CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bugün Ankara'daki Bilkent Otel'de düzenlenenen "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi Tanıtım Toplantısı"na katıldı.

Liderler, toplantı salonunda yerlerini aldı. Burada, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme ilişkin bir video gösterildi.

Altılı Masa'da yer alan partilerin yöneticileri, anayasa değişikliği çalışmasının detaylarını paylaşıyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, ilk olarak sahne çıktı.

Muharrem Erkek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bizler, 28 Şubat 2022 tarihinde yine bu salonda, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnini imzalayan altı siyasi parti olarak, cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek ve gelecek nesillere bu değerleri emanet etmek için bugün tarihi bir adım daha atıyoruz.

28 Şubat tarihli mutabakat metnimizi temel alan Anayasa değişikliği önerimizi bugün takdirlerinize sunuyoruz. Yasama, yürütme, yargı, temel hak ve özgürlükler, kamu yönetimi başlıkları altında belirlediğimiz ilkeleri 84 madde içeriği ve 9 başlıkta yaptığımız değişiklikle anayasal güvenceye kavuşturmayı hedefliyoruz.

Bu önerimiz, bir toplumsal sözleşme taslağıdır. Bu niteliğine uygun olarak değişiklik önerilerimizi, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri doğrultusunda toplumun tüm kesimleri ile müzakere ettikten sonra seçimlerin hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağız.

Bu önerimiz, bir toplumsal sözleşme taslağıdır. Bu niteliğine uygun olarak değişiklik önerilerimizi, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri doğrultusunda toplumun tüm kesimleri ile müzakere ettikten sonra seçimlerin hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağız.

Sorun sistemdedir. Sistemle ekonominin doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz. Örneğin bu ucube sistemde Merkez Bankası’nın bağımsız olamayacağını biliyoruz.

Sistemle adaletin doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bu ucube sistemde yargının bağımsız olamayacağını biliyoruz. Bu ucube sistemde mahkemede adaletin, gelir dağılımında adaletin, sosyal adaletin ve fırsat adaletinin olamayacağını; adaletin olmadığı yerde de mutluluk olmayacağını biliyoruz.

Bu ucube sistemde üniversitelerin özgür olamayacağını, gençlerin geleceğe güvenle bakamayacağını biliyoruz ve bizler bu ucube sistemden ülkemizi kurtarmak için birlikte çalışıyoruz.

Aynı zamanda, geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz. 12 Eylül darbe hukukunun yarattığı güçsüz bir parlamenter sistemi değil, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi öneriyoruz. Önerimizle mevcut tek adam sistemini sona erdirmeyi, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan ve güven veren yeni bir sisteme geçmeyi taahhüt ediyoruz.

Önerimizle Anayasal düzenin temeline “insan onurunu” koyuyoruz. İnsan onuru dokunulmazdır ve anayasal düzenin temelidir. Devlet, insan onuruna saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle Gazi Meclisi bugün yaşadığı ağır vesayetten kurtaracağız. Yargıyı vesayetten kurtaracağız. Yargının üzerindeki siyasi tahakküme son vereceğiz. Yargının kurucu unsuru savunmayı ve baroları ilk kez anayasal güvenceye kavuşturacağız.

Seçilmiş yerel yöneticilerin yargı kararı olmadan görevlerinden alınmalarına son vereceğiz.

Basını, sivil toplum örgütlerini, düzenleyici ve denetleyici kurumları vesayetten kurtaracağız. Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına adım atarken bu topraklara eşitliği, özgürlüğü, adaleti hep birlikte getireceğiz.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem, “iş ve aş” demektir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, “yolsuzluğun, yoksulluğun ve israfın sona ermesi” demektir, Güçlendirilmiş parlamenter sistem, “Bağımsız ve tarafsız yargının; ifade ve basın özgürlüğünün; can ve mal güvenliğinin önündeki tüm engellerin kaldırılması” demektir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, “kimsenin ötekileştirilmediği, başta gençler olmak üzere bu ülkeye dair sözü olan herkesin özgürce konuşabildiği, özgürce eleştirebildiği ve özgürce yaşayabildiği bir dönemin başlangıcı” demektir.

