Güney Afrika, Gazze’de İsrail’in Filistinlilere karşı soykırım yaptığını iddia ederek Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) başvurdu. UAD, bu başvuruyu değerlendirmek için bir oturum düzenledi ve canlı olarak sonucu duyurdu.

UAD, Güney Afrika’nın talebini haklı buldu ve İsrail’in soykırım suçlamalarına karşı savunma yapması gerektiğine karar verdi.

UAD Hakimi Joan Donoghue, Gazze’deki durumun çok vahim olduğunu ve İsrail’in bazı eylemlerinin "Soykırım Sözleşmesi"ne aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca, Filistinlilerin bir halk olarak soykırım sözleşmesinden korunma hakkına sahip olduklarını vurguladı.

Donoghue, İsrail’in davanın reddedilmesi için yaptığı başvurunun kabul edilemez olduğunu ve davanın devam etmesi gerektiğini ifade etti.

GÜNEY AFRİKA'DA UAD'DAN NE TALEP EDİYOR?

Güney Afrika, İsrail’in 1948’de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini iddia ediyor ve Filistin halkının haklarını korumak için Divan’dan geçici önlemler almasını istiyor.

Bu önlemler, davanın sonucuna etki etmeyecek ancak İsrail için bağlayıcı olacak. Davanın esası ise uzun yıllar sürebilir.

Divan’ın bugünkü kararı, İsrail’in soykırım suçu işleyip işlemediğine dair bir hüküm olmayacak, sadece dava sonuçlanana kadar tarafların soykırım tehlikesini önlemek için alması gereken tedbirleri belirleyecek.

KARAR BAĞLAYICI MI?

Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) aldığı kararlar, Divan Şartı’nın 59. maddesi gereği, dava tarafları için bağlayıcıdır, ancak üçüncü ülkeler için aynı bağlayıcılık söz konusu değildir. UAD, verdiği kararları Birleşmiş Milletler’in (BM) ilgili organlarına bildirir. Eğer İsrail, UAD’nin alacağı bir tedbir kararına uymazsa, Güney Afrika, bu durumu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyabilir ve Divan kararının uygulanması için girişimde bulunabilir.

UAD’nin kendi kararlarını uygulayabilmesi için askeri gücü veya organı bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu kararların uygulanması büyük ölçüde BM Güvenlik Konseyi’nin yetkisindedir. UAD’nin vereceği bir karar sonucunda, oluşacak politik baskı nedeniyle, üçüncü ülkelerin İsrail’e açık askeri ve siyasi destek sağlaması daha zor hale gelebilir.