İMAN SABIR SEBAT VE CİHAT ONİKİ ŞUBAT

 

Düşmanlar yurdumuzu işgale başladığında, önce Maraş’ı İngilizler işgal etmişler. Maraş’ta tutunamayacağını anlayan İngilizler, işgalden vazgeçip yerlerini Fransızlara bırakmışlar. Fransızların Maraş’a girmelerinden memnuniyet duyan yerli Ermeniler,  Fransızları karşılamak için bir tören düzenlemek isterler.

 

Maraş da yokluk, fakirlik, açlık, yoksulluk çok fazla, Abdal Halil Ağaya hanımı evde hiçbir şeyin olmadığını çocukların evde aç olduğunu söyler. Abdal Halil Ağa savaşta gençlerin birçoğu öldü, evlenecek kimse kalmadı düğün olsa da davul zurna çalıp, Tarhana zamanı değil ki çığ satıp para kazanayım der.

 

Tam bu sırada Ermeni ağası Hırlakyan Halil ağayı konağına davet eder. Fransızların şehre geleceğini, davullu zurnalı iyi bir karşılama hazırlayacağını söyleyerek kendisine önce on altın verir. Halil Ağa buna razı olmaz. On altını Halil Ağanın az bulduğunu zanneden Hırlakyan,  Halil ağanın ne istediğini söyler. Halil ağa imanın sesi ile ;’’ağam bu din bahsi,  değil on altın, şu davulumun kasnağını altınla doldursan, ben kardeşlerime karşı düşmana davul çalmam’’ demiştir. Fakir ve yoksulluk içerisinde dahi iman ve kardeşlik tavrını ortaya koymuştur.   Ta o günden bu güne Abdal Halil ağanın bu duruşu saygı ile yâd edilir. Hürmet gösterilir.

 

Sütçü İmam olayı da iman, sabır cihat ve namus ekseninde meydana gelir. Hamamdan çıkan kadınların peçelerine el, namuslarına dil uzatan Ermeni ve Fransızları gören kahvedeki Müslümanlar, tanımadıkları ve bilmedikleri, Müslüman kadınlara karşı yapılan, bu ahlaksız saldırıya hemen tepki göstermişler Çakmakçı Sait orada şehit olmuştur. Bu olayı gören Sütçü İmam adındaki esnaf silahını çekerek düşmanı yere sermiştir.

 

Bu öyle bir iman ve davranış ki kim olursa olsun ve nereden gelirse gelsin, Müslüman kadınların örtüsüne el ve namuslarına dil uzatılmaya teşebbüs edildiği zaman, bütün Maraşlı birlik ve kardeşlik içerisinde karşı koyarak, omuz omuza ve seve seve canlarını ortaya koymuşlardır.

 

Bayrak imanın, İslam'ın, vatanın, hürriyetin, bağımsızlığın, sabrın, namusun, cihadın, birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, inkişafıdır. Fransız bayrağını kalenin burcunda hasta yatağında gören Avukat Mehmet Ali Bey Şu cümlelerle tarihe not düşmüştür.

 

“Ey Milleti Necibe-i Osmaniye! Vaktine hazır ol. Bin üç yüz küsur seneden beri Hz. Allah'ı ve Peygamber-i Zişan'ını hizmetinle razı ettiğin bir din ölüyor. Yani ecdadının kanı pahasına fethettiği bir kalenin burcundaki Al Sancağın, bugün Fransızlar tarafından indirilip yerine kendi bandıraları konuldu. Şimdi, acaba bunu yerine koyacak sende birkaç yüz İslam gayreti hiç mi yok. Al Sancağımızı geri yerine koyalım.” demiş ve bu bildiriyi çoğaltarak, başta Ulu Cami olmak; üzere merkezi camilerin bazılarının abdest alma yerine bir kısmının da kapılarına astırmıştır.

 

Sabah namazına gelen Müslümanlar bildiriyi okumuş, Cuma namazı vaktine kadar Ulu camide eli silah tutan bütün Müslümanlar toplanmıştır. İmamın hutbeye çıktığında cemaat ve imam cumanın kendilerine farz olmadığını ve hürriyeti olmayanın Cuma namazının olmayacağına inanarak şanlı bayrağımızı camiden alarak kalenin burcuna Allah Allah sedaları ve sevinç gözyaşları ile yeniden dikerek, Cuma namazını eda etmişlerdir. 

 

İşte milli mücadelenin her yerinde ve her safhasında olduğu gibi, Maraş’ın kurtuluş mücadelesinin her anında ve her bölümünde iman, sabır, cihat, vatan, hürriyet, bağımsızlık, namus, İslam inanç ve duyguları öz ve esas olmuştur. Bu özden uzaklaşıldığı zaman Maraşlının cihadı anlamsızlaşır.

Bunun için; 12 Şubat kurtuluş bayramını kutlarken, bizi kurtuluşa götüren değerleri iyice anlamalı, anlamlandırmalı ve içsellendirmeliyiz. 

 

Bu vesile ile şehitlerimizi rahmetle anıyor, Gazilerimize sıhhat ve afiyetler diliyoruz.

 

Mustafa SAYLAK

Din Eğitim Uzmanı