Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi kanal Maraş Köşe Yazarı Mustafa Karaaslan bugünkü yazısında ''Bırak artık Bahçeli bırak!'' diye yazdı.

DEVLET BAHÇELİ, 20 yıldır ülke siyasetine yön veren biri...

Seveni var, sevmeyeni var...

Eleştireni var, takdir edeni var...

Ama bazende acı gerçekleri benim gibi haykıranlar var...

*

Gerçek şudur ki:

Bugünkü yazımda Devlet Bahçeli hakkında bir kaç kelam etmek istiyorum...

Begenirsiniz begenmezsiniz...

Onu bilemem...

Ama bildiğim; doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen bir yapım var...

*

E hadi o zaman, yazmaya başlayalım:

Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü, partisinin Bursa'nın Keles ilçesinde düzenlediği 11. Koca yayla Türkmen Kurultayı'nda yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istemesiyle, 20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarıyla tanıştırdı.

1997 yılında oturduğu MHP Genel Başkanlığı koltuğunu, 2002 seçimlerinde partisinin Meclise girememesi nedeniyle bıraksa da, 2003 yılında yeniden yapılan Kongrede tekrar Genel Başkan oldu…

İlk başlarda AK Parti karşıtı politika izleyen Bahçeli, Erdoğan’a demediğini bırakmıyordu…

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Erdoğan'a en sert eleştiriler yönelten, cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a karşı, CHP ile birlikte çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekledi…

Ve Kaybedildi…

Davutoğlu’nun koalisyon arayışlarında AK Parti’ye resmen model sundu; "Birinci koalisyon modeli, baştan bu yana birliktelikleri devam eden AKP-HDP arasında olması lazımdır. 2’nci bir koalisyon modeli. AKP-CHP ve HDP" diyerek, AK Parti'ye kapıları kapattı.

*

Ne olduysa darbe girişiminden sonra oldu...

AK Parti yanında yer almaya başladı…

Ve başkanlık anayasası ortaklığını, yine kritik bir hamle ile "ittifaka" taşıdı.

Anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından Türkiye gündemine erken seçim tartışması girdi.

Bahçeli, 8 Ocak 2018'de medya temsilcilerine partisinin cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini belirterek daha önce yerden yere vurduğu Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı. Yapılacak uyum yasaları düzenlemesi ile önce yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesini talep eden Bahçeli, Erdoğan'la yaptığı görüşmeler sonrasında ittifak yapabileceklerini açıkladı ve bunun "cumhur ittifakı" olabileceğini bildirdi.

*

24 Haziran'da gerçekleşen erken seçimin sonucunda Erdoğan, Türkiye'nin ilk yürütme yetkisine sahip cumhurbaşkanı seçilirken MHP de Meclis'teki sandalye sayısını 35'ten 50'ye çıkardı ve Cumhur İttifakı TBMM'de çoğunluğu sağladı.

*

Ve Cumhur İttifakının en güçlü partisi konumundaki MHP ve onun Genel Başkanı Bahçeli, AK Parti’yi AK Parti’den daha çok savunur hale geldi…

*

Çok acıdır ki;

Bir zamanlar HDP ile birlikte koalisyon kursun diyerek suçladığı AK Parti’yi desteklemesi, olası bir seçimde MHP’nin baraj altında kalacağı yapılan anketlerde ortaya çıkarken, her platformda ortaya çıkan MHP camiasının ağır abileri bile bu gidişe ses çıkarmaktan imtina ettiler. Kapalı kapılar arkasında bile bir araya gelmeye çekindiler...

Halk ekonomik olarak yaşam mücadelesi verirken, MHP içerisinden kopmalar, kaçışlar hızlandı...

*

MHP her geçen gün erirken, bu erimenin önüne geçmek adına bir politika üretmeyen Bahçeli, maalesef ki, en son grup konuşmasının büyük çoğunluğunu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ayırması ve yağan kar nedeniyle mücadele etmesi gerektiğini belirtip balık yemeğe gitmekle suçlaması, daha önce de yine bir başka grup konuşmasında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı tehdit etmesi, hem MHP tabanında hem de kamuoyunda karşılık bulmadı...

Hatta tepkilere neden oldu …

*

Esas soru şu:

24 yıldır MHP’nin koltuğunda oturup partisinin iktidar olmaması nedeniyle Bahçeli, artık koltuğu bırakmalı mı, bırakmamalı mı?

Bırakmalı diyen büyük bir çoğunluk kitlesi var…

*

MHP’nin en son geldiği nokta, AK Parti’nin sözcüsü gibi hareket etmesi, yerelde bile AK Parti’nin yanlışlarına sessiz kalınması, toplum nezdinde yadırganmaya başlandı…

Başbuğ Alpaslan Türkeş’in mirası olan MHP, bana göre yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilmeli…

*

Hatta ve hatta her geçen gün anketlerde erimekte olan MHP ve onun Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti’nin kaybettiği İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarına laf edeceğine ''Adana’yı, Mersin’i nasıl kaybettim'' diye hayıflanması gerekir…

Bir zamanlar 3 Milletvekili çıkardığı Kahramanmaraş’ta, oy olarak nasıl eridiğini sorgulaması gerekir…

Ve 24 yıldır oturduğu MHP Genel Başkanlığı koltuğunu, bırakmasının zamanının gelip geçtiğini bilmesi gerekir…

*

Halk artık MHP’de bir değişim istiyor…

Grup konuşmalarını; ne sosyal medyada, ne televizyonlarda, izleyen olmadığını birilerinin kendisine söylemesi gerekir…

Seçim barajı yüzde 7 değil, yüzde 5’e de düşse, korkarım ki olası bir seçimde daha da aşağılarda kalacak gibi gözüküyor…

*

Sözün özü şu:

MHP tabanı bugünlerde en çok şunu dile getiriyor…

‘’MHP diye bir parti kalmadı ve ilk seçimde AK Parti’ye iltihak eder ve onun listesinden aday çıkarılırsa şaşmayın’’

MHP’de bir zamanlar yöneticilik yapmış biri olarak diyorum ki…

Bırak artık Bahçeli bırak…

MHP’nin her geçen gün erimesini seyretmek bizlere acı veriyor…

Ve siz, MHP sempatizanları ve seçmenleri…

Bırakmaz mı diyorsunuz?

Bence bırakmalı… Sizce de bırakmalı...

Bunu söylemekten çekinilmemeli...

MHP, İktidara gelmek için en şanslı, en güçlü partisi olacağına...

Ermesine gönlüm razı değil...

*

Son olarak şunu söylemek istiyorum: 

Sayın Bahçeli'yi seven Milliyetçi bir kardeşi olarak olası bir seçimde, büyük bir hezimet yaşayarak koltuğu bırakmasını istemiyorum…

Her şey zamanında bırakılmalı...

Siyasette de böyle olmalı...

Dünya yaşamının içerisinde hepimizin birer fani olduğunu bilmeliyiz...

Uzun ve acı dolu sözler mi yazdım?

Ne yapayım...

Dost söylerse acı söyler…