GEÇEN hafta yaşanmış bir olay…
 

Bana anlatıldığı şekliyle anlatacağım…
 

Rivayet odur ki:
 

Yemekli bir toplantı düzenlenir…
 

Bir Milletvekilimiz esprisine, ''bu yemek masrafı kimden?'' der…
 

Bir İlçe belediyemizin başkanı ise aynı espri anlayışıyla, ''Büyükşehir Belediyemizin olduğu bir ortamda bizim yemek ısmarlamamız yakışık almaz'' diye cevap verir…
 

Bunu duyan başkanımız…
 

''Benim borcum çok arkadaş, yemek falan ısmarlayamam'' sözü ağzından çıkar…
 

Tesadüf bu ya!
 

Yan tarafta gazeteci arkadaşlar oturmaktadırlar…
 

Onlarda yemek yemektedirler…
 

Ve bu konuşmaları duyarlar…
 

Başkanımız yemekli toplantı sonunda, gitmek için ayağa kalkar, Milletvekili ve siyasetçilerle tokalaşır ve salondan çıkar…
 

Gazeteciler mi?
 

Onları görmez bile…
 

Veya görmek istemez…
 

Bu olayı gören Milletvekilimiz telefonla Başkana, ''gazetecilerle neden tokalaşmadın? Şimdi bu olayı yazarlarsa iyi olmaz?'' Bir nevi ''olayın şık olmadığı ile ilgili'' düşüncesini belirtir.
 

Gitmek için toplantı salonunu terk eden başkanımız, tekrar salona geri döner ve gazetecilerle tokalaşır…
 

*
 

Bu olayı duyduğumda…
 

''Gazeteci arkadaşlar ne yaptılar?'' dedim…
 

Ellerini uzattılar, tokalaştılar, cevabını aldım…
 

''İşte benim meslektaşlarıma yakışan da budur'' diye cevap verdim.
 

Alçak gönüllü olmak, işte böyle bir şey…
 

Herkes bir mevki sahibi olabilir…
 

Herkes şan, şöhret, para sahibi olabilir…
 

Ama…
 

''Alçak gönüllü olmak, her kula nasip olmaz…''
 

Umarım bizim Başkanımız da ''Alçak gönüllü bir kul'' olmayı başarır…
 

Ne de olsa bu toprakların çocuğudur…
 

*
 

Unuttu mu diyorsunuz?
 

''Bizde hatırlatırız be kardeş…''
 

Ve buradan o bizim her ne kadar, ''Cumhuriyet Bayramımızı kutlamasa da…''
 

Biz ona buradan gür sesimizle sesleniriz:
 

''Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun Sevgili Başkan…''
 

***

DİP NOT:
Türkiye'min Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.