Bugün sizlere mesleğini hakkıyla ve fazlasıyla icra eden, bu nedenle de herkesin takdirini kazanan birinden bahsetmek istiyorum. Okuyup ta sadece meslek sahibi değil aynı zamanda adam gibi adam olan birinden…

 

 

Hani halk arasında anlatılan bir hikâye vardır. Herkesin bildiği ve adam olmaya örnek anlattığı, okuyup vali olan oğul ile fakir babası hakkında hikaye…

 

Toplumumuz okumaya çok önem verir ama daha çok da adam olmaya. Çünkü küçüklerine oku da adam ol diye tembihte bulunur.

 

Mesele okumak değil Adam olmaktır.

 

Adam olmak ise; bulunduğun makamla değer almak değil bulunduğun makama değer katmaktır. İşte bulunduğu makama değer katanlar, halkına yakın olanlardır. Halkı ile iç içe olup, onları seven, sayan ve değerli görendir. Onlara verdiği değer ile kendi değerini arttıran, kendisini mütevazı gördükçe yükselendir.

 

İşte ailesinin oku da adam ol oğlum sözüyle, okuyup Adam olmuş bir kişiden bahsetmek istiyorum. Heleteliler’in çok iyi tanıdığı ve sevdiği, herkese örnek gösterdiği, işinin ehli Erdemli, Erdem Doktordan.  

 

Hastalarının sadece bedenlerine dokunarak onları fiziken değil, gönüllerine de dokunarak psikolojik men de tedavi eden, yani gelen hastasının yüreğine dokunmasını bilen biri.

 

Hani hastanelerin yoğunluğu nedeniyle hastalarını hemen gönderip, mesai bitmeden bile çıkamaya çalışan bazı doktorların yerine, Erdem Bey mesai saatini hiç bilmeyen biri. Onun mesai saati yok, onun için mesai hastasını gördüğü an başlamıştır. Bu bazen hafta sonu bazen de bayram tatili olabilir bu onun için hiç önemli değil.

 

Hatta tedavi ettiği hastanın durumuna göre, eğer ilerde ağrı ve ateşi artacak bir durum var ise, hemen telefon numarasını bir kağıda yazıp hastanın cebine iliştirir ve gece ne zaman olursa olsun mutlaka beni ara ve bilgilendir, diye de tembihte bulunur.

 

Bunu bilen halkta derdini her zaman anlatıp doktorunda derman arar. O da yerli yersiz, vakitli vakitsiz gelen tüm hastalarını itina ile tedavi eder. Uygunsuz davranan ve haddi aşanlara karşı bile, adı gibi Erdemle yaklaşır.

 

Her hasta onun yanında özeldir. Özel olmak için zengin, tanıdığı ya da torpilli biri olması gerekmiyor. Sadece hasta olması onun özel olması için yeterli bir kriterdir. Çünkü o yeminine sıkı sıkıya bağlı, önceliği insan ve insan hayatı olan biri. Hayata sadece insan odaklı bakan bu nedenle hastaları arasında ayrım yapmayan köyün sevgili doktoru.

 

Böyle olunca da herkes onun yanında kendisini özel hissediyor ve çıkışta doktorun ne kadar iyi ilgilendiğinden mutlulukla bahsediyor. Hastalar ilgi ile kendilerini devletin bir sağlık ocağında değil de iyi bir doktorun özel yazıhanesinde hissediyor.

 

Heleteli onu çok seviyor, o da buna karşılık onları çok seviyor, bazen onlar gibi konuşuyor, onlardan biri olduğunu gösteriyor. Hiç çekinmeden onlarla aynı ortamı paylaşıp, onlar gibi konuşup, onlara ne kadar çok değer verdiğini gösteriyor

 

Bu nedenle herkesin sevdiği beğendiği ve çok şükür Erdem Doktorumuz var, dediği bir insan oluyor. Belki daha tanımadığımız ve duymadığımız nice Erdem Doktorlar vardır. Ben onlara da teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Onları temsilen Erdem Doktordan bahsettim.

 

İnsanların yüreğine dokunarak, onların kalbini kazanan, bu sevgi kahramanlarının çoğalması  dileğiyle.