İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret iddiasıyla, hapis cezası ve siyasi yasak talebiyle yargılanmasına devam edildi.

Esas hakkındaki mütalaasını tekrarlayan savcı, en üst sınırdan hapis cezasının yanı sıra İmamoğlu hakkında TCK'nin 'siyasi yasak' içeren 53. maddesinin uygulanmasını istedi.

Mahkeme heyeti İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca TCK'nın 53. maddesine göre siyasi yasak getirildi. Kararın Yargıtay tarafından onanması halinde İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek.

Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ekrem İmamoğlu katılmadı. Duruşmaya taraf avukatları ve çok sayıda milletvekili de katıldı.  Mahkeme hakimi bir önceki celse yapılan reddi hakim talebinin üst mahkeme olan Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi.  Sanık avukatı Kemal Polat hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediklerini belirtti. Kemal Bolat beyanının devamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenmesini ve hazır bulunan tanıkların da dinlenmesini talep etti.  Mahkeme hakimi hazır bulunan tanıkların dinlenmesine karar verdi. 

TANIKLAR DİNLENDİ

Tanık olarak dinlenen Murat Ongun, "Olayın olduğu gün sayın başkanımızla bir aradaydık. Ben başkanımızın basın danışmanı olduğum için medya ilişkilerini ben kuruyorum. Toplantı esnasında çok sayıda gazeteci arkadaşımız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun İBB başkanına 'Ahmak' dediğini söylediler. Bu konuda Ekrem İmamoğlu'nun ne söylediğini sormak istediklerini söyledi. 'Bu çok yakışıksız bir ifade buna cevap verelim' dedi. Ardından gazeteci arkadaşları arayıp davet ettim. Gazeteciler de sordukları soruda İçişleri Bakanını işaret ederek sordular. Ekrem bey de soruya cevap verdi. Sonra toplantıya devam ettik. Ben Ekrem beye 'çok ağır mı konuştunuz' diye sordum. Ekrem İmamoğlu da 'az bile söyledim' dedi. Bildiklerim bunlar. YSK'ya yönelik her hangi bir söz söylediğini duymadım. Bütün seçim sürecinde yanındaydım. Bu konudaki hedef açıklamaları siyasi kişilere yönelikti. YSK'ya yönelik her hangi bir söylem olmadı" dedi.  Tanık olarak dinlenen Necati Özkan ise, "Zaten ertesi gün bütün gazetelerde bütün başlıklar söyledi; Ekrem İmamoğlu Soylu'ya cevap verdi şeklinde oldu. Biz bu dava nasıl oldu anlamadık. Anlattığım süreç içerisinde tek bir kez bile YSK veya üyelerinin konusu dahi geçmedi. Çünkü fotoğraf çok netti" diye konuştu.

SAVCI MÜTAALASINI TEKRARLADI

Tanık beyanından sonra söz alan sanık avukatları daha sonra yazılı beyanda bulunacaklarını söyledi. Sanık avukatı Kemal Polat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenmesi tekrar talep etti.  Cumhuriyet savcısı, tanık beyanlarına diyeceklerinin olmadığını söyledi. Savcı, Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebine ilişkin söyleyeceklerinin olmadığını ifade etti. 

Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebi mahkeme tarafından reddedildi.  Cumhuriyet savcısı önceki celse mütalaa verdiğini belirterek, verilen mütalaadaki 4 yıl 1 ay hapis cezası istemini tekrarladı.  Söz verilen sanık avukatları mütalaaya karşı savunma yapmak için makul bir süre istedi. Mahkeme, mütalaa için istenen ek süre talebinin geçen süre içerisinde zaman olduğunu belirterek reddetti.  Sanık avukatları makul süre talebinin yerinde görülerek savunmalarının hazırlamaları için duruşmaya saat 16.00'ya kadar ara verdi.

