Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da Deprem Konutları Temel Atma Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında, dikkat çeken silah bırakma çağrısında bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bu şehrin her taşından tarihin, medeniyetin nabzı atıyor. Peygamber yoldaşlarının izi sürülüyor.

Diyarbakır'ın tüm ilçelerini, mahallelerini, sokaklarını, hanelerini ayrı ayrı selamlıyorum. Diyarbakır'ın büyük şairi Ahmet Arif ne diyor? 'Bunlar engerek ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları. Tanı da büyü.' Evet, Diyarkbakır 40 yıldır ekmeğine göz koyanlara karşı birliğini muhafaza etmenin mücadelesini veriyor.

Kürt kardeşlerimi sokağa dökerek 51 yavrumuzu Diyarbakır'da maalesef öldürmediler mi? Şimdi bu Selo, nerede? Yasin Börü yavrumuzu bunlar şehit etmediler mi? Bu yavrularımızın üzerinden arabalarla geçerek bunları şehit etmediler mi? Bunların derdi Kürt falan değil, bunlar katil. Bu teröristlere 14 Mayıs'ta gerekli dersi vermeye var mıyız?

'BUNLARA VERİLEN GÖREV EMPERYALİZMİN UŞAKLIĞINI YAPMAKTIR'

Diyarbakır annelerine bile tahammül edemeyenlerin insanlıkla ilgisi yoktur. Esasen bunların derdi hiçbir zaman Diyarbakır olmadı. Derdi Diyarbakır olanın, derdi Kürt kardeşlerimizin hakkı olanın yapacağı iş, silahı bırakıp bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak ortak geleceğimizdeki yerini almaktır. Ama öyle yapmadılar. Bunlara verilen görev emperyalizmin uşaklığını yapmaktır. Bunların siyasi parti kisvesi altında çalışan uzantıları aynıdır.

Kandil'den ne diyorlar? Bay Bay Kemal'i destekleyeceklermiş. Oradan talimat veriyorlar. Benim Kürt kardeşlerimi böyle aldatacaklarını zannediyorlar. Bunlara 14 Mayıs'ta tarihi bir ders vermeye var mıyız?

'TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YÖNLENDİRDİĞİ TÜRKİYE'Yİ ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ'

Kafası da, kalbi de, gözü de bu ülkenin dışına dönük olanlardan ne bize ne bu topraklara hayır gelir. Bizim tek derdimi bu ülkedir. Hiçbir ayrım olmaksızın bu ülkenin insanlarıdır. Evlatlarımızın geleceğidir. Biz bu coğrafyada ilelebet kardeşçe yaşamayı sürdüreceğiz. Tüm hesapların bu gerçeğe göre yapılmasını istiyorum. Buradan ifade etmek isterim ki, milletimin geleceğinde ne sokaklarında beyaz Torosların gezdiği, ne de dağlarında eli kanlı canilerin cirit attığı bir Türkiye fotoğrafına asla yer yoktur. Nasıl vesayetin namluyla sivil siyaseti esir aldığı Türkiye'yi kabul etmediysek, terör örgütlerinin siyaseti yönlendirdiği Türkiye'yi de asla kabul etmeyeceğiz.

Bu Türkiye'de hiç kimse kökeninden, inancından, dilinden, kılık kıyafetinden dolayı ötekileştirilemez. Bu Türkiye'de faili meçhullere yer yoktur. Bu Türkiye, vatandaşlarının güvenliği ile, halk ve özgürlüklerini aynı anda sağlayabilen bir Türkiye'dir.