Ak Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, geçtiğimiz gün Kahramanmaraş Uluslararası 8. Kitap ve Kültür Fuarı'nda yaptığı konuşmada "Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye'de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao'nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet ; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir" demişti.

Bu sözlerin ardından sosyal medyada yapılan tepkilere karşılık Ünal, "Bugün 'Bir Kitap Okudum' etkinliğinde gençlerle Cemil Meriç'in Bu Ülkesini konuştuk. Kamus bir milletin hafızasıdır cümlesinden yola çıkarak yaptığım değerlendirme Cumhuriyet'e dönük değil kültür devrimi olarak yapılanlara dair bir tespittir. Buradan bir düşmanlık çıkaramazsınız" açıklamalarında bulunmuştu.

Ünal'ın bu açıklamalarına rağmen devam eden tepkilere MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti içinden ve muhalif partiler tarafından tepkiyle karşılanmıştı. 

Bu söylemlerin ardından Ak Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'a Kanal Maraş Genel yayın Yönetmeni Mustafa Karaaslan Köşe yazısın da; ''Mahir Ünal’ın konuşmadı ki kastı; Cumhuriyet değerleri değil ki, konuşmasının özünü anlamak lazım. Yargısız infaz yapmak değil…'' diyerek destek verdi.

BİR DESTEK DE VELİ KARALAR'DAN GELDİ

Haber Ilıca internet sahibi Veli Karalar ise bugün bir yazı kaleme alarak dikkat çeken çıkışlarda bulundu.

Karalar, "Mahir Ünal - Milliyetçilik ya da şehir milliyetçiliği" başlıklı yazısında şunları yazdı:


MAHİR ÜNAL - MİLLİYETÇİLİK YA DA ŞEHİR MİLLİYETÇİLİĞİ

Bu memlekette en kolay meslek "yaftacılık" olsa gerek!

Bunun için bir tahsil, bir birikim ve bir tecrübe de gerekmiyor!

Okuman yazman, bir de akıllı telefonun varsa tamam...

*

Şu sıralar Sayın Mahir Ünal, devrimlerle ilgili gayet iyi niyetle yaptığı bir konuşmadan dolayı ısrarla gündemde tutuluyor ve kelimenin tam anlamıyla linç ediliyor!

Ve bir şehir susmuş, adeta kendi öz evladının linç edilmesini izliyor!

Teşkilat mensupları suspus!

Oturdukları koltukları Mahir Ünal'a borçlu olanlar suspus...

"Mahir Abi" diyerek müfrezeler halinde uçaklara doluşup tâ Ankara'lara hayırlı olsun ziyaretlerine giden gazeteciler suspus!

Her işleri düştüğünde Mahir Ünal'ın kapısını aşındıran STK'lar suspus!

İki kişi bir araya gelse "Maraş'ı konuşuyoruz" diyerek gerile gerile paylaşım yapan sözde "şehir milliyetçileri" suspus!

*

Sahi, bizde bu, tedavisi mümkün olmayan bir hastalık mıdır, önce üst düzey siyasetçimiz, bakanımız, bürokratımız olmasını isteyip sonra da ilk sendelediğinde yine ilk tekmeyi vurmak?...

Başka böylesi enteresan bir şehir daha olduğunu düşünmüyorum şahsen...

Biraz da bunu sorgulamamız gerekmez mi şehir olarak!

Yoksa "şehir milliyetçiliği" diye yaptığımız şey sadece "şehir dedikoduculuğu"ndan mı ibaret!!

*

Mahir Ünal'ı "Cumhuriyet Düşmanı" ilan etmek işin en kolayı!

Önemli olan savunmak gerektiğinde savunmayı göze alabilmek...

Önemli olan "şehrimiz" olduğunda birilerinin açığını aramak, kuyusunu kazmak, düştüğünde vurmak değil; önemli olan dimdik arkasında durmak, gevreğini içine bükmektir!

Hadi Mahir Ünal'ı "Cumhuriyet" uğruna feda ettik!..

Mahir Ünal'ın kellesi verildiğinde kılıçlar kınına girecek mi sanıyorsunuz?

Mahir Ünal'ın yerine göre bir nefer, yerine göre en üst düzeyde söz sahibi olduğu Ak Parti, 20 yılda, 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapılmayanları yaptı.

Milliyetçiliği sadece slogan atmaktan, nutuk okumaktan ibaret zannedenlerin oturup bunu hesaba katmalarını beklemiyorum açıkçası...

Kaldı ki, Mahir Ünal ne konuştuğunu, ne konuşacağını bilen bir adam...

*

Onu "Cumhuriyet düşmanı" ilan eden kesime sormak isterim:

Bu ülke için, bu Cumhuriyet için siz ne yaptınız beyler?

Mahir Ünal şayet ödenmesi gereken bir bedel varsa onu da öder, dönmesi gerektiğinde aslanlar gibi Kahramanmaraş'a da döner!

Hem de onu ilk karşılayan, "Cumhuriyetle bir alıp veremediği vardı herhalde" diyerek onun Kahramanmaraş'a dönemeyeceğini söyleyen muhteremler(!!!) olur!

(Bunu bir kenara not edin!!)

*

Sayın Ünal konuşmayı siyasi bir ortamda doğrudan cumhuriyeti hedef alarak yapsaydı "tamam" derdik, "bu adam Cumhuriyet düşmanı, ne hali varsa görsün..."

Ama öyle değil!

Peki Sayın Ünal, Cemil Meriç'ten alıntılandığı konuşmasında yalan mı söylüyor!

O konuşmada, Dünya'daki devrimlerin kıyaslaması, ne getirip ne götürdüğü var!..

O Konuşmada devrimlerin kültürel anlamda yaptığı tahribat var!

Biraz derinlemesine ve önyargısız incelendiğinde bu net bir şekilde görülüyor zaten!

*

Ünal’ı darağacına çekmeden önce şu soruların cevaplarına baktınız mı:

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yapılan her devrim doğru mudur?

Devrimlere karşı olmak Cumhuriyet'e karşı olmak mıdır?

Cumhuriyet ve devrimleri toptancı zihniyetle hepten  kötülemek ya da hepten kutsamak doğru mudur?

Bütün bunların doğru bir şekilde tartışılması için, devrimlerin, Türkiye'yi "kalkınmış bir ülke" olarak ileri taşımadaki rolüne bakmak gerekmez mi?

*

Ha, "Mahir Ünal" gibi, Türkiye'nin hangi vilayetine gitse kabul görecek, baştacı edilecek bir isminde benim bu yazıma ihtiyacı olduğu düşünmüyorum.

Belki de okumayacak bile...

Ama haklının hakkını da teslim etmek gerek vesselam...