DURUŞMA SEGBİS İLE KAYIT ALTINA ALINACAK
Duruşma aranın ardından yeniden başladı. Sanık müdafiilere savunmaları soruldu Kemal Polat, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin 08.04.2019 tarihindeki yazısını sundu. Soylu'nun “Ortada bir suç var seçimler yenilenmeli “ dediği sözleri dosyaya konuldu. Polat, "Duruşmanın bundan sonrası için SEGBİS kaydedilmesini talep ediyorum. Savunmalar uzun olacak. Ben fazla konuşmaya gerek duymuyorum umarım beni mahçup edersiniz" dedi.

Talep kabul edildi, Yaşananlar sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınacak. 

AVUKAT POLAT: SAVUNMA İÇİN YETERLİ SÜRE TANINMADI

Avukat Sercan Polat, "Savunma için yeterli süre tanınmadı bize. Tanıkların tutarlı beyanları var. Mağdurların ( YSK üyeleri) biz mağdur değiliz diye beyanları var.  Bilimsel mütalaa da Soylu’ya yanıt olduğu da belirtildi.  Aksini söyleyen tek kişi sayın savcı. Esas hakkındaki Mütalaada bizim lehimize olan 7 delilden söz edilmemiştir.  'Ahmak' kelimesine yanıt seçimden 6 ay sonra verilmiştir. 6 ay boyunca YSK üyelerine tek bir söz söylenmemişken, ahmak kelimesinin Soylu'ya yanıt olduğu açıktır. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum." ifadesini kullandı. 

Av. Turan Taşkın Özer "Bilimsel mütalaa sunuldu sayın savcı ısrarla mütalaasını değiştirmedi. Bu mütalaayı TCK'yı hazırlayan isimlerdi." değerlendirmesini yaptı. 

Özer şunları kaydetti: 

"Soylu konuşmasında 'Mahkeme basılarak' demişti. Burada mahkeme basan kimse yok. Hâkim değişikliğinin olağan olmadığı mütalaamızda belirtilmiştir. Dava konusu olan sözlerin hakaret suçunun maddi ve manevi olarak unsurlarının oluşmadığı mütalaada açıkça belirtildi. Niyetimiz davayı uzatmak olsaydı 5 avukat davadan çekilebilirdik."

Avukat Gökhan Günaydın,  “Ahmak davası' olarak kodlanan davanın son anlarındayız.
Sayın hâkim savunma tarafı size delil sunuyor tanıkların dinlenmesini talep ediyor. Siz davayı uzatma olarak değerlendirip talepleri reddettiniz. TCK'yı yazan öğretim üyelerinin mütalaası iddia makamında bir cümle değişikliğe neden olmaz mı? İddia makamı hep aynı mütalaa ile gelecekse kovuşturmaya da gerek yok. Ekrem İmamoğlu'nun sözlerinin muhatabı YSK üyeleri değildir 'Ahmak' kelimesini ilk kullanan Soylu hakkında soruşturma açılmış mıdır ? Yanıt veriyoruz,  açılmamıştır. Abdulkadir Selvi’nin yazısı ortadayken biz bu seçimlerin iptal edilmesinde iktidarın etkisi yok mu diyeceğiz? Yargı, iktidarın, sendikalara meslek odalarına AYM üyelerine yönelik ağır ithamlarına karşı kör ve sağır kalmaktadır."  diye konuştu.

MAHKEME BAŞKANI: YARGILAMA SONA ERDİ

Savunmaların ardından mahkeme başkanı 'yargılama sona erdi' dedi. Karar vermek için 30 dakika ara verildi.

İMAMOĞLU'NA SİYASİ YASAK GETİRİLDİ

Kararını açıklayan mahkeme, İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Ayrıca TCK'nın 53. maddesi uygulanarak İmamoğlu'na siyasi yasak getirildi.

