Sadullah Kavak açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

"14 Mayısta başkanlık ve milletvekilliği seçimleri için oy kullandık. Son yılların en gerilimli ve çekişmeli seçiminde çok şükür hiçbir taşkınlık yaşanmadı. Başkanlık seçimi ikinci tura kaldı. İki hafta sonra başkan da belli olacak. İnanıyorum ki iki hafta sonraki seçimde de halkımız yine vakur bir davranış sergileyecek. Günlerdir seçimlere ilişkin siyasi analizler yapılıyor. 

Malumunuz olduğu üzere Şubat ayında 10 ilimizi etkileyen korkunç bir felaket yaşadık. Acıları ve etkileri hala devam ediyor. Kahramanmaraş’ın bir evladı olarak ben de birçok yakınımı kaybettim. Ülkemizin Seçim sath-ı mailine girdiği günlerde yaşadığımız deprem felaketi hepimizi derinden yaraladı. Deprem sonrası ortaya çıkan tablo öyle can yakıcıydı ki kelimelerle anlatmak ne mümkün! Kaybettiğimiz yüzlerce akraba, arkadaş, tanıdık…

Yetişmeye çalıştığımız binlerce değişik yardım talebi, parçalanan binlerce aile, bulunamayan cesetler, yürek yakan feryatlar, her yere yetişememenin ıstırabı uykusuz geceler…

Allah ülkemize bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Beni tanıyanlar bilir ilk gençlik yıllarımdan itibaren siyasetin hep içinde ya da yakın çevresinde bulundum Deprem öncesi ve sonrasında bazı siyasi partilerden teklif aldım. Dünkü seçim sonuçlarına göre belki de bugün milletvekili olacaktım…

Tarifi mümkün olmayan acılar yaşayan ve acıları bir ömür boyu sürecek insanlardan oy istemek benim manevi olarak kaldıramayacağım bir yüktü. Hatta seçimlerin İktidarıyla muhalefetiyle ortak karar alınıp bir yıl ertelenmesi yerel seçimlerle birleştirilmesi ve bu süreçte Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlara rağmen yaralarımızın sarılması acılarımızın bir nebzede olsa dinmesi ve benzeri düşüncelerle “Gün Seçim Zamanı değil” gibi serzenişte bulunmuş ve haykırışlarım olmasına rağmen. Devlette devamlılık esastır diye yalnızlığımla baş başa kaldım. Oldukça geniş bir çevrem var. Haliyle deprem sonrasında binlerce yardım talebi ile karşılaştım, kendimi çok aşan maddi yükler altına girdim. Ama bu manevi yükün altına giremedim. İnsanların acıları üzerinde yükselen bir siyasi kariyeri istemedim. 

Seçimlerin siyasi sonuçları bir yana ortaya çıkan iki görüntü beni ziyadesiyle rahatsız etti. Bunlardan ilki memleketim Kahramanmaraş’ta seçim sonrasında, sonuçları kutlayan kişilerin oluşturduğu konvoy görüntüleriydi. Depremin acıları ve etkiler halen devam ederken son yılların en gergin seçiminin gecesinde kutlama yapmak hiç hoş bir tablo değildi. Diğeri ve daha vahim olanı ise deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın oy tercihleri nedeniyle yapılan sosyal medya paylaşımları. Malum seçim sonrasında deprem bölgesinde cumhur ittifakı ile Recep Tayyip Erdoğan oldukça yüksek oy aldı. Seçim tercihlerinden dolayı depremzedeleri aşağılayan, lanet yağdıran, yardımları kesmekle tehdit eden paylaşımlar. Deprem sonrasında ülkemiz tek ses tek yürek olmuştu. Üç ayda bazı insanlar ne kadar değişti?

Siyaset doğası gereği fikren insanları böler, ayrıştırır ama insanlar bu kadar alçalmamalı. Bizi hayvanlardan ayıran düşünce, vicdan merhamet sahibi olmamızdır. Üç ay içerisinde ibretlik iki ayrı insanoğlu portresi. Deprem bize insanoğlunun Âlâ-yı illiyyîn “yücelerin yücesi“ tarafını gösterirken, seçimler ise Esfel-i safilîn “aşağıların aşağısı” tarafını gösterdi. Allah hepimizi Âlâ-yı illiyyîn “yücelerin yücesi“ yolunu seçen, salih ameller işleyen kullarından eylesin…

Kalınız Sağlıcakla…"