BU SÖYLEM gün geçtikçe doğrulanıyor…

 

Hain FETÖ örgütünün yaptıklarını ortaya çıkaranlar, ifade verenler, susturuluyor…

 

Yaşamları burunlarından getiriliyor…

 

Konuşmak isteyenler, hain örgüt ile ilgili bildiklerini anlatmak isteyenler, konuşamıyor veya konuşmaları engelleniyor…

 

*

 

Hani deveye sormuşlar ya!

 

-“Boynun niye eğri?” diye.

 

Deve cevap vermiş:

 

-“Nerem doğru ki”

 

*

 

Herkesin malumu geçen hafta FETÖ’yle ilgili Kahramanmaraş’ta bir ses kaydı ortaya çıktı…

 

Ortalık tam bir nohut sapına döndü…

 

Haberden de anlaşılacağı üzere ifadesi alınıp salınan Teğmen’in tekrardan tutuklandığını…

 

Darbe karşıtı olanların ve darbeciler ile ilgili ifade verenlerin sürgüne gönderildiğini…

 

Daha bir yıllık Albay olan Ziya Kasacı’nın alel acele resen emekli edildiğini…

 

Falan filan…

 

*

 

O değil de…

 

Benim kafamı kurcalayan esas konu şu:

 

-Kahramanmaraş’ta görev yapan darbe karşıtı aslan parçası 6 komutan niye sürgüne gönderildi?

-Darbeci subaylar hakkında ifade verdikleri için mi?

-Bu ses kaydı ulusal medyada çıkmasaydı, bizler 6 darbe karşıtı komutanları nerden bilecektik?

-Bu ses kaydını alan Halil Astsubay nereye sürgün edildi?

-Daha bir yıllık olan Albay Ziya Kasacı, niye resen emekli edildi?

-Adliyede dönen çarkın içinde kimler vardı?

-Hangi savcı veya hâkim bu çarkın içindeydi?

-Şu an Kahramanmaraş’ta 15 Temmuz darbe teşebbüsüne destek veren komutan var mı?

-AK Parti içerisinde etkin bir konumda olan kişi veya kişiler bu çarkın neresindeydiler?

-Hangi işadamları bu çarkın dişlilerini oluşturdu?

 

*

Dedim ya!

 

Kafam da deli sorular…

 

Bu ses kaydı şunu göstermiştir ki:

-Fetö’yle mücadele edenlerle mücadele ediliyor…

-Yok, edilmeye çalışılıyor…

-Sürgüne gönderiliyor…

-Resen emekli ediliyor…

 

*

 

Ne diyebilirim ki:

 

Yaş’ın yanında kuru da yanıyor gibi…

Herkesin bir hesabı varsa…

Yüce Yaradan’ın da mutlaka hesabı vardır…

Allah’ım Devletimize Milletimize Zeval vermesin…

FETÖ Örgütüyle mücadele eden o yiğit insanlara güç kuvvet sabır ihsan eylesin…

 

***

 

BİR “DEFİLENİN” NELER YAPABİLECEĞİNİ GÖRDÜK

 

Defile, genellikle basından ve alıcılardan oluşan seyircilere, moda tasarımı ve pazarlama mesajları iletmesi için tasarlanan bir pazarlama olayı olarak bilinmektedir.

 

Ancak benim güzel şehrimde “Defile” İtfaiye personellerine sunuldu…

 

Kamuoyunda bu olay duyulunca kızılca kıyamet koptu…

 

*

 

-Sorumlular ortaya çıksın diyene mi bakarsın…

 

-Bu ne iş yahu diyene mi?

 

-Kısaca topa girmeyen kalmadı…

 

-En çokta işi gırgıra götürüp “ben hala işin manken kısmındayım… Beni niye çağırmadınızzzz” diye sosyal medyada olayı Tİ’ye alan Abid Vanlı Müdürüm bile paylaşım yaptıysa…

 

-Varın gerisini siz düşünün…

 

-Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, “bu defilenin kendilerinden habersiz, bilgi verilmeden ve izin alınmadan yapıldığını" açıklayıp İtfaiye Daire Başkanını görevden alması her ne kadar kamuoyunu tatmin etmese de, ben şahsen Başkan Erkoç’un bu olaydan hiçbir şekilde haberinin olmadığına inanıyorum…

 

Ve Başkan Erkoç’a sadece şunu söylüyorum:

 

EKİP… EKİP… EKİP…