İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf'un, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki COP 28 iklim zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesi İngilizleri adeta çılgına çevirdi.

TEHDİTTE BULUNDULAR

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İskoçya Başbakanının yanında İngiliz yetkililer olmadan Erdoğan ile görüşmesinin ardından İskoç bakanlara verilen Dışişleri Bakanlığı desteğini geri çekme tehdidinde bulundu.

Cameron, Yusuf'un lideri olduğu İskoç Ulusal Partisi dış ilişkiler sekreterine bir mektup yazarak Yusuf'un Erdoğan ile Gazze ve diğer konuları görüşmesinin protokol ihlali olduğunu belirtti.

Mektupta İskoç hükümetinin Dışişleri Bakanlığı'na Erdoğan'la görüşme konusunda "yeterli sürede önceden bildirimde bulunacağına" dair güvence verdiği, ancak bunun gerçekleşmediği belirtildi.

Cameron, "Bu toplantıda bir İngiliz Dışişleri Bakanlığı (FCDO) yetkilisinin bulunmaması, devredilen hükümet bakanlarının yurtdışı ziyaretlerinde FCDO desteğine ilişkin kılavuzumuzda yer alan protokollere aykırıdır" diye yazdı.

Mektubun ardından bir açıklamada yapan Birleşik Krallık hükümet sözcüsü dış ilişkiler konusunun Birleşik Krallık'ın kararına tabi konulardan biri olduğunu hatırlatarak, "Böylesine çalkantılı bir dönemde Birleşik Krallık'ın dünya sahnesinde tutarlı bir sesle konuşması her zamankinden daha önemlidir." açıklamasında bulundu.

‘İNGİLİZLERİN HABERİ VARDI’

İngilizlerin açıklamalarına karşılık, İskoçya Başbakanı'nın sözcüsü ise bir İngiliz yetkilinin toplantıdan haberdar olduğunu ve toplantıya davet edildiğini söyledi.

Sözcü, "COP gibi etkinliklerin doğası gereği zamanlamalar son dakikada değişebiliyor ve FCDO temsilcisi Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmek için uygun olan zamanda başka bir yerdeydi." dedi.

Sözcü açıklamasında ayrıca "Birleşik Krallık hükümetinin İskoç hükümetinin uluslararası angajmanını kısıtlamaya yönelik her türlü tehdidi yanlıştır ve İskoçya'nın çıkarlarına aykırıdır." ifadesini kullandı.

İskoçya'nın ilk Müslüman başbakanı olan Hamza Yusuf'un eşinin ailesi, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonun başlamasının ardından bir süre Gazze'de mahsur kalmış ve yaşanan iletişim kısıtlamalarında haberleşmekte zorluklar yaşamıştı.