Bu tespit aslında yeni değil… Kanal Maraş Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı Mustafa Karaaslan, depremlerin hemen ardından yayımladığı çok sayıda köşe yazısında, bugün bilirkişi raporunda altı çizilen bu ihmalleri defalarca gündeme getirmişti.

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde 112 kişinin yaşamını yitirdiği Arıkan Sitesi davasında alınan bilirkişi raporu, yıllardır köşe yazılarında uyarılarda bulunan Mustafa Karaaslan’ın öngörülerini yeniden doğruladı.

Bilirkişi raporuna göre, AFAD İl Müdürlüğü ve ilgili kamu kurumları, 2020 yılında yayımlanan İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporunda riskli olarak işaretlenen bölgelerde gerekli denetim ve önlemleri almadı. Raporda, riskli alan tespiti yapılmasına rağmen kurumların görevlerini ihmal ettiği vurgulandı. Müteahhit ve statik proje sorumlusunun ise yapının yıkımıyla doğrudan illiyet bağının bulunmadığı kaydedildi.

Yıllardır dile getiriyordu...

Karaaslan, 6 Şubat depremi sonrası köşe yazılarında şunları vurgulamıştı:

  • Depremin ardından müteahhitlerin günah keçisi ilan edildiğini,

  • AFAD’ın 2020 tarihli İl Afet Risk Azaltma Planı’nın (İRAP) halktan ve kamuoyundan gizlendiğini,

  • Kamu kurumlarının depremde yıkılan binalarla ilgili ciddi ihmalleri olduğunu,

  • Riskli bölgelerde denetim yapılmadığını ve uyarı mekanizmasının işletilmediğini,

  • Deprem öncesi alınması gereken önlemlerin çoğunun kağıt üzerinde kaldığını.

Karaaslan, köşe yazılarında bu ihmallerin hepsini defalarca yazmış; ancak ne kurumlar ne de yetkililer tarafından dikkate alınmıştı.

Bilirkişi raporu Karaaslan’ı doğruladı

Arıkan Sitesi davasında hazırlanan bilirkişi raporu, Karaaslan’ın yıllardır dile getirdiği uyarıların doğruluğunu ortaya koydu. Raporda, AFAD İl Müdürlüğü ve ilgili kamu kurumlarının, riskli bölge tespitine rağmen denetim ve dayanım incelemesi yapmadığı, görevlerini ihmal ettikleri net biçimde ifade edildi.

Ayrıca raporda, müteahhit ve proje sorumlularının yapının yıkımıyla doğrudan illiyet bağının bulunmadığı, sorumluluğun esas olarak AFAD ile kamu kurumları ve yerel yönetimlerde olduğu vurgulandı.

  • Raporda, ‘’Depremin büyüklüğünün yıkıma doğrudan etkisi olduğu’’ belirtilmiştir.

Karaaslan, özellikle bu son noktayı yazılarında sürekli vurgulamış ve rapordaki “Dosyada ki veriler, olay yeri inceleme tutanakları ve deliller incelendiğinde, yapının yıkılmasına yaşanan depremin büyüklüğünün sebep olduğu yıkıma ilişkin başka bir gerekçe olmadığı mütalaa edilmiştir” ifadesini okuyucularına aktarmıştı.

9980Bc26 4477 4828 8A7F 7C7C97Ea1724 W

20D13B18 0832 46Fc B3De Bb8229Ffa0D6 W

83589A21 E83F 4A96 A5Ea Dc15C96A9E0B W

Aaaaaaaaaaa1675916756295 Son