Dün pazardı.

 

Milli maçın heyecanı için televizyon karşısına geçen tüm Türkiye, alınan Hollanda galibiyeti ile sevinç yumağına bürünürken, Hakkâri Dağlıca'dan gelen kara haber, yürekleri dağladı.

 

Mehmetçiklerimize PKK denilen iblisler, kahpece, haince, yine tuzak kurmuşlar.

 

Dağlıca'da onlarca şehit olduğu söyleniyor.  

 

Çok acı, insanın elinden bir şey gelmemesi.

 

Çok acı, gecenin bir vakti yüreğimden çıkacak sözcükleri haykıramamak.

 

Evin içinde televizyonun bir o kanalından bir bu kanalına dağlıca'daki acı haberi öğrenmek için  zampinğ yapmak adına bastığım kumandanın tuşları  çalışmaz oldu.

 

Sosyal paylaşım sitelerinde şehit sayısı durmadan değişiyordu.

 

Bildiğim bütün duaları okudum.

 

Allah'ım sen kınalı ana kuzularını koru, Askerlerimize kahpe hain PKK denen sütü bozukların kurşunlarını değdirme diye.

 

Neden, niçin, niye...

 

Ne istiyorsunuz, kahpeler.

 

Ne istiyorsunuz Ermeni dölleri.

 

Türkiye'mden toprak mı istiyorsunuz?

 

Türkiye'mi karıştırmak mı istiyorsunuz?

 

Binlerce yıl kardeşçe yaşamış bir milletiz.

 

Edirne'den Kars'a.

 

Muğla'dan Hakkari'ye.

 

Bu ülke bizim.

 

Bu ülke hepimizin.

 

Bir Mehmet ölürüz.

 

Bin Mehmet diriliriz.

 

Bunu hala anlayamadınız mı?

 

Sayın Cumhurbaşkanım.

 

Sayın Başbakanım.

 

Hakkâri...

 

Ülkemin güzel toprağının bir şehrinin adı.

 

İsminde Hak, Hakka, kelimeleri ne güzel kelimeler.

 

Sizden bu şehrin adını, değiştirmenizi istiyorum.

 

İsminde Hak olan.

 

İsminde Hakka olan.

 

Hakkâri.

 

Adı bundan sonra, Kanlı Şehir olsun...