ÜSTAT Mustafa NURİ, son günlerde yaptığı paylaşımlarla bir konuya dikkat çekiyor:

Diyor ki;

”Kahramanmaraş'ta adeta vergisiz sektör haline gelerek esnaf ve sanatkâra büyük darbe vuran ve çevreyi hayli rahatsız eden 'profesyonel kermescilik’ faaliyetlerine ne zaman 'dur 'denecek?”

Ve devam ediyor;

”ESNAF VE SANATKÂRLAR BİRLİĞİ, NE ZAMAN ESNAF VE SANATKÂRI DÜŞÜNECEK?”

Üstada diyorum ki;

“Hiçbir zaman üstat hiçbir zaman…”

Esnaf kimin umurundaki…

Ölmüş,

Kirasını verememiş…

Vergisini ve sigortasını yatıramamış…

Kredisini ödeyememiş…

Evine ekmek götürememiş…

Hasta çocuğuna bakamamış…

Sahi, yıllardır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği başkanlığını yapan Ahmet Kuybu’nun bir gün olsun esnaf ziyareti yaptığını gördünüz mü?

(Seçim zamanı hariç)…

Sahi, esnaf odaları olarak, esnafın hangi derdine derman olunmuş?

Yok üstat yok.

Ben görmedim ve duymadım…

Siz gördünüz mü?

Sahi, bu esnaf ve sanatkârlar odalarının, kayda değer mal varlıkları, işletmeleri, arazileri, daireleri, yüksek miktarda kâr getiren ticarethaneleri var mıdır?

Sahi, bu esnaf ve sanatkârlar odaları, esnafa lazım olan belge ve evrak vermekten başka bir görev yapmakta mıdır?

Bence HAYIR…

Sence Üstat?

O halde diyorum ki;

Kuruluş gayesi; esnaf ve sanatkâra destek, teknik ihtiyaç ve mesleklerinde genel menfaatlerine uygun olarak gelişmelerini ve meslekî alanda eğitimlerini sağlamak olan bu kurumlar bugün sadece maalesef aidat ve para almaya yönelmişlerdir.

Sahi, esnaflardan toplanan bu paralar, nerelere harcanıyor?

Sahi bu odalar birliği denetleniyor mu?

Hükümetin, esnafı ve sanatkârı ticari hayatta her alanda odalara bağlaması neticesinde; nasıl olsa (üyeler bize her fırsatta gelecek) diyerek, odaların esnafı ve sanatkârı yolunacak tavuk gibi görmemeleri gerekir.

Vergisini, aldığı krediyi, SGK primlerini evinin ve iş yerinin kirasını ödeyemeyen insanların odalara işleri düştüğünde -ki, o esnafa hiçbir faydası dokunmayan odanın- hemencecik üyenin önüne, geçmiş aidat borcunu koyması kafasına sıkılan bir mermi gibi beynini şok etmektedir.

Yazımın başına dönecek olursam;

Üstat Mustafa Nuri’in sorduğu gibi, "profesyonel kermesciliğe kim dur diyecek?”

Hanımların evlerinde yaptıkları yemekler ve el işi ürünler ile düzenlenen amatör 2 veya 3 gün süren kermeslere elbette bir sözümüz olamaz. Bizim sözümüz; ana yol kaldırımlarında kebap ocaklı, döner tezgahlı, çadırlı, hijyen ve vergiden uzak adeta sektör olan kermesleredir.

Ve…”Esnaf ve sanatkârlar birliği, ne zaman esnaf ve sanatkârı düşünecek?”

Ölünce mi?

Hükümet’e buradan bir çağrıda bulunuyorum:

Günün ihtiyacına cevap vermekten uzak kalan esnaf odaları, (Attarlar odası, bakkallar odası, bakırcılar odası, berberler odası, demirciler odası, elektrikçiler odası, fırıncılar odası, inşaatçılar odası, hazır ayakkabıcılar ve saraciyeciler odası, kabzımallar odası, kasaplar odası, kahveciler odası, kunduracılar odası, kuyumcular odası, lokantacılar odası, mahrukatcılar odası, marangozlar ve mobilyacılar odası, minibüsçüler odası, sandalyeciler odası, şoförler ve otomobilciler odası, terziler odası, teknik makina odası, tenekeciler odası, zahireciler odası) gözden geçirilmeli veya kapatılmalı esnaf ve sanatkârlar birliği için Ticaret ve Sanayi Odaları gibi bir formülün üzerinde çalışılmalıdır.

Yoksa esnafa hiçbir faydası olmayan odaların, makam odalarında, isimlerinin baş tarafına “BAŞKAN” sıfatı ekleyerek koltuklarda oturmaya ve bu odaların oylarıyla “birlik başkanı” olunmaya devam edilir…

Ve bu şehirde "KERMESCİLİK YENİ BİR SEKTÖR OLARAK" ortaya çıkmaya devam eder…

Aslolan Esnaf ve sanatkârların işlerini devam ettirmeleridir…

Onun için ‘profesyonel kermescilik’e dur denmelidir…

***

Bir teşekkür yazısı…

Menderes Mahallesi 10 sokağın kapatılması sonucunda başta Kanal Maraş ve sonrasında diğer refiklerimizin yaptığı haberler neticesinde bu yol tekrar açılmıştır. Öncelikle Kamuoyuna ve kapanan yolun tekrar açılmasına vesile olan yetkililerimize içten ve candan teşekkürler…