12 pilot yetiştirmiştir.

Türkiye’nin ilk sivil uçağı VECİHİ XIV, İlk eğitim ve spor uçağı VECİHİ XV, 160 beygirlik Mercedes uçak motoru ile deniz kızağı VECİHİ SK –X üretmiştir.

Nuri DEMİRAĞ (başka bir kahraman) ise ona bir uçak yapması için 5000 TL vermiş, böylece Vecihi Hürkuş Nuri Bey adına VECİHİ XVI kabin uçağı yapmıştır. Bu çalışmaları kendi parasıyla değil, o dönemde reklam alarak ve bazı vatanseverlerin yardımıyla yapmıştır.

İşin garip yanına geliyoruz şimdi iyi okuyun! 1937 yılında Almanya’ya mühendis olsun diye Türk Hava Kurumu tarafından gönderiliyor. 1939 yılında okulu bitirip geliyor. Ancak Türkiye Cumhuriyeti iki yılda

mühendis olunmaz diye mühendis ruhsatını vermiyor. Bir baba yiğit bunun nedenini araştırsa çok iyi olacak.

1954 yılında ilk sivil hava yolu şirketi olan Hürkuş Hava Yolları’nı kuruyor. Ancak kazalar, kaçırılmalar ve sabotaj gibi bahanelerle şirket uçuştan men ediliyor. Daha doğrusu bir el bu kahramanın geleceğini görüp onu ortadan kaldırmak için her türlü şeyi deniyor ve başarılı oluyor.

Bu kahraman insan 16 Temmuz 1969 tarihinde 73 yaşında Ankara’da vefat ediyor. Bu kahraman bir 1977 yapımı Gülen Gözler filminde Sanatçı Şener Şen tarafından Vecihi adıyla canlandırılıyor. Baştan beri engellenmeye çalışılan ve daha sonra engellenen bu kahraman sahipsizlik ve tek kalması nedeniyle istediğini elde edememiştir. Ancak Vecihi HÜRKUŞ değil, ülkemiz kaybetmiştir. Hürmetle ve saygıyla anıyoruz. Allah gani gani rahmet eylesin…