Biliyoruz ki, ülkemizin ciddi bir Anayasa Değişikliğine, gerçek bir reforma ihtiyacı vardır. Demokratik bir Anayasanın omuzlarında yükselecek olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Türkiye’nin temel sorunlarına çözümün reçetesi olacaktır.

Önümüzdeki ilk seçimde, otoriter bir sistemden yana olanlar değil, demokrasiden yana olanlar kazanacak; altılı masanın ortak Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır.

Bizler, yeni bir yönetim anlayışı ve yeni bir siyaset kültürüyle, liyakatli kadrolarla ve istişareyle Yarının Türkiye’sini hep birlikte inşa edeceğiz.

Demokratik hukuk devleti için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi temel alan Anayasa Değişikliği Önerimiz hayırlı olsun.

Her zaman vurguladığımız gibi, bu yeni bir başlangıç ve yeni bir inşadır."

SEÇİM BARAJI DÜŞÜYOR

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu'nun açıklamaları ise şöyle:

"Yarının Türkiye’sinde, demokrasimizin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni güçlendirmek, temsil yeteneğini artırmak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevlerini en etkili şekilde gerçekleştirmesini sağlamak amacıyla Anayasa’da önemli değişiklik önerileri hazırladık.

Hazırladığımız değişiklik önerilerimizi beş başlıkta toplayabiliriz.

İlk olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giden yolları demokratikleştireceğiz.

Meclisinin temsil gücünü arttırabilmek amacıyla seçim barajını %3’e düşüreceğiz.

Siyasi partiler hakkındaki yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında değiştirecek, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi parti hürriyetini güçlendireceğiz.

Diasporanın doğrudan mecliste temsil edilmesini sağlayacağız.

İkinci olarak yasama bağışıklığını güçlendireceğiz.

Dokunulmazlıkların kaldırılması için üye tamsayının salt çoğunluğunu gerekli kılacağız.

Yasama dokunulmazlığının istisnaları bakımından belirsizliğe yol açan keyfi uygulamaların önüne geçeceğiz.

Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme nedeniyle düşmesini, bireysel başvuru yoluna gidilmesi halinde, Anayasa Mahkemesinin bu konudaki kararına kadar bekletileceğini açıkça düzenleyeceğiz.

Üçüncü olarak, kanun yapım süreçlerini demokratikleştireceğiz.

Bu başlıkta birçok düzenlemeyi üzerinde çalıştığımız meclis içtüzüğünde işleyeceğiz.

Anayasa’da ise milletlerarası andlaşmalardan geri çekilmenin Meclisin asli yetkisi olduğunu güvence altına alacağız. Böylece Cumhurbaşkanı, milletlerarası bir sözleşmeden gece yarısı tek başına çıkma kararı veremeyecek.

Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması ve temel hak ve hürriyetlerin kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceği şartıyla kabul ediyoruz.

Bakanlıkların, kamu idareleri ve kamu tüzel kişilerinin kanun hükmünde kararnameyle kurulması ve kaldırılması uygulamasına son vereceğiz.

Cumhurbaşkanının kanunları veto etme yetkisine son verecek, bu yetkiyi geri gönderme yetkisi ile sınırlayacağız. Geri gönderilen kanunlar, Meclis tarafından basit çoğunlukla aynen kabul edilebilecek.

Dördüncü olarak, Meclis’in denetim yetkisini güçlendireceğiz.

Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları artırıp etkili kılacağız.

Hükümet, başbakan ve bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tesis edeceğiz. Bu yenilikle, Bakanlar Kurulu aleyhine verilen güvensizlik önergelerine yeni Başbakanın isminin eklenmesini zorunlu kılacağız. Böylece meclis, istikrarın gereği olarak ancak yeni hükümeti kurmakta birleşebilirse mevcut hükümeti düşürebilecektir.

Başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili suçlarından dolayı hesap vermeleri amacıyla meclis soruşturmasını kapsamlı bir şekilde düzenleyeceğiz.

