Kanserin, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğu belirtildi.

 

Kahramanmaraş İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ahmet Yener, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada; "Bu çerçevede kanserden korunmak büyük önem arz etmektedir. Özellikle önlenebilir ve taramalarla erken tanı ve tedavisinin sağlanabilir olması bu sorunun en önemli özelliğidir" dedi.

 

Kanserin birincil koruyuculuğun en önemli ve etkin olduğu ve buna ilişkin olanakların en güçlü olduğu hastalıklardan olduğunu kaydeden Yener, "Örneğin sigarayı önlemeye yönelik çalışmaların, es deyişle tütün kontrolünün 40 bin akciğer kanserini önleyeceği öngörülmektedir" diyerek, şu bilgileri verdi:

 

"Ülkemizde yılda yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır. Kanserli vakaların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte, bölge veya şehirlerimiz arasında kanser görülme sıklığı açısından önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanser vakalarının önemli bir kısmı sigara ve obeziteyle ilişkilidir.

 

Kanser korunulabilir bir hastalıktır ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilir. Çevresel etkenler kanser oluşumunda % 90-95 oranında etkilidir. Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, hareketsiz yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltacaktır. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kanserden korunmak mümkün olabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabilmektedir.

 

Kanserden korunmak için nasıl beslenmeliyiz?

 

1-Yeterli ve dengeli beslenilmeli, öğünlerde 4 besin grubundan yiyeceklerin yer aldığı menüler hazırlanmalıdır.

 

2-İdeal ağırlık korunmalı, bunun için günlük enerji alımı ve harcamaları dengelenmelidir.

 

3-Doğal besinlere yönelerek ve rafine edilmiş, işlenmiş, katkı maddesi eklenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.

 

4-Margarin, tereyağı, iç yağı yerine, bitkisel yağlar özellikle de zeytin ve fındık yağı tercih edilmelidir.

 

5-A, C, E vitaminleri, çinko, selenyum gibi antioksidan maddeler vücut bağışıklığını arttırmaktadır. Sebze, meyve, tam tahıl ürünleri, deniz ürünleri ve yağlı tohumlar dengeli bir şekilde tüketilerek antioksidan maddeler vücuda alınmalıdır.

 

6-Anne sütü immün sistemi güçlendireceğinden, ilk altı ay bebekler anne sütü ile beslenmelidir.

 

7-Kompleks karbonhidratlar ve posadan zengin besinler daha fazla tüketilmelidir. Posadan zengin, yağdan fakir bir diyet kolon ve rektum kanserine karşı koruyucudur. Posa bağırsaktaki kanser yapıcı maddeleri kendi bünyesine alarak vücudumuzdan atılmasını sağlamaktadır.

 

8-Pişirme yöntemi olarak haşlama, fırınlama, ızgara tercih edilmelidir. Mangalda pişirme çok sakıncalıdır. Tütsülenmiş gıdalardan, kızartmalardan uzak durulmalıdır.

 

9-Nitrit, nitrat gibi kanserojen madde içeren işlenmiş et ürünlerinden (salam, sosis, sucuk...) ,yağda kızartılmış, kavrulmuş her türlü besinden, tuzlanmış ve salamura gıdalardan uzak durulmalıdır.

 

10-Yapılan çalışmalarda fiziksel aktivitenin kanser riskini de azalttığı gösterilmiştir. Haftada 3-4 kez, 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite yapılmalıdır.

 

11-Sigara ve alkolün ayrı ayrı kullanımlarının yanı sıra birlikte kullanıldıklarında da kanser riskini daha da arttırdığı bilinmektedir. Bu nedende alkol ve sigara tüketimi sınırlandırılarak tamamen sonlanmalıdır.

 

KANSER KONUSUNDA YANLIŞ BİLİNENLER

 

1- Kanser bir sağlık sorunudur.

 

2- Kanser; gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır.

 

3- Kanser ölüm demektir.

 

4- Kanser benim kaderim, ondan kaçamam.

 

KANSER KONUSUNDAKİ DOĞRU BİLGİLER

 

1- Kanser sadece bir sağlık sorunu değildir. Sosyal ve ekonomik yönleri de olan insan haklarını etkileyebilen bir sorundur.

 

2- Kanser küresel bir sorundur, her yaşta görülebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir.

 

3- Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılmıştır. Ülkemizde tüm kanser tedavileri ücretsiz yapılmakta ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabilmektedir.

 

4- Kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir.

 

KETEM ÜCRETSİZ HİZMET VERİYOR

 

“Erken teşhis hayat kurtarır!” prensibiyle Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezimiz (KETEM) bünyesinde; meme, serviks ve kolorektal kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz olarak verilmektedir. KETEM hizmet binamız Yörük Selim Devlet Hastanesi Acil karşısında Halk Sağlığı Laboratuvarı giriş katında hizmet vermektedir.

 

 KANSERDE TEŞHİS VE TARAMALAR:

 

Meme kanserinde erken teşhis için; 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi ve yılda bir doktor muayenesi yaptırmalıdır. 40-69 yaş grubu bayanlara Mamografi çekilmektedir.

 

Rahim ağzı kanserinde erken teşhis için; 30-65 yaş grubu bayanlara devam edilen smear (sürüntü) ve HPV testi yapılmaktadır.

 

Bağırsak kanserlerinde erken teşhis için; 50-70 yaş grubu bayan ve erkeklere Gaitada Gizli Kan (GGK) testi ve Kolonoskopi ile taramaları yapılmaktadır.

 

Bütün bu taramalar KETEM’de ücretsiz olarak yapılmaktadır.

 

Uygulanan kanser tarama programlarının etkinliğinin artırılması için, ülkemizde meme kanserinin daha erken yaşlarda görülmesi nedeniyle, meme kanseri tarama yaşı 40’a indirilmiştir. Rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisi için 30-65 yaşları arasında devam edilen smear (sürüntü) programına HPV testleri de ilave edilmiştir.

 

Ayrıca bağırsak kanserlerine yönelik ülke genelinde 50-70 yaşlar arasındaki vatandaşlarımızın dışkıda gizli kan testi taramaları yapılmaktadır. Bütün bu taramalar sayesinde bu üç kanser türünde de erken teşhis imkânları artacak ve hastalarımızda ciddi yan etkilere neden olan tedavilerin önüne geçilecektir.

 

Ülkemizde kanserle olan mücadele bütün toplumsal unsurların desteği ile devam edecektir. Kanserle mücadele uzun soluklu bir maraton olup yeterli ekonomik güç yanında halkımızın da aktif katılımını gerektiren bir süreçtir.