Kahramanmaraş'ta yaşanan 6 Şubat depreminin ardından, depremzedelerin yaşadığı hukuki süreçlerde adaletsizlikler olduğunu savunan Levent Mazılıgüney, tutuklu yargılananların neden sonuç ilişkisi gözetilmeden mahkum edilmemesi gerektiğini dile getirdi. Depremin etkileriyle ilgili sistemik sorunların ele alınmadan yapılan yargılamaların adil olmadığını vurgulayan Mazılıgüney, bu süreçte inşaat mühendisleri ve müteahhitlerin haksız yere suçlandığını ifade etti.

Ayrıca, depremdeki can kayıplarının nedenlerini incelerken, imar planları ve yapı denetiminin ihmallerini öne çıkaran Mazılıgüney, idarenin de sorumluluğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. İmar planlarının titizlikle hazırlanması ve yapı denetiminin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çeken Mazılıgüney, deprem sonrası yaşanan bu tür felaketlerde sistematik hataların tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Dr. İnşaat Mühendisi Av. Levent Mazılıgüney konuşmasında şu ifadeleri kullandı,

“Nüfusun altıda birini etkiledi kimsenin öngöremediği bir depremdi. Toplam kırılan fay uzunluğu 540 kilometre. Benim de akrabam rahmetli oldu eşiyle beraber. Vefat eden arkadaşlarımız sayısına inanın bilemiyorum. Nüfusun altıda birini etkileyen bir depremde Bütün ülke aslına bakarsanız Depremzede olduk. Ama ben 99 depreminden beri bunu yaşıyorum yani 99 depreminde ilk defa sahaya çıkmıştım, 99 depreminden sonra da Can kaybına neden olan her depremle alakalı sonrasında çalışmalarım oldu. Sahaya da çıktım bazı yayınlarım da oldu bu tür tecrübe paylaşımlarında oldu.

YARGILAMALARIN ADİL OLDUĞUNU MAALESEF SÖYLEYEMEM

Son derece üzgünüm herkese Tekrar geçmiş olsun yaralarımızı sarmamız gerekli ama yaralarımızı sararken de bu tür faaliyetlerde de öncelikle amacımız bir sonraki depremde enkaz altında kalmamak olmalı. Bir sonraki depremde enkaz altında kalmamak için ne yapmamız gerekli bunun üzerine yoğunlaşmalıyız. Tecrübe paylaşımı yapıyorsak da bunun ana fikri bu olmalı. Eğer yargılama yapıyorsak da bunun ana fikri bu olmalı ama maalesef yürüyen yargılamaların Hem bir hukukçu hem de deprem alanında doktora yapmış bir inşaat mühendisi olarak yargılamaların adil olduğunu maalesef söyleyemem. Adil olmaktan son derece uzak yargılamalar yürüyor, kendileri de depremzede olan meslektaşlarımın tutuklu yargılanmaları ile ilgili ciddi rahatsızlığımız var Nitekim Biz hepimiz depremzedeyiz dediğim gibi burada da bir deprem şehidimizin işte fotoğrafın önünde bu işte görüşmeyi yapıyoruz Ahmet Sülfü Bozok'ta bir inşaat mühendisi olarak depremde rahmetli oldu.

Yargılamalardan Sonra kendileri de Depremzede olan inşaat mühendisi meslektaşlar ya da işte projesini yapmış yapı denetimi yapmış meslektaşlar hala tutuklu yargılanıyor olmalarını hiçbir Manası yok, Bu birincisi. İkincisi ise sunumda da söyledim 38.901 bina yıkılmış 53.537 vatandaşımız rahmetli olmuş depremde bina başına 1.4 insanımız yıkılan bina başına rahmetli olduğu söyleniyor doğru kabul edebilir Ama bu kadar çok binanın yıkıldığı bu kadar çok insanın vefat ettiği bir depremde insanlar çöken binaların altında değil çöken bir sistemin altında can verdiler ve biz bu sistemi nasıl ayağa kaldıracağız onun üzerine odaklanmamız gerekli bu sistemi ayağı kaldırabilmemiz için de ihmar aşamalarından başlayarak sistemi yeniden gözden geçirmek zorundayız. 

Hemen Maraş için söyleyeyim inşaat mühendisleri odasında bulunduğu bölgede daha önce çok daha yüksek kata izin veriliyordu değil mi şimdi zemin iyileştirmesi yapılıyor, 12 metrelik kazıklar yapıldı. Bodrumlu binalar yapılıyor ve zemin + 4 kat yapılıyor. Keşke bu daha önce de böyle olsaydı ve biz can kaybı yaşamasaydık.  Yani imar aşamalarından itibaren bu işi sıkı tutsaydık, imar aşamalarından sonra da başka da sorunlarımız var Buna Ben tecrübe paylaşımı kapsamında da bir miktar değindiğim zaman ölçüsünde bu sorunlarımızı açık yüreklilikle konuşmalıyız ve bir sonraki depremde enkaz altında kalmamak için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmalıyız. Ve bunu yaparken de rant Fikri hiçbir zaman bizim masamızda olmamalı bizim ajandamızda olmamalı da bu insan hayatıyla alakalı bir konudur” dedi.

