26 Temmuz 2022 Salı günü Açık Masa programında "Kahramanmaraş depremi" konusu gündeme alındı. Slogan olarak da “Distopya değil, film veya senaryosu hiç değil; geleceği bilinen ve beklenen bir kıyamet: Kahramanmaraş depremi” olarak belirlendi. Canlı yayında yetkilileri uyaran Kanal Maraş Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaaslan, 6 Şubat depremlerinden 7 ay önce önlemlerin alınması gerektiğini ve yetkililerin bu büyük depreme hazırlanması gerektiğini vurgulamıştı.
Kanal Maraş’ın canlı yayınından yaklaşık 7 ay sonra ise 6 Şubat 2023 tarihinde 7,7 ve 7,6 şiddetinde iki büyük deprem yaşandı. Bu depremler, 10 ilde büyük bir yıkıma yol açarak, binlerce can kaybına ve yaralanmaya sebep oldu. Kanal Maraş’ın Açık Masa programında yapılan uyarılar dikkate alınmadı ve sonuç “Sorunu Dile Getirenler Cezalandırıldı, Önlem Almayanlar Halktan Gizleyenler Ödüllendirildi” oldu.
Canlı Yayında Mustafa Karaaslan Neler Demişti?
Kahramanmaraş’ı bekleyen tehlikeleri, yaklaşan felaketin boyutunu ve birçok konuyu ele alan Kanal Maraş Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaaslan, o programda şu sözleri dile getirmişti:
“Bugün, takdir edersiniz ki Kahramanmaraş'ın Tevekkelli Mahallesinde sabah 9.15 civarında 4.6 şiddetinde bir deprem oldu. Kahramanmaraş halkı bir panik içerisinde yetkililerden bir açıklama bekledi akşam saatlerine kadar, maalesef yetkililerden hiçbir açıklama gelmedi. Kahramanmaraş halkı tedirgin. Takdir edersiniz ki günlerdir, aylardır sosyal medyada ben de paylaşıyorum. Deprem geliyor diyorum ama kulak arkası ediyorlar. Başta Büyükşehir Belediyesi, Valilik makamı, milletvekilleri olsun herkes kulak arkası ediyor.”
“Hani slogan var ya "Geliyor, gelmekte olan" diye. Depreme hazır mıyız? Maalesef bugün bir 4.6 şiddetindeki deprem bize Kahramanmaraş'ın depreme hazır olmadığını gösterdi. Bizim bir deprem anında, Allah göstermesin binaların altında kalan o insanları hastanelere götürmek üzere yola çıkıldıktan sonraki hangi güzergâh kullanılacak, açık olacak. Yörükselim Hastanesi mi, Necip Fazıl Hastanesi mi, Megapark Hastanesi mi, Vatan Hastanesi mi bunlar nasıl koordineli bir şekilde çalışacak? Ne bir açıklama ne de başka bir şey var.”
“Bugünkü Necip Fazıl Hastanesi'ndeki o eline mikrofon alıp anons eden yetkilinin detayını bir getirelim. Yani halk, 4,6 şiddetindeki bir depremde yaralılarımızın gideceği hastaneden dışarıya nasıl çıkartıldığını hep birlikte izleyelim.”
“Gördüğünüz gibi mikrofonla anons ederek yaralılardan tutun, orada muayeneye gitmiş vatandaşların dışarıya çıkmaları isteniyor. Peki, biz bir deprem olursa ne yapacağız? Yaralılarımızı hastanenin dışında, veyahut ta ölülerimizi hastanenin dışına mı koyacağız, torbalar içerisinde? Ve maalesef iktidarın ne il başkanlığı, ne büyükşehir belediye başkanlığı, ne valilik yani bir halkı sükûnete çağıracak bir açıklama ben akşam saatine kadar duymadım. Ne bir mail, ne bir açıklama geldi. Ne yapıyorlar, sosyal medyada; yaşanmış olan depremden dolayı geçmiş olsun dileklerini iletiyor siyasetçiler.”
