Geçen hafta bazı işyerlerinin Sundurma’ları ile ilgili bir yazı yazdım…

Arayan arayana…

Birçoğu diyor ki;

Sana ne kardeşim…

Adamlar milyarlarca para harcadı…

İşyerlerini büyüttüler…

Müşterilerine hizmet ediyorlar…

Para kazanıyorlar…

Şimdi sen çomak sokuyorsun kazançlarına…

Yazık değil mi?

Türünden cümleler…

İyi güzelde be abilerim, ablalarım…

Kanun diye bir cümle var…

Kanun taksimi değil…

Bakın imar planına:

Yukardan aşağıya 25 mt’lik yol…

Arsanın sınırı belli…

Kaldırımlar belli…

Yukarıdan inen çizime bakarsanız deyim yerindeyse ip gibi…

Peki, o zaman bu serzeniş niye…

Bu gocunma niye…

Adam’ın parası var diye Kanuna, yasaya aykırı işlem mi yapması gerek?

Doğruları yazmak ne zamandan beri suç oldu?

Alın size ikinci bir resim…

Bunu yazdık biz…

Nasıl çekme mesafelerine kapalı sundurma yaptın dedik…

Bu sundurmalar Kanuni mi dedik?

Yasal mı dedik?

Yoksa Yasalcık mı, dedik?

Şimdi bu akdo’nun karşısındaki işyerleri aynı sundurmalar’dan yapmaya kalkarsa?

Örnek olarak da akdo’nun sundurmalarını gösterirse?

Ne cevap verirsiniz?

Dudağınızı büktünüz değil mi?

Boşuna gözünüzü de kaçırmayın…

Bu şehir yıllarca dudak büktüğümüzden, gözümüzü kaçırdığınızdan bu hale geldi…

Şu arsa filanın, imar yolu ortasından geçmesin dendi…

Ses çıkaran olmadı…

Vatandaşın elinden alınan arsalar önce yeşil alana sonra hokus fokus arsalara döndü birde yoğunluk verildi ne ala ne ala…

Bana değmeyen yılan bin yaşasın dendi…

Gider ayak imar planını hem de onaysız işleme soktular şimdi içinden çıkılmıyor...

Cebinden delikli kuruş harcamayan mümtezeller vakıf kurdu, malların üstüne oturdular.

Kimseden yine tık yok... 

Ben yazarım arkadaş…

Eğrileri de yazarım…

Doğruları da…

Yanlışları da yazarım…

Hakkaniyetli yapılanları da hem yazar hem alkışlarım…

Ve benim gibi bu şehre sevdalı insanlar, kanuna aykırı işlemleri ve bu sundurmaları yazmazsak…

Nasıl bir şehir oluruz varın adını siz koyun…