ShiftDelete'den aktarılan bilgilere göre; Ameliyatlar, bu yıl hayvandan insana nakil veya ksenotransplantasyon alanında atılmış en son adım olarak nitelendiriliyor.

Organ nakline yönelik umutları arttırıyor.

Araştırma ekibi yaptığı açıklamada, bu kalp nakliyle ilgili normal insandan insana kalp naklinden farklı olan tek şeyin organın kendisi olduğunu söylüyor. 

Ekip, nakilleri 16 Haziran ve 9 Temmuz’da gerçekleştirdi ve her alıcı üç gün boyunca izlendi.

Kalpler üç gün boyunca normal bir şekilde çalışmayı sürdürdü. Domuz kalbi, ölümden sonra vücudun yarı düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak için solunum cihazları tarafından da herhangi bir şekilde reddedilmedi.

NYU Langone Nakil Enstitüsü’nde kalp nakli direktörü Nader Moazami ise konu hakkında şu ifadeleri kullandı.

Amacımız, tipik bir günlük kalp naklinde kullanılan uygulamaları, yalnızca test edilmemiş cihazlardan veya ilaçlardan ek yardım olmadan normal şekilde çalışacak insan olmayan bir organla entegre etmek.

İki domuz kalbi, genetiği değiştirilmiş domuzlar üreten aynı zamanda ayrıca araştırmayı finanse eden biyoteknoloji şirketi Revivicor tarafından sağlandı.

Domuzların 10 genetik modifikasyonu bulunuyordu. Bu modifikasyonlardan dördü domuz genlerini bloke etmek ve insan vücuduna kabul edilmesi için yapılırken, diğer 6 modifikasyonla ise insan geni nakledildi.

NE OLMUŞTU?

Ocak ayı başlarında Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nde yine Revivicor tarafından üretilen bir domuz kalbi, yaşayan bir kişiye başarıyla nakledildi. Şiddetli kalp hastalığı olan David Bennett Sr., başlangıçta nakile iyi yanıt vermiş ancak Mart ayında kalp yetmezliğinden yaşamını yitirmişti.

Domuz kalbi nakledilen kişinin ölüm nedeni henüz bilinmiyor. Ancak bir domuz virüsü ile enfeksiyon kişinin ölümüne neden olmuş olabilir.

Nakilde kullanılan domuz kalplerinin virüs içermemesi gerektiği belirtiliyor. Ancak uzmanlar bu kalplerdeki virüsleri tespit etmenin oldukça zor olduğunu belirtiyor.

NYU Langone Nakil Enstitüsü müdürü Robert Montgomery yaptığı bir açıklamada, domuz kalbinin yaşayan bir kişiye nakledilmiş olmasına rağmen, ölü hastalarda nakillerin test edilmesinin hâlâ büyük önem taşıdığını belirtti.

New York Üniversitesi’nde diğer organ nakilleri için de çalışmalar yürütülüyor.

Böbrek ksenotransplantasyonu da bunlardan bir tanesi. Geçtiğimiz sonbahar aylarında NYU, solunum cihazına bağlı bir hastanın bacağına domuz böbreğini başarıyla bağladığını duyurmuştu.