HANİ atalarımız “Bir deli kuyuya taş atmış, Kırk akıllı çıkaramamış” demişler ya!

Geçen Cumartesi günkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mitinginde; “Mahir Ünal ile Celalettin Güvenç’in tartıştılar, vuruştular dedikodusu, kamuoyunda almış başını gidiyor…”

Herkes bu dedikoduya bir kelime ekleyip devam ettiriyorlar…

Deniliyor ki:

-Yok, vuruşmuşlarmış…

-Yok, biri yumruk atmışmış…

-Yok, diğeri tekme sallamışmış…

“Kuyuya taş atma misali” işi daha da ileri götürüp…

Yok, biri silah çekmişmiş…

Elini tutmasalar mışmış…

Falan filan…

*

Bizim milletimiz bir âlem…

Dedikoduda üstümüze yok…

*

Bakın size bir şey diyeyim mi?

Ben bile inanır olmuştum bu dedikodulara…

*

Ancak…

Bir dostum aradı…

Dedi ki:

-Yok, kardeşim kavga mavga…

-Miting alanında çalan müzikten dolayı sesleri yüksek çıkınca insanlar kavga ediyorlar dedikodusunu çıkardılar…

-Bende ikisinin konuşurken video görüntüsü var…

-Geliyorum yanına izle gör deyince…

Beklemeye başladım…

*

Tabi dostun gelmesi ile heyecanla elindeki telefonun video bölümünü açıp izledim…

Video bir apartman balkonundan çekilmiş…

Gerçekten miting alanında Mahir Bey ile Celalettin Güvenç yalnız başlarına konuşuyorlar…

Etraflarında kimse yok…

Mahir Bey elini cebine sokup normal konuşma şekli ile konuşurken, karşısındaki Celalettin Güvenç heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatıyor…

Yanlarına gelen İl Başkanı Debgici ikisiyle tokalaştıktan sonra video noktalanıyor…

Yani anlayacağınız kavga mavga yok…

*

İki siyasetçi…

Biri Genel Başkan Yardımcısı…

Diğeri Milletvekili ve İçişleri komisyon Başkanı…

Bu iki isim, bu şehrin çocukları…

Ancak şunu unutmamak gerekir…

Değil içişleri komisyon Başkanı olmak, hangi komisyon başkanı olursa olsun, bir Genel Başkan yardımcısına sesini yükseltmek haddi değil ve olmamıştır da…

Ki hiçbir milletvekili bir Genel başkan Yardımcısına sesini yükseltemez…

Bu etik de olmaz, Parti gelenek ve adabına da uymaz…

Herkes haddini ve hukukunu bilir…

Ama dediğim gibi Miting alanında yüksek sesle müzik olayı ve bu şehrin aynı partiden iki milletvekilinin samimi bir şekilde konuşmaları olamaz mı?

Tabi bizim “kuyuya taş atma gibi” bir argüman’ımız var ya!

Hemen “Çamur at izi kalsın” söyle mi misali…

Herkes bir senaryo üretiyor…

*

Sözün özü şu:

Bu şehrin bir artı değeri olan, “Mahir Ünal hakkında dedikodu üretmek, bu şehre yapılacak en büyük kötülüktür…”