Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi kanal Maraş Köşe Yazarı Mustafa Karaaslan bugünkü yazısında ''Kahramanmaraş KSÜ de neler oluyor?'' diye yazdı.


NELER olmuyor ki…

Mesela…

Prof. Dr. Perihan Öztürk Hanımefendi tarafından, ‘’Technoderm Medikal A.Ş’’ adı altında sağlık sektöründe kozmetik ürünler ve medikal cihaz üretmek üzere KSÜ Teknokent bünyesinde kurulduğunu,  Dermatoloji alanında cilt problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretmek üzere Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirdiği ürünleri tüketicilerin kullanımına sunulacağını, hatta Technoderm yurtdışı know-how çalışmaları ile partnerleri aracılığı ile alanında ki son gelişmeleri de yakından takip eden bir kuruluş olduğunu, işin en enteresan tarafı ise KSÜ kesesinden akraba ortaklığının adımlarının atıldığını…

Kimsenin bu isme ses çıkaramadığını…  

Hatta Rektör Bey’in bile çekindiğini, konuşan konuşana…
 

*
 

NELER olmuyor ki…

Mesela…

Hocaların birbiri ardına KSÜ Tıp Fakültesinden istifasını sunup ayrıldıklarını…

Hatta en son bu şehrin bir evladı, Tıp Fakültesi Kalp cerrahisi bölümünde büyük başarılara imza atan ve kalbi açmadan ameliyatlar yapan, Doç. Dr. Erdinç Eroğlu Beyin istifa edeceği ve bu şehirden gideceğini…

Bu değerli isimlerin istifalarının önüne geçilemediğini…

KSÜ yönetiminden bu konularda kamuoyuna aydınlatıcı bir açıklama yapılamadığını…
 

*
 

NELER olmuyor ki…

Mesela…

15 Temmuz resmi tatil gününde, Tıp Fakültesi hastanesinde ki bir bayan doktorunun, meme başlarını dikleştirmek için ameliyathanenin açıldığını, izinli olmasına rağmen personellerin çağrıldığını, bu ameliyata karşılık cüzi bir paranın yatırıldığını, bu ayrıcalığın, bu torpilin nerden geldiğini…  

Soramıyor, sorulmuyor…
 

*
 

NELER olmuyor ki…

Mesela...

Tıp Fakültesinden giden bir Hocanın yazdığı bilgiye göre, tam soruşturulmayan bir IVIG yolsuzluğunun olduğunu, Raporların Kahramanmaraş’tan çıktığını, Reçetelerin Osmaniye’den, İlaç temininin ise Gaziantep’ten, takriben 1,5 milyon dolarlık kaybın söz konusu olduğunu…

Nasıl bir vahim iddia değil mi?

KSÜ yetkilileri, kulaklarını kapatmışlar, duymuyorlar, duymak istemiyorlar…
 

*
 

KSÜ, kimsenin babasının çiftliği değil arkadaşlar…

KSÜ bünyesinde faaliyet gösteren akraba ortaklığı kuruluyor, ÇIT YOK…

Önemli bir isim, kalbi açmadan ameliyat yapan Türkiye’nin ender doktorlarından biri istifa edecek deniliyor, YİNE ÇIT YOK…

Hastanenin bir kadın doktorunun hem de resmi bir tatil gününde Dekan Beyefendi tarafından ameliyathane açtırılıp meme başları dikleştiriliyor, SAĞIR SULTAN MİSALİ DUYMADIM, GÖRMEDİM, SENARYOSU UYGULANIYOR…

Yolsuzluk var diye bir doktor bar bar bağırıyor, yazıyor, savcılığa şikâyetler ediyor, KAFALAR KUMA GÖMÜLÜP ÇIKARTILMIYOR…

Siyasi erkân, tüm bu olanları, bitenleri, duyuyor, KILINI KIPIRDATMIYOR

Bu şehrin tarihinde önemli bir yeri olan Merhum SÜTÇÜ İMAM adını taşıyan Üniversitenin, Rektörüne ve Yetkililerine... 
 

*
 

Buradan ben sesleneyim bari:

Hani, 70’li yıllarda İzocam reklamı vardı…

Biri battaniyeye sarılmış diyordu ki; ‘’Yak şu kaloriferi kapıcı donuyoruz…’’

Bir diğeri ise; ‘’Söndür şu kaloriferi pişiyoruz… Üstelik paralar boşa gidiyor… Yöneticimiz uyuyor muuuu…’’

KSÜ Rektörü ve yöneticileri…

Huuuu uyuyor musunuz?

Ya o koltuklardan kalkınız…

Ya da görevinizi yapınız…