Kahramanmaraş'ın en etkin haber sitesi köşe yazarı Mustafa Karaaslan bugünkü yazısında ''Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına Açık Mektup!'' diye yazdı.

Sayın Başsavcım…

Depremi yaşamış, çocukları, torunları, ve damadı ile aynı binada ve ayrı ayrı dairelerden yaralı çıkarılmış, ancak eşini kaybetmiş kurtaramamış biri olarak size seslenme ihtiyacı hissettim…

Allah kimseye eşini, evladını, kucağında ve gözleri önünde kaybetme acısı vermesin…

Ben o acıyı yaşadım ve ölene kadar da yaşayacağım…

Sayın Başsavcım…

Size seslenme konusuna gelecek olursam:

Önceki günlerde “Gerçekler ortaya çıktı!..” başlıklı bir yazı yazmıştım…

Okuyup okumadığınızı bilmiyorum…

Ancak bildiğim bir şey varsa, depremin ilk günlerinde; “Asrın felaketi ile karşı karşıyayız ve yıkılan binaların %98’i, 2000 yılından önce yapılan binalardan oluşmaktadır.” diyen Devlet Büyüklerimizin bir daha bu cümleleri sarf etmemesi karşısında, bir avuç insanın günah keçisi ilan edilip suçlu onlarmış gibi tutuklanıp, kamuoyu önüne atılmasını, doğru bulmadığımdan dolayı ve aylar sonrada olsa Devlet Büyüklerimizin söylemesi gereken sözü ilk defa bir Üniversitemizin 6 kişilik Prof. Ve Doç. Ünvanlı Bilirkişi heyetinin verdiği raporda söylediklerini okuyunca; “İşte dedim.  Gerçek bu? Devlet Büyüklerimizin ekranlara çıkıp söyleyecekleri sözleri, bu hocalar söylemiş, helal olsun.” Dedim.

Nedir o rapordaki sözler? Yazınızı okumadım derseniz…

Sonuç bölümünü aynen aktarıyorum: 

“…2007 yönetmeliği deprem yer ivmesi olarak 0.4g hesaplarda kullanılmaktadır. Depremde ortaya çıkan kuvvetlerden dolayı özellikle bu deprem için TDY-2007 yönetmeliği yetersiz kalmıştır. Afad tarafından ölçülen yer ivmesi değeri 0.7g seviyesine çıkmıştır. Yıkımın Ana sebebi 6 şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş – Pazarcık depreminde meydana gelen kuvvetli yer hareketinin büyüklüğüdür. Diğer sebepler ise; mevcut yapının geoteknik (zemin) değerlendirmelerinin eksik veya kusurlu yapılmasıdır ve mevcut imar durumunun zemin koşullarına bakmaksızın yüksek kat yapılmasına imkan vermesidir.”

konyarapor

Sayın Başsavcım…

Bu raporda zikredildiği üzere; “2007 yönetmeliğinde deprem yer ivmesinin 0.4g olarak hesaplarda kullanıldığı, (proje çiziminde) oluşan depremin ise 0.7g olarak ölçüldüğü, yıkımın bu nedenle ana sebebinin kuvvetli yer hareketinin büyüklüğü olduğu, diğer sebeplerin ise zemin ve imar durumunun zemin koşullarına bakmaksızın yüksek kat yapılmasına imkân verilmesidir” denilmiştir…

Raporu veren; Konya Teknik Üniversitesi Prof ve Doç. Ünvanlı hocalardır…

Raporu isteyen; İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığıdır…

Dosya numarası; 2023/4636 Soruşturma nolu olup, rapor tarihi 01.09.2023’dür…

Sayın Başsavcım…

Kahramanmaraş için, 6 şubat 2023 depreminden sonra, Afad tarafından ölçülen deprem yer ivmesinin ne kadar olduğu, mutlaka masanız üzerinde rapor halinde yer almaktadır…

Kamuoyunun bilmesi adına buradan yazıyorum…

Tam tamına 2.2g dir.