“Bugün sizlerle deprem konusunu konuşacağız. Bir konuğum olacak, Deprem Analizcisi Sinan Bozkurt bağlanacak. Bozkurt ile birkaç ay önce bir program yapmıştım ve bize gelecek olan tehlikeden bahsetmişti, demek ki tehlike geliyor. Profesör Doktor Naci Görür hocamız, "Maraş, Tevekkelli'de 4,6'lık deprem oldu. Bu deprem 14 Temmuz'da Pazarcık yöresindeki fay zonu içerisinde, muhtemelen Doğu Hatay Fay Zonunda. Elazığ depreminden sonra bölge daha da riskli. İRAP PLANI (il risk azaltma planı) ciddi olarak uygulanmalı. Sevgiyle" diye paylaşım yapmış sayın hocamız. Yine siyaset bilimci Burak Yıldırım, "Kahramanmaraş'ta deprem sonrası Şehir Hastanesi boşaltılmış. Neden? Çünkü: Uyarılara rağmen Hastaneyi fay hattı üzerine yapmışlar. Sonuç? 1. Sonuç: Toprak sahipleri zengin oldu. 2. Sonuç: Hastanenin fay hattı üzerinde olduğu belirlendi, yıkılması bekleniyor." demiş. Tabi hastanenin içerisinde de tasvip etmediğimiz ve üzüldüğümüz birkaç fotoğraf sosyal medyada paylaşıldı.”
“Şimdi ne olacak? İşte görüyorsunuz, Necip Fazıl Hastanesi'nin konferans salonuymuş herhalde burası. Orada tavandaki boşta olan malzemeler dökülmüş. Şimdi ben diyorum ki, bize öncelik nedir sevgili Kahramanmaraşlılar? Kentsel dönüşüm. Aylardır dilimizde tüy bitiyor. Bize öncelik kentsel dönüşüm gerekir. Ne Tevfik Kadıoğlu Bulvarı'ndaki Kavşak gerekir, bunlar tabi yapılması gerekir. O ayrı bir şey ama Kahramanmaraş'ta bir toplanma alanı var mı bir deprem olduğu zaman, yok. Ne yapacak insanlar, yani bizim kuşaklar, bizden sonrakiler veya babalarımız dedelerimiz şiddetli bir deprem görmedik. Allah göstermesin, 7 büyüklüğünde bir depremle karşılaşırsak? Valiliğin karşısındaki 40 yıllık binalar ne olacak? Milcan apartmanı, Barış apartmanı ve benzeri. Şimdi takdir edersiniz ki apartmanlarda bir asansör var değil mi? Kırmızı etiketi yapıştırdıkları zaman asansör kullanılmıyor, kimse binemiyor, çalışmıyor yani. Peki, kardeşim çürük olan binalar, depreme dayanıksız binalar bunlara neden bir kırmızı etiket yapıştırılıp da mühürleme yapılmıyor? "Boşalt kardeşim burayı" neden denmiyor? İnsanlarımız o eski yapıların içerisinde, beton yığınının altında kaldıktan sonra mı "Eyvah" diyeceksiniz? Dolayısıyla ben öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanının ivedilikle deprem ile ilgili bir çalışma, ivedilikte diyorum öyle caddelerde festival otobüsü, minibüsü ile gezip halkı festivale davet etmek değil. Sanatçı getirip milyonlarca lira verip eğlendirmek değil. Görüyorsunuz ekranda, Allah gecinden versin bekliyoruz yani. Kahramanmaraş depremini bekliyoruz, kaçınılmaz. Bugün olmazsa yarın olacak, 1 ay sonra olacak, 1 sene sonra olacak. Uzmanların hepsi Kahramanmaraş depreminden bahsediyor. Biz ne yapıyoruz? Yüksek yüksek binalar, zemini sağlam olmayan arsalara binalar, hemen hemen 50 yıllık o deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalar, ne olacak?”
“Tekrar söylüyorum, vakit geç olmadan yetkililerin, milletvekillerinin, büyükşehir başkanlarının, ilçe başkanlarının tüm siyasi parti yetkililerinin topyekûn bir araya gelip bu deprem konusunu, Kahramanmaraş'ta olası bir depremi nasıl az zayiatla atlatırız bunun çalışmasını yapsınlar.”