Öncelikle şehrimize hoş geldiniz. Yeni görevinizde de başarılar diliyorum size. 

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Kahramanmaraş halkı olarak başta bizlerin, sizlerin en alt birimden en üst birime kadar olan bütün kurum amirlerinin işi hiç de kolay değil.

Hepimiz burada Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük felaketine şahit olduk. 

On binlerce insanımızı toprağın altına verdik. 
Hala bulunamayan sayısı belirsiz insanlarımız var.

Yaralı sayımız belli değil. 

Kayıp sayımız belli değil. 

Özellikle şehir merkezinde ve ilcelerimizde kime sorsanız en az on ila otuz kişi arasında kaybı olduğunu söyleyecektir. 

Acılarımızı anlatmakla bitiremeyeceğimizi sizler de biliyorsunuz, sizler de gelip görerek bizzat şahit olduğunuz zaten.

Sayın valim bölgemizde ve şehrimizde birçok şey değişti, hayata bakış açısı değişti anlayışlarımız değişti, kavramların içi de artık farklı anlamlar arz eder oldu. 

Bu değişimi güzel yürekli, empati becerisi olan insanlar çok daha iyi anlar diye düşünüyorum.

En sıradan bir örneğini müsadenizle paylaşmak istiyorum. 

"Çok şükür" sözcüğünü bilirsiniz. 

Olumsuz bir duruma düşmeyenler, olumsuz bir işten ucuz kurtulanlar, tehlikeli bir yolculuk atlatanlar, zor bir sınavdan kurtulanlar, ya da erişilmez olana erişenler kullanır.

Bizim bölgemizde ve şehrimizde ne için kullanılıyor biliyor musunuz?

Cenazesini bulan kullanıyor, cenazesinin bir parçasını bulan kullanıyor, DNA ile cenazesinin kendi ailesinden birine ait olduğunu öğrenen kullanıyor, cenazesinin üstünü toprakla kapatıp başına bir mezar taşı koyabilen kullanıyor.

Sayın valim;

Büyük afetten kaynaklı sorunlarımızı anlatmakla bitiremeyiz.

Bu kadar acının ve sorun yığının içinde yaşayan halkımız, zaman zaman kimi kurumlardan kaynaklı, gereksiz problemlerlerle karşılaşması işin tuzu biberi olmaktadır. 

İlgileneceğiniz ve çözüm bulacağınız küçük bir problemden bahsetmek istiyorum müsaadenizle.

Şehrimizin geleneksel yapısına ve kültürel değerlerine hizmet eden ve bugüne kadar çok başarılı çalışmalara imza atan bir kurumumuz var.

Olgunlaşma Enstitüsü...

Zaman zaman davet edildiğimizde yapılan çalışmaları bizzatihi yerinde gördük. Temsil programlarında açılan sergilere gurur duyarak şahit olduk.

Kadrolu ve usta öğretici kadrosuyla birlikte tam olarak bilmiyorum ama 120 kadar, bir kısmı gerçekten sanatçı olan arkadaşlarımız vardı.

Bu sene bu 120 kişilik kadronun 87 kişiye indirgendiğini duyduk. 

Yaklaşık 30 kadar arkadaşımız mağdur duruma düştü ve düşürüldü.

Yapılan yazılı ve sözlü mülakatlarla birçok arkadaşımıza, 50 puan altı notlar aldığı söylenerek, Yeni dönemde çalışmalarına engel olundu.

İçlerinden bir kısmı yüksek lisans ve doktora alanında öğrenim görmektedir. Yüksek lisans alanında eğitimini bitirmiş olan bir ressamı acaba kimler değerlendirerek elinin altında puan vermiştir?

Yüzyılların büyük afetini yaşayan bu şehrin insanı gerçekten zor durumda.

Birçok arkadaşımız evli ve çocuk besliyor. Bir kısmı henüz yeni evlenmiş durumda.

Kimi arkadaşlarımız konteynırlarda yaşam savaşı veriyor.

Bütün bu zorlukları yaşamanın yanında işsiz ve kazançsız kalan bu sanatçıları ve usta üreticileri görmek zorundayız.

Eminim ki bu uygulamaların bir izahı vardır.

Ama bizim sizden asıl beklediğimiz; şehir kültürüne bu kadar katkısı olan bu arkadaşlarımızın mağduriyetinin bir an önce giderilmesi.

Sevgilerimi sunar başarılar dilerim...