Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi köşe yazarı Mustafa Karaaslan bugünkü yazısında ''Temel atma töreninde ki özenti ve şükürsüzlük!'' diye yazdı.


HANİ bizim şehrin, Büyükşehir Belediye Başkanı var…

Bir türlü halkla uyum sağlayamayan…

Belediye personeli çoğunluğu tarafından pek de sevilmeyen…

İletişim sorunu yaşayan…

Günü bitse de gider mi ola, ‘’kurtulur muyuz’’ denilen…

Hayrettin Güngör...
 


 

Son günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temel atma törenlerinde birebir yaptığını uygulamaya çalışıyor…
 


 

Mesela…

Tevfik Kadıoğlu Kavşağı’nın temel atma töreninde, müteahhidi sahneye çağırıp…

İşin bitmesi için pazarlık yapıyor…

Danışıklı dövüş misali…
 


 

Güngör diyor ki:

‘’ Evren Bey’le bir pazarlık yapalım. Biz billboardlara 150 gün hedef koyduk.’’

Müteahhit cevap veriyor: ‘’Başkanım normalde işin süresi 210 gündü, 150 günde bitirmek istiyoruz’’

Güngör; ‘’Sen in bakim…’’ deyince…

Müteahhit; ‘’Başkanım 120 gün olsun…’’

Güngör: ‘’120 günde çok, in bakalım in biraz daha…’’

Müteahhit: ‘’Başkanım siz söyleyin o zaman…’’

Güngör: ‘’Bak, şimdi biz burda 3 rakamlı yer koymadık. Yani 100’ün üzerinde hiçbir rakamı kabul etmiyoruz. İki rakamlı bir şey yazabiliyoruz. Ordan gazimiz dedi ki, 90 gün olsun. 90 gün de bunu bitiriyoruz…’’

Müteahhit: ‘’İnşallah Başkanım…’’

Güngör: ‘’Söz mü?’’

Müteahhit: ‘’Söz…’’
 


 

Bir gün sonra Kanlıdere köprüsü inşaatında da, yine aynı senaryo ile bu sefer inşaatın bitiş gününü 89 güne çekiyor…
 


 

Her iki inşaatın bitiş süresi Aralık 2022…
 


 

Şimdi ben desem ki…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, müteahhitlerle yaptığı pazarlık kendisine yakışıyor…

Senin yaptığın pazarlık, biraz yapmacık gibi geliyor be Hayrettin Güngör…
 


 

Hani atalarımız ne demiş:

‘’Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol’’

★★★

DUYDUĞUNU ANLATMAK ‘’ŞÜKÜRSÜZLÜK’’

Son günlerde ‘’Halil Konakçı’’ isimli vaaz hocasının, sosyal medyada bir videosu paylaşılıyor…
 


 

Video da diyor ki:

‘’Maraş Büyükşehir Belediye Başkanının misafiri olduk. Çok değerli bir insan. Bana şunu anlattı. Ben hep söylüyorum da o canlısını anlattı…’’

‘’Şükürsüzlük var biz de beyler. Fakirlik öyle anlatıldığı gibi değil, şükürsüzlük var…’’

‘’Kim de var bu şükürsüzlük biliyon mu?’’

Başkan Bey dedi ki: ‘’Gidiyoruz hocam evlere, geziyoruz. Evde halı yok doğru düzgün, bir şey yok. Dolap yamuk kapağı düşüyor falan. Bir ihtiyacınız var mı? Gönderelim hemen diyoruz diyor. Yok, elhamdülillah bir ihtiyacımız yok diyor diyo, kapısında 3 tane arabası olan eve gidiyoruz diyor, vallahi geçinemiyoruz ya bu pahalılıktan diyor’’ dedi.

‘’Vallahi bunu başkan bey anlattı ya…’’

‘’Ha dedim doğru bu, bu, bu…’’

Hocanın anlattıklarını dinledim ve kulaklarıma inanamadım…
 


Başkan Güngör, ziyaret ettiği evlerde olan bitenleri, bu hocaya anlatmış…
 


 

Seni kınıyorum Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör…
 


 

Sen ki oturup, bir hocayla bu şehrin içinde ziyaret ettiğin evlerdeki yaşadıklarını, duyduklarını, gördüklerini, anlatıyorsan…

Sana artık bir söz söylemenin gereksiz olduğunu düşünüyorum…

Çünkü…

Benim şehrimin insanlarının evlerinde, gördüklerini, duyduklarını, birilerine anlatmak…

Yakışık olmaz…

Ki sen, Şehr-Ül Emin olarak anılırsın…
 


 

Abdullah bin Mübarek Rahmetüllahı aleyh söylemiştir ki; “Duyduğunu saklamaya ancak, nesebi sahih olanın gücü yeter.”
 


 

Ve Peygamber Efendimiz, aile içinde kalması gereken sırların başkalarının yanında açılmasını ve bu sırlar hakkında konuşulmasını dişi ve erkek şeytanların yaptıkları davranışlara benzetiyor.
 


 

Benim şehrimdeki insanların evlerini ziyaret ederek, orada gördüklerini, duyduklarını, bir hoca da olsa onla paylaşıyorsan…

Sen, sır saklamaktan aciz birisin demektir...
 


 

Sana ne diyeyim ki:

Seni Allaha havale etmekten başka...