ANCAK seversen bilirsin…

Sevgi anlatılmaz…

Sevgi bir yaşam biçimidir…

Bir çiçeği de seversin…

Bir böceği de…

Kaybetmekten korkarsın seviyorsan…

Her yeni güne onla uyanmak istersin…

*

Demiş ya şair:

-Yıllarca konuşsunlar aşkımızı…

-Dillerden düşürmesinler şarkımızı…

-İster ölüme mahkûm etsinler, ister kurşuna dizsinler…

-Razıyım aşkın pahasına kurşunlanmaya…

-Razıyım acılar içinde ağlamaya…

-Ben senle yaşarım…

-Sensiz gözümde yok ki dünya…

-Yeter ki hep yanımda ol, başucumda ol, gözümü açtığımda hep seni göreyim, ellerinden tutayım, sarılayım öpeyim…

-Çünkü ben, ben sana çok tutkunum…

*

Sevgi üzerine bugün bir yazı yazmak istedim…

Ve bir kıssadan hisse paylaşmak…

*

Hikâye bu ya:

Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış...

Sokaktan geçenler yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.

Hemşireler, önce pansuman yapmışlar ve "Biraz beklemesini ve röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini" söylemişler.

Yaşlı adam huzursuzlanmış; "Acelesi olduğunu, röntgen istemediğini" söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar. "Eşim huzurevinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum" demiş.

"Eşinize haber iletir, gecikeceğinizi söyleriz" deyince, yaşlı adam üzgün bir ifade ile "Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiçbir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor" demiş.

Hemşireler hayretle "Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?" diye sormuşlar.

Adam buruk bir sesle şöyle demiş: "Ama ben onun kim olduğunu biliyorum ya..."

*

Sevgi, sevmek, sevilmek…

Sevdiğinin kim olduğunu bilmek…

Arkadaş, eş, dost…

Hiç fark etmez…

Sevdin mi tam seveceksin…

Kim olduğunu bile bile…

Bırakmayacaksın…

Sımsıkı sarılacaksın…

*

Sözün özü şu:

-Ben hayatta hep sevdiğim için kazandım…

-Ve sevmeye devam ediyorum…