Günlerden Pazar...

Oturmuş sabah çayımı yudumlarken, yazacağım köşe yazısına adapte olmaya çalışıyorum...

*

Yazı konusu artık kafamda yavaş yavaş biçimleniyor...

*

Ve bilgisayarın başına geçiyorum...

*

Tam klavyenin tuşlarına basacağım sırada telefonum çalıyor...

*

Arayan Millet İttifakı'ndan bir partinin il başkanı...

(Parti ve isim vermek istemiyorum)

*

Açmasam olmaz...

"Efendim Başkan" diyerek, cevap veriyorum...

*

İl başkanının özlem dolu sözlerini duyuyorum:

"Sesini bile duymak çok güzel abi, özlemişiz."

*

Bu sıcak sözlere duygulanmamak elde değil...

*

Velakin telefonun gelmesi, kafamda biçimlendirdiğim yazı konusunu, çoktan unutturmaya yetiyor...

*

Başladık telefonda seçime yönelik koyu bir muhabbete...

*

İçimden; "Madem yazacağım yazı konusunu telefon açarak unutturdun, ver bakalım soracağım sorulara cevap, hiç olmazsa köşe yazımı soru-cevap muhabbetiyle biçimlendiririm" diyerek...

*

Peş peşe soruları sıralıyorum:

1. 14 Mayıs'a sayılı günler kaldı başkan, şehir nasıl?

2. Halkın yaklaşımı nasıl?

3. Seçim çalışması nasıl gidiyor?

Başkan, derin bir nefes alarak cevap veriyor:

"Zalimsin abi! Tek tek soru bile sormuyorsun? (Gülüyor) Ancak şuna inan ki, ben böyle bir seçim ne gördüm, ne yaşadım. Halk çok sessiz. Bu sessizliği iyiye mi yoksa kötüye mi yazmamız gerekiyor bilemiyorum"

*

"Nasıl yani? Fırtına öncesi sessizlik gibi mi?" diyorum...

*

Yutkunup cevap veriyor:

*

"Vallahi bilemiyoruz. Abi, ancak her gittiğimiz yerde hoş karşılanıyoruz, AKP'nin çok oy aldığı mahallelerde (köylerde) bile...

*

"Çok enteresan hiç tepki verilmiyor mu?"

*

El cevap:

"Verilmiyor abi, bilakis sıcak karşılama oluyor. Bu tutum sandığa nasıl yansır, kestirmek güç."

*

Yahu Başkan; "Gerçekten de senin söylediğin ve benim edindiğim bilgiler doğrultusunda yıkılan şehrimde ilk defa fırtına öncesi sessizlik hakim...

Bu seçimde nasıl bir sonuç çıkacağını kimse kestiremiyor...

Hem cumhurbaşkanlığı, hem milletvekilliği seçimi öyle çantada keklik değil gibi...

Liderlerin vaatleri, sandığa nasıl yansır, bekleyip göreceğiz..."

*

Tam zamanı diyerek soruyorum:

"Sen onu bunu boş ver de başkan, ittifak olarak bu şehirde kaç vekil çıkaracağınızı düşünüyorsunuz?"

*

Direkt cevap veriyor:

"Dört vekil"

*

"Çok iddialısınız desene" diyorum...

"Olmak zorundayız abi"

*

Ve ekliyor:

"Hep sen sordun, bir soru da ben sana sorayım abi" demesin mi?

*

Al başına belayı...

Yahu beni bu işlere karıştırma desem de nafile...

*

"Sence bu seçim nasıl sonuçlanır?" diye soruyor...

*

Hadi bakalım Karaaslan ver cevabı...

"Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık misali, şimdi seçim sonuçlarıyla ilgili fikrimi söyleyecek olursam yakışık olmaz, iyi çalışan, gönle giren kazansız diyorum"

*

Politik ve kaçamak cevap bunlar abi...

*

Aramızdaki samimiyetten ötürü geri adım atmıyor başkan, ısrarını sürdürüyor...

*

"Kaçma abi, kaçak dövüşme, görüşlerini cesaretle söyleyeceğine inandığım için soruyorum ve vereceğin cevabı önemsiyorum."

*

Gel de çık işin içinden...

