NE GÜZEL demiş; O âlemlere rahmet olan rahmeten lil alemin;

“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.”

*

Sen ne güzel bir şehirsin İstanbul…

Her taşı altın derler ya!

Bu güzel şehir bu günlerde herkesin dilinde…

31 Mart Yerel seçimleri sonuçları itibariyle 5 yıl bu güzelim İstanbul’u yönetecek Şehr'ül Emin kim olacak? Merakı içerisindeler…

*

28 Mart’ta Pazarcık'ın bir aşiret köyü olan Karaağaç’a Kanal Maraş adına giderek bir haber çekmiştim.

Köyün girişindeki mezarlığın içinde güzel bir çeşme var…

Üzerinde şöyle yazılı: “Bak şu çeşmenin akışına, su içmeye tası yok. Kırma insan gönlünü, yapacak ustası yok…”

Biraz ilerleyince mezarlığın boydan boya uzanan istinat duvarına ise şu veciz sözü yazdıklarını gördüm: “Eline, beline, diline sahip ol"

Kahramanmaraş'ın il sınırları dâhilinde, hemen hemen mezraları dâhil gitmediğim köyü yok.

Her köyde bu tür veciz söz bulmak mümkün…

Deyişler yönünden de aşiret köyleri çok zengin...

Neredeyse her evde bir bağlama görmek mümkün.

Köye gittiğim zaman, eğer aşiret köyüyse; En yaşlı, tecrübeli dedelerini bulur sohbet ederim…

“Hasan Güneysu” da onlardan biri…

Aleviliğin ritüel anlamda da olsa yaşatıcısı o dedeler…

Onlardan sonraki Avrupa görmüş kuşağın birçoğu sosyalizme veya bizdeki Kemalizm’e saptı.

Neyse…

“Ahh İstanbul Ahh” yazdık başlığa, nerelere uzandın? Diyebilirsiniz.

Alevi dedesiyle sohbetimizin sonunda, "Hasan amca, Ankara ve İstanbul'da seçim sonuçları nasıl olur? Dediğimde; "Mustafa Bey (ifadesini aynen aktarıyorum) gurban oldugim, sen beni imtihan mi ediyosun? Tabi ki İstanbul'da Erdoğan alır amma velâkin ben Angarayı kestiremiyom..."

*

Bu dede aynı zamanda köyün nahırlarını otlatıyor.

Biraz teknolojiye de hâkim.

Akıllı telefon kullanıyor, internetten türkü dinliyor.

Dün kendisini aradım ve İstanbul konusunda yanıldığını ve CHP'nin kazandığını söyledim…

Bana söylediklerini sizlere aktarmak istiyorum.

Hasan amca dedi ki: "Evvelen sana ve aile efradına saygılarımı sunarım. Dostluk bâki, seçim, dünya işleri boş… Gönül kırmamak lazımdır. Ben İstanbul'u Erdoğan alır dedim ve o sözümün ardındayım… Bizimkiler ne peşinde bilmiyorum ama İstanbul benim de gafamı garıştırdı..."

Nasıl Hasan amca, tam olarak anlamadım, dedim…

Cevabı açık ve netti…

Aynen şunları söyledi:

"Evlat, namusluca yeniden reyler sayılırsa Erdoğan alır."

Dedeye teşekkür ettim, telefonu kapattım.

Dikkatimi çeken şu oldu:

“Konuşmasında hiç Binali demedi, ona göre varsa yoksa Erdoğan.”

*

ABD’li Michael Rubin’in 1 Nisan’da attığı şu tweet Türkiye’yi karıştırmak adına İstanbul’da kirli tertibin apaçık ipuçlarını veriyor: “2009 yılında Ahmedinejad seçimi çalmaya çalışınca, İranlılar sokaklara çıkarak protesto ettiler. İran halkı acaba Türklerden daha mı demokrasiye değer veriyor? Gezi Parkı protestoları birilerinin ayarlarını bozmuştu.”

Rubin’i görüyor musunuz? Attığı Tweey ile yeni bir gezi kalkışması için kimlere mesaj gönderiyor?

Türkiye'nin seçimlerine burnunu sokmaya başlayan ülkelerin ne yapmaya çalıştıklarını, emellerinin ne olduğunu az çok biliyoruz. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’nun 2 Nisan’da attığı şu tweet ise bu siyasetin Fransız versiyonu niteliğinde: “Türkiye’nin ve özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir’in çoğulcu demokrasiye, adalete ve temel hak ve özgürlüklere inanan Belediye Başkanlarını kutluyoruz.”

*

Komplo teorilerine pek itibar etmem. Milletimizi tedirgin edici söylem ve eylemlerden uzak durulması gerekliliğini düşünenlerden biriyim.

Ancak…

Ortada bir "Orta Oyunu" oynanmak isteniyor.

Oynayalım oynamasına da, CHP’liler, Akşener ve HDP’ liler bu oyuna gâvur dostlarını da dâhil etmek istiyorlar.

15 Temmuz; "Geliyorum, haberiniz olsun diyerek kapımızı çalmadı…"

İstihbarat, Genel Kurmay bir nebze uyuduğu için biz gecenin saat onunda karşıladık darbeyi.

İşgal girişimiyle, sınırdaki terör hareketleri ile başarılı olamayanlar şimdide İstanbul seçiminden medet umuyorlar… İstanbul’u kazanırsak Türkiye’yi kazanırız diyorlar…

Bunun içinde şöyle bir algı oluşturdular:

Bize göre bu algının mimarı FETÖ’dür.

Nasıl mı?

İzah edeyim efendim:

Diyorlar ki; Oylar yeniden sayılıp YSK Binali Yıldırım’ı Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilan etse bile biz buna itibar etmez, halkı sokağa kışkırtırız.

Şimdi bizde diyoruz ki; "Beyler Türkiye bir Hukuk Devleti olup, sizlerde Demokrasiye gönül vermiş insanlarsanız YSK’nın açıklayacağı karara hepimizin saygı duyması gerekir. Yok, illa sokakları işgal etmeye yeltenirseniz, karşınızda bu Devletin Kolluk gücünü görürsünüz…"

Olası bir işgal girişimi, Gezi olayı türü provokasyonlara karşı inşallah tedbir alınıyordur.

*

Yani diyeceğim odur ki;

YSK kararını açıklayana kadar, “Ahh İstanbul Ahh” diyeceğiz galiba…