2020 AFAD raporu gerekli kurumlara iletilmesine rağmen sümen altı edildi, burada müteahhit ve mühendislerin herhangi bir suçu var mı?

Sorusuna cevap veren Dr. İnşaat Mühendisi Av. Levent Mazılıgüney konuşmasına şu ifadelerle devam etti,

”Müteahhittin ya da mühendisin yapılmış bir imar planını sorgulamak gibi bir yetkisi yok. Yetkisi olmadığı gibi neden sorgulasın? Bir yere zemin artı 15 Kat, 14 Kat bir imar verildiyse A müteahhitti  yapmazsa B müteahhitti yapar. Şimdi sunumda da bahsettiğim gibi ülkemizde depremden sonra müteahhit sayesinde bir patlama yaşandı 450 binden biraz fazla olan müteahhit sayısı şu an 650 binlere dayanmış durumda. Bakın yani bu kadar çok müteahhittin olduğu bir ortamda koca Avrupa kıtasının toplamında 25 bin müteahhit var Yaklaşık olarak şimdi sayıları kıyasladığımızda böyle bir tablo görüyoruz ve Müteahhitlik içinde herhangi bir kriterimiz yok, herhangi bir denetim mekanizmamız, herhangi bir eğitim şartımız da yok şimdi böyle bir yerde siz orada imarı ne yaptıysanız A müteahhitti yapmasa B müteahhitte yapacaktır. Ne müteahhittin ne mühendisin bunu sorgulamakla ilgili bir yükümlülüğü yok biz bu imarı sağlıkla yapmak zorundayız işin temeli bu depreme güvenine yapılaşma istiyorsak Bu işin en az %50'si imardır. Jeoloji Mühendisler odasının çok nitelikli raporları var. İnşaat Mühendisleri Odası sıklıkta bunu uyardı Biz 99 depreminden sonra deprem riski Taşıyan hemen her ilimizle alakalı risk planları yaptık, yapılması gerekenleri de ortaya koyduk ama maalesef bunlar kâğıt üzerinde kaldı Keşke Sadece kâğıt üzerinde kalsaydı Birçok yerde tam tersi uygulamalar yapıldı. Bunlar uygulansaydı yani bilime ve tekniğe göre kararlar alınsaydı bu kadar can kaybı olmayacaktı. Burada da sorumlular mutlaka hukuk önünde bunun hesabını vermeli Başka türlü Çünkü biz bir sonraki depremde yine enkaz altında kalacağız” ifadelerini kullandı.

Bakan Özhaseki'nin yaptığı bir konuşmada "2000 öncesi yapılan binalar 7 ve üzeri bir depreme binalar dayanmaz kimseyi suçlu ilan etmeyin" diye bir açıklama yapmıştı. Burada müteahhitler ve mühendisler hala suçlu durumda bunun altındaki sebep nedir?

Sorusuna Cevap veren Dr. İnşaat Mühendisi Av. Levent Mazılıgüney konuşmasına şu ifadelere yer vererek devam etti,

”Ben Bakan Özhaseki'nin bütün konuşmalarını takip ediyorum ve kayıt ediyorum. Çünkü daha sonra inkar edilmesin diye. Belki de o konuşmasında bana hitaben bir şeyler söyledi. Çünkü ben hemen her beyanımda şunu diyorum, ‘biz idareyi mindere çekmezsek bir sonraki depremde yine enkaz altında kalacağız’ yani imar planlarını yapanlar da bu işin hesabını vermeli. Denetim sorumluluğunu yerine getirmeyenler de bu işin hesabını vermeli.  Bakan Özhaseki'de o konuşmasında 6 Şubat'ın yıldönümünde yaptığı bir konuşmaydı ve bir takım konutların tamamlanması ile alakalı bir yayında yaptığı bir konuşmaydı dedi ki ‘bazı işte beyanat verenler şu da yargılansın bu da yargılansın diyorlar ama 2000 öncesi yapılmış yapıların bu depreme dayanması zaten beklenemez’ dedi.

Bakın bir Bakan söylüyor buna aynı zamanda Sayın Özhaseki başka şeyler de söyledi. Bundan sonra kimse fayın üzerine bina yapamayacak dedi. E biz bunu zaten söylüyorduk ama ama fayın üzerinde kamu binaları bile olduğu ortaya çıktı ve yıkıldı bunlar. Sıvılaşma olan yere işte bina yapılamayacak dedi başkaca açıklamaları da oldu.

