Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmak üzere kürsüye çıktı. Konuşmasında CHP'ye ve Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, "Biz kendimizi sadece ortalıkta gezen deprem turistleriyle kıyaslayamayız" ifadelerini kullandı. Erdoğan altılı masaya cumhurbaşkanı yardımcılığı üzerinden tepki gösterirken ise "Böyle olması çok önemli çünkü altılı masanın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Bu dağıtımı yapabilmek için yeteri sayıda başkan yardımcısı olması lazım" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kılıçdaroğlu'na 14 Mayıs seçimleriyle ilgili de EYT düzenlemesini hatırlatarak dikkat çeken bir mesaj verdi.

"HER BİNAYA AYNI ANDA YETİŞMEK MÜMKÜN DEĞİLDİ"

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman'da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Depreme kış şartlarında yakalandık. Yıkımın ve kışın zorluklarını aşarak deprem bölgesine koştuk. Böyle bir felakette ihtiyaç duyulacak kim varsa herkesi, 35 bini aşkın personeli bölgeye yönlendirdik. Yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek bir arama-kurtarma personeli bile göndersek aynı anda hepsine yetişebilmek mümkün değildi. Öyle yerler vardı ki yüzlerce arama-kurtarma personelinin birlikte çalışması gerekiyordu.

'14 MAYIS' HATIRLATMASI! DEPREMZEDELERE ÇAĞRI

Geçtiğimiz günlerde deprem bölgesinde yaşarken felaketin ardından başka illere taşınan ve nüfus kayıtlarını oraya aldıran vatandaşlarımızla ilgili bir kararname yayımladık. 14 Mayıs seçimlerinde oy kullanabilmeleri için ikamet kayıtlarını oraya aldırmaları gerekiyor. İşlemler 17 Mart Cuma günü gece yarısına kadar tamamlanmalı. Vatandaşlarımızı adres güncellemelerini yapmaya davet ediyorum.

CHP'YE 'KENTSEL DÖNÜŞÜM' TEPKİSİ

Buradan ana muhalefete seslenmek istiyorum. Biz kentsel dönüşümden bahsediyoruz ama siz kendinizi rantsal dönüşüm olarak tanımlıyorsunuz, o ayrı konu. Kentsel dönüşüm projelerinin bir kısmının nasıl yalan ve iftira furyasıyla engellendiğini hiçbir zaman unutmayacağız. Biz kendimizi asla hiçbir sorumluluk üstlenmeden ortada dolaşan, sadece konuşan, yalanlarını, kinlerini tekrarlayan deprem turistleriyle kıyaslayamayız.

"BİZİM ORADAKİ İNSANLARLA ARAMIZDAKİ MUHABBETİ ANLAYAMAZ"

Deprem bölgesine seçim kampanyası başlatmaya gidenler bizim oradaki insanlarla aramızdaki muhabbeti anlayamaz. Gittiği yerde depremin ilk saatlerinden beri gece gündüz çalışan valilerimize, bakanlarımıza, kamu görevlilerimize iftira atmasına ne diyeceğiz? 'Depremin sorumlusu kim?' sorusunu sorabilecek kadar hayattan kopuk birine ne desek boş.

"1'DEN 1500'E KADAR BAŞKAN YARDIMCISI ATANABİLİRMİŞ"

Toplandılar, konuştular, dağıldılar! Amaç neydi? Cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve listeleri hazırlamak... Vekil listesi, seçim takvimi başlayınca olabilir ama aday dediğiniz kişi millete karşı söz söyleyecek kişidir. Soruyorlar, 'Kaç yardımcın olacak?' Ne diyor? '1 olabilir, 5 olabilir, bin 500 olabilir.' Ben milletime sesleniyorum; bir tane başkan yardımcısı atadığımda 'Nasıl yönetilecek bu ülke' demişti. 1'den 1500'e kadar başkan yardımcısı atanabilirmiş. Böyle olması çok önemli çünkü altılı masanın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Bu dağıtımı yapabilmek için yeteri sayıda başkan yardımcısı olması lazım. Bu asil millet bunları yutmaz.

"KILIÇDAROĞLU'YLA 14 MAYIS'A KADAR YARIŞIP KENDİSİNE GEREKEN KOLTUĞU VERECEĞİZ"

Bu toplantılarda öyle bir kavga çıktı ki demokrasi tarihinde eşi benzeri görülmemiştir. Masanın altı üstüne geldi. Edilen hakaretlerin, tehditlerin çetelesini tutanlar herhalde epeyce kalın bir dosyaya sahip olmuştur. Nedeni ve nasılı bizi ilgilendirmeyen bu rezil kavganın ardından CHP'nin 2 büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler. Bu sürecin sonunda gerçekten erkenden açıklansa pek bir yıpranacak, pek bir örsenelecek, sona saklanması sayesinde tüm bunlardan kurtulacak bir isim çıktı. Bu isim aylardan cumhurbaşkanı adayı olduğunu bizzat da söyleyen CHP Genel Başkanı. Sonunda, 'bay bay Kemal' birilerinin arkasına saklanmak yerine bizimle er meydanında yarışacak cesareti gösterdi. EYT ile ilgili kanunu çıkardık, inşallah 14 Mayıs'a kadar altılı koalisyonun adayıyla demokratik şekilde yarışacak, sonra da inşallah gereken koltuğu vereceğiz kendisine. EYT'yi de çıkardık. Her ne kadar siyaseten emeklilikte bu kanuna gerek yok ise de bu durum kendisine örnek ve teşvik olur diye umuyorum.