Mehmet Bağrıaçık'ın sözlerinde eleştiri vardı, olması gerekenleri söylemek vardı, ''Başkanı toplumdan uzaklaştıran, Halk ile arasına perde çekenler Kim veya kimler?'' diye sormak vardı. ''Umudum hala var'' diyen Bağrıaçık, Nazım Hikmet'in bir şiiri ile de sözlerini noktaladı.
 

İŞTE MEHMET BAĞRIAÇIK'IN PAYLAŞTIĞI O YAZISI...
 

Artistik Vuruş...

Aslında Harika bir yemek vardır masada ama lezzette bir eksiklik var bilemediğimiz..
Tadarsın anlamazsın, yersin bulamazsın,
Düşünürsün “Acaba ne eksik” diye.
Çok yakın arkadaşım, dostum, üstelik de Göksun’lu olan Münir Amasyalı kardeşimde de bu meziyet var...
Yemekte bir şeyin eksik olduğunu anlar ama neyin eksik olduğunu bilemez.
Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör de Göksun’lu ve K.Maraş Belediyesi için harika yemek tadında bir Başkan...
Bilgi dersen fazlası ile var,
Lobi desen, anlatmaya gerek yok,
Plan, Proğram desen yıllarını Planlamaya vermiş.
Ömrünün büyük bölümü ev ile memuriyet yaptığı binada geçmiş.
Belki de ev olarak yaşadığı Lojmanlarda bile bürokratlardan oluşan dostları, komşuları, arkadaşları var idi.
Belki de aynı insanlarla gündüz yan odalarda komşulardı, akşam da yan dairelerde...
Gündüz daire, akşam ev.
Halka karışma fırsatını pek bulamadılar belki de...
Çoğu zaman planladılar, programların ana taslaklarını çizdiler,
Ama Sahaya çıkıp hiç çalışmadılar...
Belediyelerin eksikliklerini, hata ve yanlışlarını görmediler.
Sahada çalışsalar, haksızlıkları ve usulsüzlükleri görseler düzeltmezler miydi?
Hangi din, İman ve İnançta uygulandığı belli olmayan Hans’ın bile yapmadığı ama Ömer’lerin yaptığı Haksız ve isnatsız uygulamalara müsaade ederler miydi?
Mesela Kanalizasyon olmayan yerleşim alanlarında Su kullanım ücretine ilave yüzde elli atık su bedeli alan Belediyeleri engellemezler miydi?
Mesela otel yapan bir yatırımcıya işletme ruhsatı alırken AİDİS (Eliza ) testi için damarını delip kan tahlili yaparlar mıydı?
Mesela belediyelerden imar izni alan işletmelerin, kullanma izni almak için İtfaiye müdürlüğünün zulmüne uğramasına izin veririler miydi? (Fabrika ve otel olursa İtfaiyeden izin almak mecburiyeti var .Ama aynı özellikte Apartman yaparsanız itfaiye izni gerekmiyor. Çünkü Onlara göre Apartmanlarda yaşayanların ölmeleri çok da önemli değil sanki)….
Şimdi kitap yazanlar sahadalar ve umarım bu eksiklikleri görürler...
Aslında Kanun ve Yönetmeliklerdeki eksikliklerden çok Hayrettin beyde bir eksiklik var gibi.
Halktan kopuk ve uzak bir başlangıç yaptı...
İlk Esnaf ziyaretinde kırdığı Pot ile Türkiye gündemine oturdu.
Sonra Facebook da bir video gördüm, 
Gülemedim ama çok düşündüm..
Futboldan çok iyi anlarım, hem oynadım hem de yönetici olarak görev aldım...
Bizim çocuk iken yaptığımız sol ayağı topun üzerinden geçirip sağ ayak topuğu ile topa vurulurdu.
Biz buna artistik vuruş derdik.
O zaman Tv yoktu ki çeşitli vuruşları öğrenelim.
Ya bir büyüğümüzden gördük bu tip vuruşları ya da kendi kendimize öğrendik..
Başkanın bu tip topa vuruşu bile kafamda soru işaretleri bıraktı...
Yani topa vuruken de düz vuramaz mı, Halk ile iç, içe olurken de gösteriş olmadan, tepeden bakmadan, samimi görüşemez mi?
Hani derler ya''Senin imaj makerin kim'' diye?
Başkanı toplumdan uzaklaştıran, Halk ile arasına perde çekenler Kim veya kimler?
Halk tabiri ile akıldaneleri kimler?
Artistik vuruşla Halk adamı görüntüsü vermek isteyen çevredeki yanlış adamlar kimler?
Aslında Hayrettin Güngör, K.Maraş Belediyesi için tam da aranan, ihtiyaç duyulan bir insan...
Çalmayacak, Çırpmayacak, Bilgili, Efendi, Dürüst olarak Memlekete hizmet edecek bir adam...
Ama bir şey veya bir şeyler eksik anlamadığım...
Bildiğim tek şey artistik vuruşlarla HALK ADAMI olunmadığı.
Umudum var….
Görev sonuna kadar Umudumu hep Taze kalacak..
Nazım Hikmet’in Şiiri ile bitirelim.. 
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler…..
UMUDUM HALA VAR...