ÖNCEKİ günlerde “İki fotoğraf ve düşündürücü sorular…” başlığında bir yazı yazdım…

Yazı başlığına da konu olan bir resimde “Toplantının en ön safında ayak ayak üstüne” atmış, yeni Meclis üyesi adayı bir bayanın il teşkilatındaki bir toplantıda oturuş şeklini eleştirdim…

Dedim ki:

“Sağ tarafta oturan bir bayan… Ayak ayak üstüne atmış… Kızmayın bana ama… Çok ama çok karizmatik bir fotoğraf karesi…

Oturuş şekline bakarsanız:

Büyüklenme var… Karşısındaki başkana siz kimsiniz ki deme var… Caka satma var… Bakın ben ayrıcalıklıyım deme var… Yönetime daha 6 ay oldu yeni girdim, eskiler siz şöyle durun deme edası var… Kibir var… Anlayacağınız var oğlu var…”

*

Bu yazıma Mimarlar odası Kahramanmaraş Şubesi hemen WhatsApp grubuna bir yazı atarak üyelerine şunları yazmış:

Demiş ki:

“26 Şubat 2019 tarihinde Kanal Maraş isimli yerel internet sitesinde Mustafa Karaaslan tarafından ‘iki fotoğraf ve düşündürücü sorular’ başlıklı köşe yazısında, üyemiz ve meslektaşımız olan Fatma Zehra Aslantaş’a yönelik aşağılayıcı ve ayrımcı söylemlerin KARŞISINDA, meslektaşımızın her zaman YANINDAYIZ. İş ve çalışma hayatında kadınlara yönelik yapılan olumsuz ayrımcılıklar, fiziksel şiddet, psikolojik baskı ve toplum tarafından diretilen kadın-erkek değer ayrımcılığı çağdaş medeniyetler seviyesine hızla yükselmekte olan ülkemize hiç yakışmayan davranışların başında geliyor. Gazetecilerin ve köşe yazarlarının daha temkinli, kişiler hakkında bu kadar pervasız ve aymaz davranmaması ve karşısındakine karşı nezaketi ve ölçüyü kaçırmadan eşleştirici ve örnek olması gerekmektedir. Bizler demokratik ve laik Türk kadınları olarak; insan olmanın gerektirdiği bütün hak ve özgürlüklerimizi sonuna kadar savunacağız. Kapalı ya da açık olmak, gülmek, sokağa çıkmak, çalışmak ve insanca yaşama dayanan bütün hak ve özgürlüklerin takipçisi olacağız.”

Altına ekleme yapmış:

“Resmi napiyoruz?”

*

Buradan Mimarlar odasına sesleniyorum:

Yazımda zerre kadar hakaret yoktu, aşağılama yoktu, kötü söz yoktu, kılık kıyafet konusuna değinme yoktu, kapalısın-açıksın diye bir söylemim yoktu.

Sadece ve sadece “oturuş şekline” eleştiri vardı…

Fakat siz, tüm meslektaşlarınıza ortak mesaj çekerek; “…aşağılayıcı ve ayrımcı söylemler, gazeteci ve yazarlar olarak pervasız ve aymaz davranmaması…”  yönünde söyleminiz…

Ve devamında da:

“Resmi napiyoruz?” demeniz, bakış açınızın ne kadar “dar sığ ve bağnaz” olduğunu göstermiştir.

*

Size bir şey diyeyim mi?

Öncelikle şöyle bir aynaya bakmanızı öneririm…

Ayna karşısında kendi kendinize bir “Aymaz” kelimesini kullanıp nasıl geri döndüğünü ve yankı yaptığını hissetmelisiniz…

Çünkü…

Bu şehirde yıllardır, “adı var kendi yok” bir odanız, İmar planlarına karşı “ruhsuz ve suskun” duruşunuz, tüm kamuoyunun bildiği bir konudur…

Siz oturun koltuklarınızda bu şehri odanızdan izlemeye devam edin…

Bizim gibi gazeteci ve köşe yazarlarına “PERVASIZ VE AYMAZ” kelimesini kullanmak sizin haddiniz değil…

*

Haaa bu arada…

“Resmi napiyoruz?” Demiştiniz ya!

Mimarlar Odası olarak:

“Adliyenin yerini bilmiyorsanız tarif edeyim…”
 

***
 

DİP NOT: Mimarlar Odası Şubesi Başkanı olarak bildiğim Veli Çiftaslan Beye dün telefonla ulaşmaya çalıştım. Ama ulaşamadım.