Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46. Yılı… Dolayısıyla, 46 yılda kimsenin burnu kanamadı. Bu harekata karar alan rahmetli Bülent Ecevit’i, Rahmetli Necmettin Erbakan’ı, rahmetli Fazlı Küçük’ü ve Rauf Denktaş’ı rahmetle anıyorum. Biz KKTC’nin bağımısız bir devlet olarak dünya tarafından tanınmasını istiyoruz.

Ecevit’i bir kenara bırakıyorum. Bu ülkenin tank palet fabrikasını yabancıya peşkeş çekenler bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar.

Vatan toprağını terk edip Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıranlar bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar.

"33 ASKERİN KANI YERDEDİR"

Bugün Ege adalarının önüne gelip silahlarla gösteri yapanlara ses çıkarmayanlar bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar.

İdlib’te 33 askerimiz şehit oldu. Hesabı soruldu mu? Onların durumu sorgulanacağına koşa koşa gidip Putin’in önünde esas duruşa geçtiler. 33 askerin kanı yerdedir. Vatan toprağını parselleyenler, 250 bin dolara vatandaşlık satanlar bizim milliyetçiliğimizi sorgulayamazlar.

Bizim milliyetçiliğimizde bayrağa ve vatanın bütünlüğüne saygı var.

24 Temmuz’u tüm dünya 194 yıldır basın bayramı olarak kutluyor. Ama Türkiye’de bayram havası yok. Türkiye’de gazeteciler gerçekleri yazdığı için, saraya itaat etmedikleri için tutuklanıyorlar. Bu vesileyle Barış Pehlivan’ın, Murat Ağırel’i, Hülya Kılınç ve Müyesser Yıldız’ı saygıyla anıyorum.

İstedikleri kadar dişi ağrıdığı halede hakim önüne çıkarsınlar onlar yine yılmadan yazacaklar.

"59 KİŞİNİN ÖLÜMÜNÜN SORUMLUSU KİM?"

Bir olay oldu ama yetince üzerinde duramadık. Van Gölün’de bir facia oldu 59 kişinin cesedine ulaşıldı. Van Gölü bizim sınırlarımız içinde. Nasıl geçiyor da bu insanlar teknelere binip başka ülkelere geçiyorlar? Buna nasıl izin veriliyor.

Eğer bu ülke yol geçen hanı gibi kullanılıyorsa iktidarın düşünmesi lazım? 59 kişinin ölümün sorumlusu kim? 100 binlerce kişi gidip geliyor. Parayla tabi. Bu paranın yukarı çıkış merdivenleri var mı?

Felaketi yaşadığımızı söylemiştim birçok bölgede. Vekil arkadaşlarımıza gidin o bölgedeki insanların sorunlarıyla ilgilenin demiştim. Rize Köprübaşı köyünde de böyle bir felaket yaşanmıştı. Felaketin ardından sadece CHP’li vekiller gitti. Devletin yetkilileri gitmedi.

"ÇİFTÇİNİN SARAY HÜKÜMETİNDEN 176 MİLYAR LİRA ALACAĞI VAR"

Havva Tüysüz enkaz altında kaldı Yardım tam 10 saat sonra geldi. İnsanlar 10 saatte dünya turu atıyor. Havva Tüysüz iç kanamadan hayatını kaybetti.

Mardin ve Şanlıurfa’da çiftçilerin çok sıkıntılı olduğunu söylemiştim. Elektirikleri kesiliyordu. 14 Mayıs dünya çiftçiler gününde başlamıştı. Harran Ovası dünyanın en bereketli ovalarından biri. Ama çiftçiler elektrik borçları yüzünden tarlalarını sulayamıyor. Vekil arkadaşlarımız gidip orada vatandaşların sorunlarını dinlediler.

Vatandaşlar tarlalarını sulayamadığını anlattılar. Zemzem hanım enerji şirketinin hatlardaki arızalar nedeniyle kesinti olduğunu söylediğini aktardı. Çiftçinin 176 milyar lira alacağı var saray hükümetinden. Bütün sorumlu saraydaki zattır. Bakanın iradesi yok. Daha önce bakanları gösterip bunlar ziyaretçi değil devlet memuru demiştim.

Erdoğan’ın dünyaya meydan okuduğu yok. Erdoğan, dünyanın önemli liderlerinden talimat alıp uygulayan adam. Erdoğan, 33 şehidin ardından Putin’in yanına gitti sandalye bile vermediler.

