Haksen İl Başkanı Fahri Kurt açıklamasında şunları yazdı:
Dost ve arkadaşlarıma ve irfanı yüksek kamuoyuna duyuru!
"Kahramanmaraş’ımızın en yüksek tepesindeki camiye oturarak salvolar yapan, imamlıktan başka her faaliyet yapan,
Ömer Faruk Şirikçi:
Şahsımı hedef alan gereksiz, hukuksuz, gerçek dışı, açıklamalar yaparak, can sıkmaya, her zaman olduğu gibi halkımızı yanıltmaya devam etmektedir.
Seni muhatap alıp basında bu güne kadar cevap yazmadım.
Ancak sürekli kaşınmaktasın... FETÖ sofrasında bol etli maklube yemekten...Bol paranın, gayri mülklerin, şöhretin, sarık ve cübbenin etkisiyle, yüksek tepede oturmanın rüzgârına kapılarak konuşmaya, konuştukça sirkatini ele vermeye devam ediyorsun.
Ben köy çocuğuyum. İtlerle büyüdüm. Yılanları terbiye ettim. Kartalın kanatlarını yoldum, köpeğin kulağını, kuyruğunu kestim... Merkebe odun yükledim...Havaya taş attım, oynadım ama taşı havada tuttum, yine hedefe attım...
Ben ipek gibiyim. Kılıç kesmez, kurşun geçmez…
Ben cevşeni boynumda değil, dilimde ve kalbimde taşırım...
korku bilmem… Karanlıktan korkup ıslık çalmam senin gibi…
Aç gezerim ama kuyruğu dik gezerim.
Beni iyi dinle, sözlerimi iyi belle, belki bu seneden sonra seninle bir daha konuşmayabilirim.
Şehadet parmağını kaldır ve şahit ol yarabbi, şahit ol yarabbi de!
Beytullah’ta, arafat’ta, safa Merve ve mina’da kabul olunan dualar hürmetine beni affeyle de!
Minada şeytan taşladım ama de, şeytandan da özür dilerim… Hata benim, kusur benim... Günah benim de…
Ben şeytana sürtündüm de… Ve duş al, namaza dur...
Abdülhamit caminin minaresinden merkezi sistemden bağırarak şehadet geetiiir!.
Vallahi, billahi, tallahi tövbe et!
Darbe gecesinde sala okudum, fetö’ye beddua seansları yaptım, 'feto’nun bir gülüşüne servetimi bağışlarım diyen adamın anası' Melek hanımın elini öptüm, himmetini gördüm, birkaç kaç yüz milyarcık sevabını aldım affeyle Allah’ım de…
Pensilvanya’yada gitmenin gündüz hayalini, gece rüyasını gördüm, kör olaydım de!..
Bana Amerika’dan gelen bir mesajla her şey başladı diye basına, şahsımla ilgili yapmış olduğun açıklamalarına bir yenisini ekledin.
Fahri kurt ve Özcan Azvural’dan, 'manevi tazminat' kazandım diyerek yine tezvirat yaptın.
Sinekten yağ çıkarmaya, onunla kendine destek gıdaları almaya çalıştın.
Yerini devletimizin, parasını halkımızın verdiği ve otuz yılda ancak ortaya çıkarabildiği, şehrimizin kalbi, iftiharı olan abdulhamithan camiinin külliyetli mal varlığını;
Cami derneğini, dernekler, vakıflar, medeni kanundaki ilgili hükümlere aykırı olarak kapatarak, kendi kurdukları şahsi -özel vakıflarının üzerine geçiren, Ömer Faruk Şirikçi ve avaneleri şirke düştükçe düşmektedir.
Adalette fetö/pdy üyesi hâkimler ve savcılarla ilişkilerinizde;
Senin avukatının, bu işlerde hangi kutsal rolü oynadı, merak konusu gerçekten…
Kanal Maraş internet sitesinde Mustafa Karaaslan imzasıyla yayınlanan makalede;
Kahramanmaraş’ın yerel paralelinden ya da paralelin paraleline işaret edilmiştir.
Bu kadar dava dosyasında görevden ihraç edilen fetö/pdy hâkimlerini ve savcılarını nasıl arayıp buldun Sayın Şirikçi Bey.
Bu dava dosyalarında gerçekte sen mi haklısın, yoksa fetöcü hakimlerin kalem ve selam gücü mü var?
Lütfen ulusal yada yerel bir TV kanalında bir program yapalım sen de gel ben de...
Belgeler ve bilgiler konuşsun...
Fikirlerin çarpışmasından hakikat doğar...
Seni bu hakikatle irşat etmek istiyorum. Sevap kazanmak istiyorum. Malum sen olmasan cennete gidemem... Şeyhi olmayanın şeyhi şeytan ya...
Ya şeyhimiz şeytansa... Ne yapacağız?
Arkanda kılınan namazların kaza edilmemesi için... Ne yapmalıyız?
Maraş müftüsü buna bir fetva vermelidir…
Ömrünü devlete çatmak, güçlü olanlara gülücük atmak, Türk milletinin ırkına söz etmekle geçti.