Yani; bırakın 2007 yönetmeliğini, 2018 yönetmeliğinden bile tam 6 kat daha büyüktür. 1975 ve 1998 yönetmeliğini sıralamaya koymamıza gerek yok sanırım…

İskenderun ilçesi için ölçülen depremin yer ivmesinin 0.7g olarak gerçekleştiği ve yıkımın Ana sebebinin kuvvetli yer hareketinin büyüklüğü olduğu raporda belirtiliyorsa, Kahramanmaraş için 2.2g gibi yönetmeliklerden kat be kat daha büyük deprem yer ivmesinin gerçekleşmiş olması nedeniyle, yıkımın Ana sebebinin, kuvvetli yer hareketinin büyüklüğünden bahsetmek en doğrusu olsa gerek…

Bu doğrultuda, aylardır tutuklu bulunan bu şehrin bir avuç insanı, suçsuzdur. Adli kontrol şartları ile tahliye edilmeleri gerekir…

Çünkü “geç gelen adalet adalet değildir”

Çünkü onlar bu şehirde, kimisi ben gibi ailesini, evladını, kardeşini ve birçok akrabalarını kaybetmiş, acılarını yüreğine gömmüş insanlardır…

6 Şubat depremi göstermiştir ki; Devlet ve bilim yanılmıştır…

 2020 Afad raporunu Sümen altı edip, halkı uyarmayanlar ve önlem almayanlar esas suçlulardır…

Kaldı ki; Afad 2020 raporunda, yıkılacak yerler-bölgeler ayrıntılı bir şekilde tek tek belirtilmiş ve 6 şubat depreminde aynen gerçekleşmiştir. (sayfa43)

Şu bilinmelidir ki;

Her deprem sonrası yönetmelikler değiştirilmiş, (1975-1998-2007-2018) maalesef devlet olarak, hiçbir depremi ve depremin büyüklüğünü, deprem olmadan önlem olmak adına öngörememiştir…


Deprem yönetmeliklerine göre proje çizen mühendisler ve bu projelere göre inşaat yapan müteahhit, yapı denetim, fenni mesul ve belediye imar müdürlüğü yetkilileri, devletin öngöremediğini nasıl öngörecektir? 

Eninde sonunda Devlet büyüklerimiz ekranlara çıkıp, depremin büyüklüğünü öngöremediklerini, yıkımın bu nedenle gerçekleştiğini itiraf etme durumunda kalacaklardır. (Deprem sonrası vefat eden her vatandaşımız için 100 bin TL vermeleri ve depremzedeler için deprem konutları yaparak teslim edeceğiz demeleri bana göre bir itiraftır.)

Sayın Başsavcım…

Kahramanmaraş’ımıza yeni tayin oldunuz. Böyle bir yazıyla size seslenmek ve hoş geldiniz demek durumunda kaldığım için kusurumu bağışlayınız. (Kanal Maraş olarak randevu talebimiz vardır)

Hoş geldiniz ve umarım şehrimizde uzun yıllar hizmet dönemi geçirirsiniz. Bu şehre alışan ve suyunu içen, kolay kolay bu şehri terk etmez, hatta etmek istemez…

Deprem yargılamalarının uzun sürmemesi dileğiyle, Görevinizde başarılar diler, saygı ve hürmetlerimi sunarım…

DİPNOT: Deprem sonrası yıkılan binalardan, örselenmiş betonlardan karot numunesi almak ve sonuçları ile hüküm kurmak abesle iştigaldir. Çünkü örselenmiş betonlardan alınan karot örnekleri hiçbir zaman gerçeği yansıtmaz. Çevre şehir Bakanlığının genelgesinde karot numunesinin nasıl alınacağı ve kaç adet alınması gerektiği belirlenmiştir. Kaldı ki 2018; deprem yönetmeliği 15 bölümde; “Deprem etkisi altında mevcut bina sistemlerinin değerlendirilmesi ve güçlendirme tasarımı için özel kurallar” başlığı altında 15.1.6 bendinde aynen şöyle yazmaktadır:

“Binada hasara neden olan bir deprem sonrasında hasarlı binanın deprem güvenliği bu bölümde verilen yöntemlerle belirlenmez” denilmektedir…

Yani; Deprem sonrası hasarlı bir binadan alınan beton-karot numunesi gerçeği yansıtmaz demektir...

Bir örnek verecek olursam; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınızın 2023/30456 soruşturma nolu dosyası ile açılan dava 2023/3237 Esas numaralı 4.Ağır Ceza Mahkemesinde görülecektir. Bu dosya içerisinde yer alan 01.06.2016 tarihinde alınan beton-karot numunelerinin sonuçları ile deprem sonrası alınan örselenmiş beton-karot numuneleri sonuçları çok açık bir göstergedir...

Arz olunur…

depremyanalyuk