Sevgili okurlarım...
Yazar James Joyce, bir yazısında şöyle demiş:
"İnsanlar bir kurt tarafından ısırılmakla başa çıkabilirler. Ancak, onları esas kızdıracak olan bir koyunun ısırığı olacaktır."
*
Bizim cenahtan Mesut Tuğrul da, önceki gün "Çamur at izi kalsın" sözü misali, Onikişubat Belediyesi'nin açmaya hazırlandığı EXPO ile ilgili ve dedikodu maiyetinde bir kaç konu başlığı altında bir yazı yazmış...
*
Okuyunca hem kızdım hem sinirlendim...
Niye derseniz?
İzah edeceğim:
Yazı içeriğinde; "Put" demiş, "EXPO" demiş, "ihale" demiş, "arsa" demiş, "Bazı milletvekilleri" demiş ve en son "depremde şehit olan 13 bin vatandaşımızın iki eli yakanızda olacaktır" demiş...
*
Yani anlayacağınız 6 Şubat depremi ile Kahraman şehrim, kaybolan şehir olmuşken, canlarımızı toprağa vermiş, acılarımızı yüreğimize gömmüş, depremin olacağını raporlarla bilen ve bu konuda hiç bir önlem almayan başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere diğer yetkilileri ortaya çıkarıp yazacağı yerde, Onikişubat Belediyesine ve doğal olarak Hanefi Başkana yönelik karalama yazısı yazması bana çok manidar geldi...
*
Kaldı ki yazdığı yazıda; elle tutulur, gözle görülür somut bir belge ortaya koyamamış, ancak dedikodu maiyetinde yazı yazmış...
Sevgili Mesut:
Ayıptır, günahtır...
Varsa elinde usulsüz yapılmış bir belge, YAYINLA...
Varsa elinde usulsüz yapılmış bir ihale belgesi, YAYINLA...
Varsa elinde usulsüz alınmış veya satılmış bir arsa belgesi, YAYINLA...
Bazı Milletvekilleri adliyede dosyaları sümen etmişlerse, o milletvekilleri kim ise isimlerini YAYINLA...
Dedikodu yapma?
Belgeli konuş kardeşim belgeli...
*
Karalamaya çalıştığın Hanefi Başkan, siyaseten bu şehrin dama taşıdır. Bu şehrin aşığıdır. İçtiğimiz Karasu'yun mimarı, EXPO'nun bu şehre gelmesinin mücadele ruhudur...
Sen bu ruhu anlayamazsın...
*
EXPO ne demek biliyor musun?
Bu şehrin diğer şehirlerden farklı gezilebileceği, yaşanabileceği, çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız bir proje demek...
Hayallerin gerçeğe döndüğü bir nevi gelmez denilen denizin gelmesi demek...
Hayali olmayanın geleceği olmaz...
Hele hele Güneş balçıkla sıvanmaz...
Dedikodu yazılarla da bir yere varılmaz...
*
En çok neye kızdım biliyor musun?
"Depremde şehit olan 13 bin vatandaşımızın iki eli yakanızda olacaktır" demene kızdım...
Neden mi?
Çünkü sen, deprem olmadan depremin geleceğini söyleyerek canlı yayınlar yapardın...
Sen ise; Yok put yapılıyormuş, yok EXPO'da kelebek vadisi yapılıyormuş, yok bazı Milletvekilleri adliyede dosyaları sümen altı ediyormuş, dedikodu türünden yazı kaleme alıyorsun.
Oysa sen; depremde ölen şehitler için şunu yapman gerekir:
2008 MTA Raporunun neden sümen altı edildiğini sorgulaman gerekir...
2020 AFAD raporunda hem de 7.5 şiddetinde oluşacak depremde yıkılacak yerlerin semti tek tek yazılı olduğu halde, önlem almayan, halkı uyarmayan yetkililerin, kim olduğunu ortaya çıkarman gerekir...
Bunu yapmadığın için 13 bin depremde ölen şehidimizi bilmem ama kaybettiğim sevgili eşim, dünürlerim ve kuzenlerimin iki elleri yakanda olacağını bilesin...
Bir abin olarak benim de iki elim, yakanda olacaktır...
*
Demem odur ki:
Bu meslekte benden eski ve tecrübeli olabilirsin...
Ama benim hayat tecrübem, ufkum, hayalim, senden kat be kat fazladır...
Nasıl ki kıyıya vurmadıkları sürece, balıklar suyun farkında olmuyorlarsa...
Sen de tam tersi, bulanık suda yüzüyor ve kıyıyı göremiyorsun...
*
Son söz;
Sevgili Mesut;
Bulanık suda boğulayım deme...
Ve kimsenin dolduruşuna gelme...
*
DİPNOT: Tüm Kahramanmaraş'ın Kurban Bayramı'nı kutluyor bir kez daha depremde kaybettiğimiz canlarımıza rahmet, yakınlarımıza sabır diliyorum.