Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Şehircilik Şurası’nda konuştu:

“...Ben dikey mimariden yana değilim, ben yatay mimariden yanayım. Bizim medeniyetimizde şehir, daha doğrusu binalar, sokaklar, mahalleler, insanın Yaratıcısına yönelişinin simgeleridir. Şehirlerimizi inşa ederken rant ve kâr odaklı bir anlayışa hapsolmamalı, kendi şehir kültürümüzü ihya edecek bir atılım gerçekleştirmeliyiz. Cumhurbaşkanı olarak, kültürümüze, medeniyetimize uygun, yaşanabilir şehirlerin inşası için atılan adımları her zaman destekleyeceğim...”

Aldığım duyumlara göre:

Cumhurbaşkanımızın bu açıklamasını duyan bizim şehrimizdeki arsa rantçıları akşamdan bu yana birbirlerine telefon açıyorlarmış…

Diyorlarmış ki;

Ne olacak şimdi?

Topladığımız arsalar üzerine yapılacak binalar “DİKEY” değil “YATAY” olursa?

Ya Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç Cumhurbaşkanımızın açıklaması üzerine getirin bakalım şu imar planını masanın üzerine derse?

Poyraz döneminde yeni imar planı alel acele çıkması için “CİLVE” yapanlar, “NAZ” yapanlar, dört duvar arasında “FİSKOS” yapanlar…

Arsalarını “SAY SAY” bitiremeyenler…

Ellerini “İSPİR” to ile yıkayanlar…

Hepsini almış bir korku…

“Korkunun ecele faydası yoktur” derler ya!..

Cumhurbaşkanımız aleni ve apaçık konuştu:

“Bizim için şehir hem vatandır hem de Rabbimize yönelişimizin tezahürüdür.”

“Çarpık yapılaşmanın yanında aynı kötü, kişiliksiz, çirkin projenin yüzlerce, binlerce uygulaması olan apartmanlar, siteler ortaya çıkmıştır. İmkânların kısıtlı olduğu, insanların sadece başlarını sokacak haliyle yöneldiği bu yapılaşma tarzı artık son bulmalıdır.”

“Bu facialara bakanlık olarak, belediyeler, ilgili ve yetkili tüm birimler olarak iş birliği halinde izin vermemeliyiz. Hep birlikte buna karşı set oluşturmalıyız.”

Yani demem odur ki;

Cumhurbaşkanımızın bu açıklamalarını…

Sonuna kadar alkışlıyorum…

Sonuna kadar destekliyorum…