Baktım kurtuluş yok başkandan...

Başlıyorum anlatmaya:

Vallahi Başkan, AK Parti şehrimizde çok güçlü, 2018 yılında 6 vekil kazandılar, 1 vekil de MHP kazandı. Yani cumhur ittifakı 7 vekil kazanmıştı...

*

Bu seçimde o başarı tekrar yakalanır mı? Çok zor görünüyor...

Çünkü küsen, kırılan, AK Parti seçmeni, Yeniden Refah Partisi'ne yönelmiş gibi, MHP seçmeni ise İYİ Parti'ye doğru büyük bir akış içerisinde...

*

Bunda da MHP eski il başkanı Ertuğrul Doğan ve eski vekil Sefer Aycan'ın büyük rolü olduğu söyleniyor.

*

"MHP'yi Kahramanmaraş'ta bitirdiler" diyen, yüzlerce, hatta binlerce MHP'li tanıyorum. Zaten sevilseydi Sefer Aycan, vekil listesinde yer alırdı...

*

Zühal Karakoç Dora ise Ankara'da yaşayan biri ve kuzey ilçelerinden çıkan bir isim, şehir merkezinden pek tutulmuşa benzemiyor...

*

Sandıktan çıkar mı? İşte orası meçhul...

*

Kaldı ki kuzey ilçelerinden İYİ Parti, çok iyi iki ismi aday gösterdi. Hem Neslihan Koca Nergiz, hem Ziya Dumlupınar, halk tarafından tanınan ve sevilen isimler...

Hele bir de İYİ Parti'nin eski Elbistan ilçe başkanı ve şu an il başkan yardımcısı olan Av. Hüseyin Gül'ün Partiye ivme kazandırdığı da unutulmamalı...

Av. Ahmet Çabukel'in popülaritesini anlatmaya gerek yok zaten...

*

Ya Ali Öztunç...

O da Elbistan ilçesinin bir evladı...

Ve CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı...

Üstelik seçildiği günden bu yana her Kahramanmaraşlının Parti fark etmeksizin ulaştığı bir isim...

*

Bu yüzden sevilmekte ve takdir edilmekte...

*

Gelelim Kahramanmaraş'ta çok güçlü olan Partiye...

AK Parti'de tüm eski vekiller, listeden silindi...

Yeni adaylardan Bakan Vahit Kirişci'yi saymazsak, bir tek eski il başkanı Debgici tanınıyor...

Bu durum partiye artı mı getirir? Yoksa eksi mi?

İşte orasını kestirmek güç...

Bir başka önemli konu AK Parti Milletvekili aday listesinin Tarım Bakanı Kirişci'nin isteği doğrultusunda şekillendiği dile getiriliyor...

Bu durum ne kadar doğru, bilemiyorum...

Bildiğim tek şey, bu seçimin sürpriz sonuçlara doğru gittiğini söylesem, abartmış olmam...

Kısaca açık konuşmam gerekirse:

AK Parti bu seçimde, eski vekil sayısına ulaşılır mı?

Ulaşırsa, büyük sükse yapar ve teşkilat olarak Ankara'da eli çok güçlenir...

Ulaşamazsa?

AK Parti Milletvekili listesine kim etki yaptıysa, bütün kabahat onun üzerine yıkılır...

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın alacağı oy ile milletvekili oyları arasında büyük bir fark çıkarsa, seyreyleyin siz o zaman cümbüşü...

Sessizce telefonda konuşmalarımı dinleyen millet ittifakı içinde yer alan bir partinin il başkanına seslenerek;

"Yeterli mi?" dedim...

"Her zamanki gibi doğruya doğru dediğimi" söyleyerek...

"Halk senin yazılarını bu yüzden önemsiyor ve seni bu yüzden seviyor abi."

Hadi hadi düşüncelerimi dinledin feyz kaptın başkan. (güldük)

Vedalaşarak telefonu kapattık...

*

Biz konuştuk ve yazdık...

Karar Kahramanmaraş halkının...

*

Demem odur ki:

Siz siz olun sandığa mutlaka gidin ve oyunuzu kullanın...

Hangi partiden olursanız olun, vicdanınızın sesini dinleyerek mührü basın...

Bilmem anlatabildim...