Başbakan ve bakanlar hakkında görevine ilişkin suç işlediği iddiasıyla soruşturma önergesi verilebilmesi için gerekli çoğunluğu indirerek denetimi kolaylaştıracağız.

Bir yasama yılında en az 20 gün gündemi muhalefet tarafından belirlenen genel görüşme açılabilmesini açıkça düzenleyeceğiz.

TBMM’nin denetim araçlarından meclis araştırmasını ‘herkesin Meclis Araştırma Komisyonunun davetine uymak zorunda olduğu’ ifadesiyle etkili bir hale getireceğiz.

Beşinci olarak, parlamentoların tarihsel bir kazanımı olan bütçe hakkının devredilmezliği ilkesini tesis edeceğiz.

Vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin nasıl harcandığının etkili bir şekilde denetlenebilmesi için Meclis’in bütçe hakkını, Meclis’in devredilemez bir yetkisi ve denetim aracı olarak düzenleyeceğiz.

Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonu’nun Başkanı ana muhalefet partisinden olmasını Anayasada açıkça düzenleyeceğiz.

Hedefimiz sadece anayasalı bir devleti değil, anayasal devleti tesis etmektir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle birlikte; tüm farklılıklarımızla, vatandaşlarımızın hiçbir ayrımcılığa ve hukuksuzluğa maruz kalmadığı, herkesin kendini birinci sınıf bir yurttaş olarak hissettiği özgürlükçü demokratik Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz."

 Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel ise şunları söyledi:

Mevcut anayasanın en problemli, tüm sistemi enfekte eden kısmı “tek adam rejimi” üzerine kurgulanan ‘yürütme’dir. Mevcut sistemde yürütmenin konforu için yasama ve yargı işlevsiz bırakılmıştır. Anayasanın tek derdi, tek kişiye dikensiz gül bahçesi hazırlamak olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde

Cumhurbaşkanı tek patron,
Yürütmenin diğer aktörleri Bakanlar ve Kurumlar patronun çalışanları,
Yasama ve yargı bağlı iştirakler haline getirilmiştir.
Bu ucube sistemde, bakanlıklar ve kamu kurumları görev, yetki ve sorumluluklarını ifa ederken anayasa ve kanunlara bakmak yerine, tek bir kişinin iki dudağının arasına bakmak zorundadır.

- Mesela, bu sistemde Balıklı Rum Hastanesi’nde çıkan yangına Cumhurbaşkanının talimatıyla müdahale edildiğini bizzat Cumhurbaşkanının sözcüsü açıklar.

- Mesela, depremde kurtarma çalışmalarının başlaması, orman yangınına müdahale için de Cumhurbaşkanının talimatı gerekir.

- Mesela, okul, hastane, köprü, ağaçlandırma ihtiyaç olduğu için değil, talimat geldiği için yapılır.

- Çiftçinin destekleme priminin ödenmesi, esnafa kredi o talimat gelmeden ödenmez, verilmez.

Milletimizin görüşüne arz ettiğimiz Anayasa Değişikliği Önerisinin hayata geçmesiyle birlikte yürütmenin her kademesinden, dört senedir her gün duyduğumuz “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” klişesini artık duymayacağız.

Çünkü yürütmenin tüm unsurları görevlerini yerine getirirken, sorumluluklarını ifa ederken talimatı Anayasadan ve yasalardan alacak.

Hazırladığımız Anayasa Değişikliği önerisi ile

Şeffaf,

Denetlenebilir,

Hesap veren bir yürütmeyi ve yönetimde istikrar ile bütünlüğü yeniden inşa etmeye gayret ettik.

Bu çerçevede:

Cumhurbaşkanlarının bir dönem ve 7 yıl için seçilebilmesini öneriyoruz.

Seçilen Cumhurbaşkanı’nın varsa partisi ile ilişiğinin kesilmesini teklif ediyoruz.

Cumhurbaşkanının kanunları veto yetkisini kaldırıyor, kendilerine sadece bir defaya mahsus geri gönderme hakkı tanıyan bir düzenleme yapıyoruz.