HEM DE ne hareketlilik…

Sınıra askeri sevkiyat bir yana…

Sağlık Bakanlığı bile Şanlıurfa'daki bütün doktor ve sağlık personellerinin iznini iptal etti.

Diğer illerden sınır boyunda görevlendirilmek üzere doktorlar ve ambülanslar gönderildi.

Neden?

Bu hareketlilik ne anlama geliyor?

Sınır hattında olası bir harekât esnasında cepheden yaralı olarak gelebilecekler için hazırlık yapılıyor.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan New York'a hareket etmeden evvel “sınır boylarında bütün hazırlıklarımız tamamlanmış vaziyette” dedi.

Bölgede sular ısınıyor.

ABD'ye 2 haftalık süre vermişti, bunun bir haftası geride kaldı.

Bakalım ABD bizi mi tercih edecek, yoksa PYD'yi mi?

ABD Suriye'de köklü bir değişimden yana değil.

Islah edilmiş yeni bir Anayasa ve Esed'le yoluna devam edecek bir Suriye öneriliyor.

Aslında İran ve Rusya da böyle bir Suriye istiyor.

Burada farklı düşünen sadece Türkiye.

*

Son gelişmeler Türkiye'nin de bu tabloya razı edilmeye çalışıldığını gösteriyor.

İngiltere dâhil herkes aslında Fırat’ın Doğusu ve Güvenli Bölge konusunda ABD'nin Türkiye'yi oyaladığını biliyor.

Tayyip Erdoğan da bunun farkında.

Ancak o tüm şartları zorlamak durumunda.

New York’ta gerçekleşmesi beklenen görüşmede bu konuda net bir taahhüt elde edemezse, tek taraflı harekete geçilecek.

Bunun ötesi yok.

Çünkü…

AK Parti ne yapım edip Suriyeli sığınmacılar konusu çözmek zorunda…

Türk Milleti ilk baştaki Ensar, muhacir denilerek kucak açtığı ve sekiz yıldır yardım ettiği mültecilere artık ilk günkü gibi bakmıyor.

Bir referandum yapılsa yüzde doksan beş gitmesi yönünde oy kullanır…

Kaldı ki; AK Parti son yerel seçimlerde Suriyeli sığınmacılara yönelik yürüttüğü politikalar yüzünden Ankara, İstanbul gibi birçok Büyükşehir Belediyesini kaybetmelerine sebep oldu.

Bunu kimse inkâr edemez.

*

Erdoğan’ın son çıkışları da bu yanlıştan bir an önce dönmek adına topluma mesaj verir nitelikte…

Mesela…

2 milyon Suriyeli mültecinin oluşturulacak güvenli bölgeye gönderileceği yönünde…

Mesela…

Kapıkule sınır kapısını açarız söylemi gibi…

*

AK Parti bir an önce bu yükten kurtulmalı…

İnsanların elektrik, su, doğalgaz ve telefon paralarını ödeyemez, çocuklarını üniversitede okutamaz hale geldiğini görmeli.

Ve bu durum her geçen gün daha kötüye gitmekte…

*

Bu yüzden oluşturulacak güvenli bölge çok önemli…

Hem Suriyeli sığınmacıların bu güvenli bölgeye yerleştirilecek olması.

Hem de sınırlarımızın terör belasından kurtulması…

O yüzden Başkan Erdoğan’ın ABD ziyareti bu gelişmelerin hangi yönde gideceğini ortaya koyacak.

Ya ABD bu güvenli bölgeye âmin diyecek…

Ya da biz tek başımıza bu güvenli bölgeyi oluşturacağız…

Hem iç siyasetteki Milletin talepleri…

Hem de Türkiye’mizin güvenliği…

Olmazsa olmaz konumunda…

*

AK Parti, güvenli bölge olayına bir nebze AK Parti’nin yeniden doğuşu gibi dört elle sarılıyor.

Ki sarılmalı…

Türk Milleti bu olaya çok büyük önem veriyor…

İktidar, Suriyeli sığınmacılar konusunda ister güvenli bölgeyle, isterse kapıkule sınır kapısını açma olayıyla çözüm bulmalı…

Aksi takdirde yokuş aşağı giden bir araç misali fren tutmayan konuma gelir…

*

Ne diyelim:

“Allah Erdoğan’a güç ve kuvvet versin.”