İDDİANAMEDEN

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İBB başkanlığı seçiminin 6 Mayıs'ta iptal edildiği, yenilenen seçimde Ekrem İmamoğlu'nun seçildiği, 4 Kasım tarihli basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği öne sürülüyor. İddianamede İmamoğlu'nun 'Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret' suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar cezalandırılması isteniyor. İddianamede dönemin YSK Başkanı Sadi Güven'in de aralarında olduğu 11 kişinin mağdur olduğu belirtiliyor.

NE OLMUŞTU?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2019 seçimlerinin ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise buna karşılık “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” yanıtını verdi.

İmamoğlu’nun ifadeleri üzerine Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığın tarafından 15 Aralık 2019 tarihli müzekkere ile yapılan suç duyurusunda hareketle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca karşı dava açıldı.

Davada İmamoğlu’nun “YSK üyelerine alenen hakaret ettiği, kurul üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğu” iddia edilerek 4 yıl 1 aya kadar hapis ve Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, “siyasi yasak” talep edildi.

İMAMOĞLU: KARAR VERİCİLERE SONSUZ GÜVENMEK İSTİYORUM

‘Siyasi yasak’ hakkında ‘Vicdanıma ve ruhuma bu duyguyu yerleştirmiyorum’ diyen İmamoğlu, “Her şeye rağmen yarınki mahkemenin hakimine, savcısına karar vericilerine sonsuz güvenmek istiyorum. Temennim o. Her zaman söylüyorum. Allah’ım vicdan yoksunu, adalet yoksunu insanlardan bizi koru. Bunlar önemli kavramlar. Güvenmek istiyorum. Kötü bir söz söylemek, önyargılı davranmak istemiyorum. Umarım kalplerinde adalet hissiyle ve en güçlü hukuk bilgileriyle karar versinler.” açıklamasında bulundu.

“ADİL YARGILAMA KONUSUNDAKİ ISRARLI TALEPLERİMİZİ DİLE GETİRECEĞİZ”

Duruşma öncesi konuşan İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, şunları söyledi:

“Geçen duruşmada olanlar belli zaten. Tanıklarımız dinlenmedi, dinlenmesinden vazgeçildi. Uzman mütalaamız dikkate alınmadı. Dolayısıyla bir an evvel karar verme isteğini sözlü olarak söyledi hâkim bey. ‘Gecikiyoruz’ diyerek bir an önce karar vermekten yana. Fakat biz bir an önce karar vermesinden ziyade adil bir karar verilmesinden, adil bir yargılama yapılmasından ve bu beklentimizden hareketle tüm savunma delillerimizin toplanmasını tercih ediyoruz. Çünkü; bunlar olmadan, savunma delillerimiz toplanmadan adil bir yargılama yapılamayacak ve kamuoyunun vicdanında da bizim vicdanımızda da soru işaretleri çoğalacak. Zaten hâkim bey duruşmada, bizim ret gerekçesi yaptığımız bir sözü vardı. ‘Savunma hakkımızı kısıtlıyorsunuz’ dediğimizde, ‘Siz de bozma nedeni yaparsınız o zaman’ diyerek, ceza vermek konusundaki görüşünü de deklare etmiş oldu. Dolayısıyla bir an önce karar vermek değil, adil bir karar vermenin ve adil bir yargılama yapılmasının önemli olduğu konusundaki ısrarlı taleplerimizi dile getireceğiz. Delillerimizin tamamının toplanmasını ve değerlendirilmesini ondan sonra bir karar verilmesini talep edeceğiz.”

CHP İSTANBUL HUKUK KOMİSYONU’NDAN TÜM AVUKATLARA ÇAĞRI

CHP İstanbul Hukuk Komisyonu ise İmamoğlu’nun duruşması için tüm avukatlara destek çağrısında bulundu. Açıklamada “İstanbul’u birlikte kazandığımız ve adalet arayan tüm avukatlara çağrımızdır: 14 Aralık Çarşamba saat 10.45’te cübbelerimizle Anadolu Adliyesi’ndeyiz. Halkın iradesini gasp ederek İstanbul’u yargılayanlara karşı Ekrem İmamoğlu’nun yanındayız!” denildi.