"FINDIK ÜRETİCİSİ NASIL KAR EDİLİR GÖRECEK"

Devlet, 16-17 liradan fındık satıyordu. Şimdi gazeteye ilan verdi 24 liradan satıyor. Fındığa verilecek fiyat 25 liradan aşağı olamaz. Asıl bizi üzen nokta şu: Son 5 yılda kilo başına 11,77 liradan 6,35 liraya düştü fındığın fiyatı. Aradaki farkı kim götürdü?

Asıl sorgulanması gereken soru bu. Her yıl fındık mevsiminde bu konu tartışılır. Düşünmüyor musunuz bu konu niye tartışılır? Maliyeti belli, alınacak para niye belli değil? Çiftçi de ne kadar gelir elde edeceğini bilecek.

Fındık üreticisi de beklesin. Fındık üreticisi nasıl kazanılır, nasıl kar edilir görecek. Fındık üreticisi bir yabancı üreticinin egemenliğine girmeyecek. Ne zaman? Halkın iktidarı geldiğinde.

"KADINA ŞİDDET KONUSUNDA HEPİMİZİN DUYARLI OLMASI LAZIM"

Pınar Gültekin ne yazık ki öldürüldü. Kadına şiddet giderek tırmanıyor. Bu konuda hepimizin duyarlı olması lazım. Kadın için yeri geldiğinde en güzel sözleri söylüyoruz. Ama lafta. Kadına yönelik şiddet neden artıyor? Tarlada çalışan, temizlik yapan, otobüs şoförlüğü yapan kadın. İşkenceye, kötü muameleye öldürülmeye gelince yine kadın.

Türkiye genelindeki 306 kadın örgütüyle bir toplantı yapmıştım. Bana en önemli sorunlarını yazılı olarak vermelerini istemiştim. Kadınların talepleri şunlar: Kadınlarla erkeklerin eşit olduğu fikrini kabul edin. Kadının her alanda eşit temsili için somut adımlar atın. Biz CHP olarak bunu dillendiriyorsak bunu savunuyoruz demektir.

"ÇOÇUK YAŞTA EVLİLİĞİN ÖNÜNÜ AÇAN 4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİNE SON VERİN"

Kadın seçmen sayısı erkeklerden fazla Şiddeti önlemeye yönelik İstanbul sözleşmesinden çekilme girişimlerinden vazgeçin. Sözleşmeyi ve yasayı uygulayın. Kadınların şiddetsiz bir yaşam sürmesi için gerekli girişimleri oluşturun. Çocuk yaşta evlilik ve çocuk işçiliğin önünü açan 4+4+4 eğitim sistemine son verip, 12 yıllık kesintisiz eğitime geçin.

Cinsiyet ayrımı yapılmadan tüm mahalle ve iş yerlerine ücretsiz kreşler açın Çocuk istismarcılarına af getirilmesi, nafaka hakkının kısıtlanması, kadının ev emeğinden çıkan miras hakkının önüne geçilmesine son verin.

Bütün kadınlara tekrar sesleniyorum: Hakkınız var yeniliyor. Kadın erkek eşitliğini istiyorsanız yapacağınız tek şey CHP’ye oy vermek. Bu ülkeye sevgi ve hoş görüyü siz getireceksiniz.

"MİLLİYETÇİ İNSAN RÜŞVETE KARŞI MÜCADELE EDER"

Milletin vekili milletin hakkını ve hukukunu savunur. Seçildiği bölgenin değil Türkiye’nin milletvekilidir. Haksızlığı, hukuksuzluğu TBMM kabul etmez. Saygın meclis diyoruz. Beni derinden yaralan bir şeyi geçen hafta yaşadık. Grup Başkanvekillerimiz Serik’teki 500 bin liralık rüşvetin araştırılması için önerge verdi. AKP’li ve MHP’li vekiller hayır oyu verdiler.

Haksızlık ve hukuksuzluğa ortak oldular. Bunlar bu milleti temsil edemezler. Bu milletin rüşvete ve kul hakkı yiyenlere karşı bir duruşu vardı. Bu vekillerin iradesi yoktur. Bunlar Saray’ın talimatıyla hareket ediyorlar. Milliyetçi dediğiniz insan kul hakkı yemeyendir. Milliyetçi insan rüşvete karşı mücadele eder. AKP ve MHP’li vekillerin bağımsız iradeleri söz konusu değildir.