Peki 2000 öncesindeki yapılmış bir binanın yani 1975 Deprem yönetmeliği koşullarında yapılmış bir binanın bu depreme dayanmasını beklemiyorsak ve bu da en üst seviyede Sayın Bakan tarafından ilan edildiği ise canlı yayında E biz neden bu kadar çok yargılama yapıyoruz. Yani Maraş'ta 75 yönetmeliğine göre yaptığı binalar nedeniyle hala tutuklu yargılanan meslektaşlarımız var maalesef Biz de zaten buna itiraz ediyoruz. Depremin büyüklüğü burada önemli bir faktör bunun da dikkate alınması gerekiyor. Binalar üç temel gerekçeyle yıkılabilir, projede önemli hatalar vardır, yapım denetim aşamasında önemli hatalar vardır, üçüncü Sebep olarak da depremin büyüklüğü öngörülenden yüksektir. Bu üçünden biri ya da bunların ikisi ya da üçü bileşke halinde yıkımın sebebi olabilir.

Şimdi bunun araştırılması yıkımın sebebinin Neden sonuç ilişkisi içerisinde ortaya konması gerekli Neden sonuç ilişkisi ortaya konmadan insanlar tutuklu yargılanmamalı. Neden sonuç ilişkisi ortaya konduğunda depremin büyüklüğü de mutlaka çok önemli bir faktör olarak dikkate alınmalı ama gelin görün ki depremden etkilenen 11 elimizde yaklaşık 400 istasyon var deprem büyüklüğünü ölçebilecek.  Bu istasyonların sadece 50'sinden okuma alınabilmiş ve Maraş ili sınırları içerisinde sadece 4 istasyondan okuma alınabilmiş Yani biz depremin büyüklüğü ile alakalı bile şu an bilmiyoruz. Hangi bölgeyi ne kadar etkilediği ile alakalı bilgilerimiz eksik, istasyonlar çalışmamış, okuma alamamış Ama bunun dahi hesabını veren hiç kimse yok. Neden bizim istasyonlarımızın Sadece 8'de biri okuma yaptı? hepsi okuma yapsaydı Biz daha çok bilgi edinmiş olacaktık. Sadece yargılamaların sağlıklı yürümesine katkı sağlamayacaktı bu elde ettiğimiz sağlıklı bilgiler deprem yönetmeliğimizi şu an revize ediyoruz daha sağlıklı bilgiler elde etmiş olarak revize etmiş olacaktık. Sayın Bakan Umarım bu söylemlerin gereğini yerine getirir ve bu söylemlerin karşılığı yargılamalarda da görünür hale gelir” şeklinde konuştu.

Enkazdan çıkan vatandaşlarda Müteahhitler ve mühendisler üzerinden hukuki bir süreç başlattı böyle bir büyük bir felakette vatandaşlarını izlemesi gereken hukuki süreç nasıl olmalıdır?

Sorusuna cevap veren Dr. İnşaat Mühendisi Av. Levent Mazılıgüney şu ifadeleri kullandı,

”Elbette haklarıdır ama olması gereken şu olmalı: bir kere sosyal devlet Mağdur olan yurttaşını içinden çıkılmayacak bir hukuk girdabının içerisine atmamalı. Yani bir adliyenin kapısından yanlışlıkla girseniz 10 yıl çıkamıyorsunuz maalesef, yargılamada çok uzun zaman alıyor yani bir dişinden tırnağından artırmış bir ev sahibi olmuş evinde kaybetmiş depremde bu zararlardan Tazmin etmek istiyor müteahhitten, Mühendisten sorumlu gördüğü kişiden amenna bunda hiçbir problem yok. Yargılamalar Çok uzun sürüyor, sosyal devlet bunu bir an evvel giderir vatandaşının mağdur etmez varsa kusuru olandan daha sonra tekrar rücu edebilir. Vatandaş da vatandaşla karşı karşıya getirmek doğru değil yani birincisi bu ikincisi yalnızca müteahhit ya da mühendis değil bu işin sorumlusu bir kere deprem yönetmeliğini Biz hazırlamıyoruz, imar Planlarında biz yapıyoruz imar planlarını hazırlayanlardan başlayarak idarenin de sorumluluğuna gidilmeliydi. İdarenin sorumluluğuna gidilip Tam yargı davaları açılmalıydı. Yani onun da süresi 1 yıl maalesef, yani 6 Şubat depremleri için, 6 Şubat 2024'te doldu Bu süre. Ama ben biraz farklı düşünüyorum burada, idarenin kusuru sonradan ortaya çıktıysa, idarenin kusurlu olduğu ile alakalı bilgi sahibi olma durumu sonra gerçekleştiyse, yine Bu davanın bir yıl içerisinde öğrenme tarihine itibaren açılabileceği kanaatindeyim. Bu da yargılama aşamalarında bu kusurlar zaman zaman ortaya çıkıyor. İdarenin de mutlaka kusuruna sorumluluğuna gidilmesi lazım İdari yargıda Tam yargı davası açılması gerekli dediğim gibi bizim idareyi de mindere çekmemiz gerekti. Yani her şeyi yapan Ama şu an sorumluluk üstlenmeyen bir idaremiz var bunu aşmamız gerekli” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi