NEJAT Uygur’un “sizinki can da bizim ki patlıcan mı?” isimli o muhteşem tiyatro oyununda, replikte söylenen şarkı sözüdür...

Rol gereği rahmetli kekemedir…

Heyecanlanınca kekemeliği ortaya çıkar…

Tedavi için gittiği doktor, kekemeliği götürmek için ona bir şarkı söylemesini ister…

Hastalığının anca bu şekilde geçebileceğini belirtir…

Replikteki şarkı sözü şöyledir:

“Bağa girdim üzümeee, çubuk battı gözümeee…”

*

Rahmetli o kadar rolünü içten oynar ki, sahnede bu repliği yani şarkı sözünü doktora yedirmek için şöyle değiştirir…

“Bağa girdim üzümeee…”

“Üzüme girdim bağaaaa…”

Der ama ikinci cümleyi yani şarkının sonunu söyleyemez…

*

Doktor bağırır:

“Eeee batır çubuğuuuuu…” çabuk deyince…

Rahmetli sesini yükseltir:

“Sadistmisiniz ilk defa başımıza geliyorrrr…” der.

*

Doktorun hoşuna gider bu söz, seni sevdim gel yanıma otur ve senle fasıl yapalım, ilk cümleyi ben söyleyim ikincisini sen söyle der…

Amaç kekemeliği ortadan kaldırmak ya!

İlk cümleyi doktor söyler...

Söyler söylemesine de…

Rahmetli bu…

Doktora bakar ve şarkıyı uzatarak,“Çubuk battıııııı, çubukta battı aman offf offff senin dötüneee…” der kaçar.

*

Bu nu niye mi yazdım…

Şunun için:

-Büyükşehir Belediyesinde Başkanlık devir teslim töreni yapılmadan önce işe alınanların olduğu, daire başkanı yapılanların bulunduğu, bu aralar kamuoyunda çokça konuşuluyor…

Yani anlayacağınız deniliyor ki:

-Adamı olan, arkası güçlü olan kişilerin çocukları, yeğenleri var ya?

-Bu işe alınanlar, daire başkanı yapılanlar onlar kardeşim…

-Bizim gibi garibanları alacak halleri yok ya?

*

Milletin ağzı torba değil ki büzesin…

Konuşan konuşana…

Haksız da değiller yani…

Bu konuşmalardan; “üç isim dikkatimi çekti?”

Sözleşmeli olarak işe alınan; “Y.A ve M.A.K’nin kızları…”

Daire Başkanı yapıldığı söylenen ise; “N.R’nun yeğeni…”

*

Ne diyelim…

Arkası güçlü insanlar…

Bana da bu köşeden şöyle seslenmek düşer:

-Ehh be mübarekler, niye bir garibanın kızına veya yeğenine bu ayrıcalığı yapmadınız? Veya yapmıyorsunuz?

*

En acı duyduğum tarafı nedir biliyor musunuz?

Söyleyeyim:

İşe alınanlar, “Durumu olmayan ihtiyaç sahibi kişiler olarak belirtilmişler…”

Ayıp ayıp vallahi ayıp…

Alçalmanıza, kendinizi rezil etmenize değer mi?

Duyulmaz mı sanıyorsunuz?

*

“Ya daire başkanı sıfatı verilen ünlü ismin yeğenine ne demeli?”

-O işe uygun mu?

-Liyakati yeterli mi?

-Daire Başkanlığı yapabilecek çapta mı?

Falan filan…

*

Söylenecek çok laf var da şimdi burada yerim dar…

*

Yani yazımın baş tarafına dönecek olursam…

“Sizinki can da bizim ki patlıcan mı?” sözcüğünü az biraz değiştirip sadece şu cümleyi söylemek istiyorum:

“Sizinkiler can da durumu olmayan garip gurabanın kızları, yeğenleri, canları patlıcan mı?”

Başkan Güngör’ü bir kez daha tebrik ediyorum…

Bu torpilli, arkası güçlü şahısların, sözleşmeli olarak işe girdirdikleri kızlarının hemen çıkışını verivermiş… Halk deyimiyle “Kapıya koyuvermiş…”

Allah ondan bin kere razı olsun…

*

Daire Başkanı yapılan yeğene ne oldu diye sorarsanız?

Can kulağı ile gelecek haberi bekliyorum…

O kendilerini Kafdağı gibi ulaşılmaz yüksekte görenler var ya?

Hani kendilerini güçlü sananlar, onlara sesleniyorum:

“Bana kimin kızı, kimin yeğeni, olduğunu tek tek yazdırmayın” elinizi çekin artık Büyükşehir Belediyesinden, hele hele yakınlarınızı işe sokmak için girmeyin kapısından, köşesinden…

Aksi takdirde Rahmetli Nejat Uygur gibi, “Bağa girdim üzüme türküsünün ikinci kısmını var ya?”

“O kendini bilmez, siyasetin tozlu raflarına kaldırılmış şahsiyetler için söylerim…”

Hem de kekelemeden ve avazım çıktığı kadar…