"DEVLET ADAMLARI BEN KANDIRILDIM DİYEMEZ"

Devletin yönetiminde liyakat ve adaleti çok sık söyleriz. Osmanlı arşivi bir dünya arşividir. Osmanlı liyakat olmadığı için battı. Bunların başlangıçta olması, eğer umursanmazsa bu, devlette çürümeye yol açar ve bu çürüme bütün adımlara yayılır.

Devlet adamları ben kandırıldım diyemez. Sen çocuk değilsin ki devleti yönetiyorsun. Devleti yönetmek liyakatli atamalara bağlıdır. Kıdem tazminatını getireceğiz dediler. Erdoğan öve öve anlattı. Sendikalar karşı çıktı, genel greve gideriz dediler. İşçiler burada net tavırlarını ortaya koydular. Erdoğan şimdi bu adil değil demeye başladı. Neden en başta sendikaları çağırıp sormadın?  

Egemen güçler talimat verip bizim çıkarlarımız bu kıdem tazminatının yok olmasını gerektiriyor demiştir, o da kabul etmiştir. 

2019’da Balyoz ile ilgili bu millet, şahsım dahil aldatıldık dedi. Biz aldatılmadık. Eğer seni aldattılarsa senin o koltukta ne işin var. Herkesin kandırdığından devlet adamı mı olur? Darbe girişiminden sonra Rabbim bizi affetsin dedi. Peki 251 şehidin kanı ne olacak. Sen Marmaris’te saklanırken 251 kişi hayatını kaybetti. Sen kandırılmadın. 

20 Nisan 2017: Obama ne yazık ki PKK ve pyd konusunda bizi aldattı dedi. Milletin yerine Obama’nın çıkarını savunan kim. Sen devlette liyakati bitirdin. Her gelen seni aldatacak zaten. Türkiye Cumhuriyet tarihinde her konuda aldatılan bir cumhurbaşkanı geldi mi?

Erdoğan egemen güçlerin talimatını dile getiriyor. Bakmayın öyle hava atmasına. Bütün cümleler ona ait. Öyle kahraman gibi ortada gezmeye hakkı yok.

"50 BİN DOLARLIK ÇANTAYLA GEZENLER VATANDAŞA ÜCRETSİZ İZİN VERİYOR"

Herkes işsizim diyor. Her alandan işsiz var ülkede. Türkiye’nin en temel sorunlarından biri işsizlik. Pandemi süreciyle ilgili bir kısım önlemler aldılar. En fazla mağduriyeti esnaflar yaşadı. AKP’ye en çok oyu da esnaflar verdi. Uyarım onlar da uyanır artık. Ücretsiz izni bir yıl süreyle uzattılar. Buna aylık 1168 verecekler. 1168 lirayala çocuğunu geçindir diyecek. Günlük 39 lira yapıyor.

AKP ve MHP’ye oy veren bütün vatandaşlara sormak isterim: 1168 lirayala ev kirası mı, su parası mı, çocuğun okul masrafını mı ödeyecek? Bunlarda vicdan da yok. Bari asgari ücret verin. İstifa etse kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alamayacak.

50 bin dolarlık çantayla gezenler, hava atanlar, dönüp vatandaşa diyor ki sana bir yıl ücretsiz izin veriyorum, sana 1168 lira veriyorum kral gibi yaşa. Sendikalar niye sesiniz çıkmıyor? Sendika başkanları da günlük 39 lira alsınlar.

"PARA VAR, NEREYE GİDİYOR? LONDRA'DAKİ TEFECİLERE GİDİYOR"

AKP’li bir vatandaş çocuğumu gezdiremiyorum niye yaşayayım dedi. Artık orta sınıf yok sadece zengin ve fakir var. 5 bin lira ile geçinen biri ücretsiz izine çıktığında 1168 lirayla geçinmek zorunda kalacak.

Ben ücretiz izne çıkarılar yaklaşık 1 milyon 100 bin vatandaşlara seslenmek isterim. Sen aynı zamanda yaptığın her alışveriş için vergi ödeyeceksin. Kendine şu soruyu soracaksın. Hani Türkiye zengindi? 4 maaş alan var. Neden ben 1168 liraya mahkum ediliyorum. Para var, nereye gidiyor? Londra’daki tefecilere gidiyor.