Dini bir şeker gibi insanların ağzına koyup, onların yardımlarını topladın. Sonra mı?
Sonrasını sonra konuşacağız...
Cevap: 1
Tazminat kazandığını iddia ettiğin davaya bakan hakim Mümin Şen (42606), fetö/pdy üyesi olmaktan, HSYK’nın 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararıyla görevden ihraç edilmiştir. Sen de ihraç edilebilirsin...
Cevap-2:
Hakkında çıkan yazıların hiçbirini ben yayınlamadığım halde iftira ettin. Sen müfterisin...
Dava açtın fetö’cü hakimlere güvenerek ...
Cevap-3.
Tazminat kazandığını iddia ettiğin dosya Yargıtay’da ve kesinleşmemiştir. Dereyi görmeden paçayı sıvama...
Yoksa onu da fetö hâkimlerini bulup onaylattınız mı?
Ancak şerefli yüce Türk milletinin, yüksek karakterli hâkimleri ve savcıları ve onların mangal yürekli, çelik zırhlı askerleri, polisleri de var...
Kahramanmaraş 7.asliye ceza mahkemesinin,2014/477 E. dosyasında;
Senin iddia ettiğin tazminatı, bana attığın iftiraları boşa çıkaran bu karardan da bahsetseydin senin imanından şüphe etmezdim. Sana karşı abdestimden şüphelenip, gusül abdesti almazdım.
15 temmuz darbe teşebbüsü öncesinde, Cumhurbaşkanımıza Recep Tayyip Erdoğan’a, içişleri bakanımız Efkan Ala’ya, Diyarbakır valimize küfreden savcı Salim Demirci’yi nasıl arayıp buldunuz. o’nun soruşturmuş olduğu,2014/8872,esas no:2014/4208,iddianame no: 2014/1727 olan dosyada, dava konusu 'abdulhamithan camine el koyma' olan, çok ciddi iddialar içeren davada;
ö.f.şirikçi hakkında takipsizlik kararı vermesi de mi tesadüf?
HSYK’nın 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararıyla fetö/pdy üyesi olmaktan dolayı görevden atılan hakim Mümin Şen (42606), Kahramanmaraş 1.asliye hukuk mahkemesinin,2014/304 e. dosyasına bakması için nasıl uygun düşürdünüz?
Bu da tesadüf, rutin adliye işi diyeceksiniz tabi…
HSYK’nın 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararıyla, fetö/pdy üyesi olmaktan dolayı görevden ihraç edilen İsparta-barlada yetişen, savcı Said Serhan Hançer kıran’a bakması için eliniz nasıl Isparta’ya ulaştı?
Yoksa siz barla’ya ziyarete gittiniz de orada birlikte mi el öpüp, dualaştınız?
Daha kim bilir, hangi davalara fetö/pdy mensubu hakim ve savcılarla elbirliği yaparak, hukuka tecavüz ettiniz…
Yoksa bütün bunlar kör tesadüftür mü diyeceksiniz… Siz imamsınız tesadüf olmaz hayatta, tevafuk olur, kader olur…
Ne diyelim her canlı kendi kaderini yaşar. Sen bilirsin…
'Gidiş nereye!'
Baş imam mı, baş papaz mı?
Abdülhamit cami kimin malı,
Hocanın kapağı,
Hoca cevap ver,
Müftü neden ağlar,
Abdülhamit cami satıldı mı?
Bu işi hocalar mı siyasetçiler mi çözer?
Tehdit edilen imam…
Gibi sayısız yazılarda bu şehrin aklıselim dini bütün şerefli kalemeleri kırmızı ışık gösterdi.
Anlamadın.
Sen haklısın herkes haksız…
Sen kırmızı ışıkta geçemeyeceğini bilmiyorsun?
Yukardaki yazılarla kapını çalıp uyarı yazısı bıraktılar…
Yüce Türk adaletinin şaşmaz terazisi ikimizi de tartar…
Sonunda ya senin ya da benim gülücüğüm göbekten ya da …. atar.
Sen o kutlu mabede yakışmıyorsun!
Git, nereye gidersen git.
Bu şehri karıştırma…
Bir adamcık Türkiye’yi karıştırdı…
Darbeye neden oldu…
Sen de bu şehri karıştırma…
Bak git!
Bak ben Göksun’ a gittim. Sana serinlemen için kar gönderdim.
Şimdi Adıyaman’a kendi yamana gidiyorum. Sana kuru kara üzüm gönderirim. Daha da kanlanır canlanırsın. Uçarsın Abdülhamit caminin minaresinden hazerfen ahmet gibi… Uçta git sen de dalamana ya da batuma…
Ya çarlistona ya da fizana..
Ya Ankara mürted’e ya da kazana..
Ya da git sana mesaj gelen Amerika ya… Pensilvanyaya… Holivıda… Bolivıda…
Etme bu şehirde vıdı vıdı…
Ben senin dinine değil, kuran-ı hâkimin dinine iman ettim..."
.png)