CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok etkilediği illerden biri olan Hatay'a geldi. 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

"Makam aracı kullanmadık, yarım otobüsle dolaştık. Sıcaklıkların eksilere düştüğü ortamda insanların ailelerini, komşularını beklediğini görünce o dramın bir parçası oluyorsunuz. 

Milletvekili arkadaşlarımızın yakınları da hayatlarını kaybettiler. Bütün yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet dilemek isterim.

Bazı şeyleri açık ve net konuşmak lazım.

Genel başkan olduktan sonra en çok telaffuz ettiğim sözcük liyakatti. Liyakatin devlet yönetiminde ne kadar önemli olduğunu gittiğim her yerde söyledim. Önce pişersiniz aşama aşama yükselirsiniz. Devlette liyakati yok ettiğiniz zaman devlette çürüme başlar. Aşağıdan getirdiğiniz birisi ülke sorunlarını bilemez ve bir sorunla karşılaştığında o süreci nasıl yürüteceğini de bilemez. 

Nefessiz bıraktığınız zaman devlette liyakat yok olur. Bunları bu ortamda dile getirmek doğru değil diyenler oldu. Yediğiniz ekmeğin, bindiğiniz otobüsün, uçtuğunuz uçağın fiyatını siyaset belirliyorsa ve bir sorun varsa halk gelip benim yakama yapışıyorsa onun sesi olmak zorundayım. Siyaset halka hizmet etmek demektir. Halka hizmet ediyorsanız gerçek anlamda siyaset yapıyorsunuz demektir. Siyaset dünyanın bütün demokrasilerinde halka hizmet yarışıdır. Siyaset aynı zamanda geleceği görebilmektir, geleceği okuyabilmektir.

Son 10 aya bakın neredeyse tüm televizyon kanallarında önlem alın diye hocaların yakardığını görürsünüz. Ne yapıldı imar affı çıkarıldı. Böyle bir siyaset olur mu? Batsın böyle devlet yönetimi. Gidin depremde evleri yıkılanlara bakın, kolonlar kesilmiş binalar çökmüş. Para için sen kalkıp da hala o kişinin evini başına yıkar mısın ya? Bütün bunların dışında yurtların  kapatılması, üniversite öğrenimin online yapılmasına karar verildi. Üniversitelerden, öğrencilerden ne istiyorsunuz? O yurtlar depremzede aileler için çok uygun değildir. 5 yıldızlı otellere bak. Sen devlet yönetiyorsa o otellere koy, bütün masraflarını karşıla kardeşim. Devlet yönetmeyi bilmiyorlar.  Eğitimin ne kadar önemli olduğunu, eğitimsiz bir toplumun nerelere sürüklendiğini bunlar bilmiyor.

Deprem kuşağının üzerindeki kentleri büyütüyorsak gerekli önlemli alamıyorsak bu tür felaketler her zaman kapımıza gelecektir. Biz devlet yönetiminin daha tutarlı olmasını istiyoruz. 

500'ün üzerinde deprem raporu vardır. Bakanlıklar, belediyeler, meslek kuruluşları, üniversiteler yaptı bu çalışmaları. Meclis'te en az 7-8 tane deprem raporu var. Bunlar okuma yazma bilmiyorlar. Alıp bakmıyorlar bile.

Hep birlikte depremin yaralarını sarmak için belediye başkanlarımız büyük çaba harcıyor."