Türkiye de deprem olması şaşırtıcı bir şey değil…

 

Şaşırtıcı olan bizim buna hazırlanmıyor oluşumuz.

 

Yedi ay önce köşe yazıları yazmaya başlamamın sebebi deprem konusuydu.

 

Zaman içerisinde tekrar yazacağımı belirterek başlamıştım yazılarıma.

 

Bugün köşemi yine “deprem gerçeği” tekrarına ayırdım.

 

Eskiden olduğu gibi deprem için ne kendi şehrimizde ne de Türkiye genelinde hiçbir şey yapılmadığını üzülerek görüyorum.

 

Deprem ya da doğal afetler konusunda faaliyet gösteren kurumlar da dâhil her kuruluş inatla depremin sonucu üzerine faaliyetine devam ediyor.

 

Hangi sebeple tedbirler üzerine çalışmalara hız verilmiyor anlamış değilim.

 

Derin bir faaliyet var da; biz mi görmüyoruz?

 

Yoğun bir çalışma var da; biz farkında mı değiliz?

 

Üniversiteler, Valilikler, ilgili Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar çok yoğun faaliyet için; deprem olsun, insanlar ölsün sonra TV ler de konuşuruz diye hazır da mı bekliyor?

 

Kim ne yapmışsa, ben yanlış düşünüyorsam, konuyu kaçırıyorsam, çalışmaların farkında olmadan atlıyorsam açıklasın da öğrenelim…

 

Ne zaman?

 

Ne zaman bu konu hakkı ile ilgi görecek?

 

Deprem; yıkan, yok eden bir güç, kelimenin hakkı ile AFET…

 

Yıllarca inşaatlar yapılır ama birkaç dakika da yıkılır yok olur…

 

Yılların emeği bir anda toprak olur…

 

EY YETKİLİLER!

 

Allah rızası için, bu konu her gün ve her an aklınızda olsun…

 

Aklınızda olsun da, YİRMİ DÖRT saatlik her günün sadece on iki dakikasını bu konuya ayırın lütfen.

 

Günde on iki dakika yılda dört bin üç yüz seksen dakika demektir.

 

Yani koca bir yıl da yetmiş üç saat eder.

 

Bu da yılda üç gün iki saat eder.

 

Bir yılın yüzde biri bile değil, toplam olarak bir hafta bile değil.

 

Bu millet buna layık değil mi?