KMTSO da bugüne kadar olmayan ve bir daha da olmayacak bir süreç sonunda, yarın seçim yapılacak…
 

Çünkü alışılmış düzen bozuldu…
 

Al gülüm ver gülüm babında guruplara üyeler yazılarak ve kendi belirledikleri bir ismi seçtirerek, başkan koltuğuna oturtulması sağlanırdı...


Yıllar yılı bu düzen devam ettirilmişti…
 

Mustafa Buluntu’nun aday olarak sahaya çıkması, bazı dengeleri alt üst etmiş durumda…
 

27 yıl oda da yer alan ve hiçbir projede imzası olmayan şu an ki başkan Balcıoğlu, abondene olmuş gibi, her gün oda üyelerine ve yönetimden bazı insanlara kahvaltı programları düzenleyerek ve de değer vermediği basından medet umarak, tekrar başkan seçilmek adına bir o programa, bir bu programa koşar adım gitmeye başladı…
 


 

Şahin Balcıoğlu, önceki gün bir basın toplantısı yaptı…
 

Eline mikrofonu aldı…
 

Konuşmaya başladı:
 

‘’Yazılanları ve çizilenleri okumadığını…’’ (Oysa Kanal Maraş’ın haberleri üzerine bir basın toplantısı yapılmış gibiydi)
 

Kendisine sanki soran var gibi, ‘’Belinin ağrıdığını, masaj için bazı yerlere gittiğini…’’
 

‘’Bizden sonra Kahramanmaraş’a daha iyi bir gelecek bırakmak istediklerini…’’
 

Hatta ve hatta ‘’daha iyi bir elit Kahramanmaraş bırakmak istediklerini’’ belirtti…
 


 

Benim perspektifimden Balcıoğlu kimdir?
 

Ben bir gazeteci olarak, kim olursa olsun bir kimsenin kimliği, duruşu, dünya görüşüne bakmaksızın; İcraatlarına, çözüme odaklanmasına ve proje üretmesine bakarım.
 

Bu yüzden hiç kimseye ebedi bir düşmanlığım, kinim ve garazım olmaz…
 

Eğer bir siyasetçi, bir bürokrat, bir işadamı, bir sanayici, kendi ülkesinin geleceği için bir şeyler yapıyorsa, elini taşın altına koyuyorsa ben ona saygı duyar, alkışlarım…
 

Lakin bürokrat, işadamı, sanayici veya siyasetçi elde ettiği koltuğu, makamı, kendi emelleri için kullanıyorsa, buradan bir güç devşiriyorsa ve de en önemlisi kendi şehrine bir katma değer katamıyorsa, ben o adamın hasmıyım…
 

Dolayısıyla eleştirme yetkisini kendimde görür, kimliğine, ideolojisine bakmaksızın onun yanlışlarını dile getiririm…
 


 

Bu doğrultuda Şahin Balcıoğlunu değerlendirecek olursam; Balcıoğlu bir defa bulunduğu makama demokratik yani seçimle gelmemiştir. Kura sonucu ikişer yıllık dönüşümlü başkanlık sistemini Kahramanmaraş’ın gündemine taşıyarak başkanlık statüsünü zaten, ta o zaman tartışır hale getirmiştir.
 

Sonrasında gelinen süreçte şöyle bir geriye baktığımızda; Balcıoğlu’nun 2 yıllık Başkanlık sürecinde Kahramanmaraş’ın hiçbir sorununu çözemediğini, Sanayi’ye yönelik ulusal bir adım atamadığını gördük…
 

Basın cephesinden baktığımızda da, Balcıoğlu’nun karnesinin başarılı olduğunu söylememiz mümkün değildir…
 


 

Şu an da seçim sathı mahallinin son gecesi…
 


 

Kendi koltuğunu korumak adına, bazı gazetecilere karanfil dağıtan, gülücükler atan, onları her gün bir mekânda ağırlayarak basın toplantısı yapan Balcıoğlu’na sormak istiyorum:
 

Be kardeşim, gazeteciler yeni mi aklına geldi?
 

Daha düne kadar gazetecilere kerhen randevu verip, ‘’20 dakika vaktim var’’ diyerek, basın mensuplarının görüşme dakikasını sanki satın almış gibi kota koyan bir başkan, bugün bakıyorum da etrafına topladığı bazı şakşakçılar ile güç devşirmesi yapıyor…
 

Değil bir basın toplantısı, on toplantı da yapsan, değil bir canlı yayın, on kanalı üst üste de getirip topluca yayınlar da yapsan, bu yol çıkmaz sokak kardeşim…
 


 

Sen; Bu şehrin gelişimi, ürünlerin dış dünyaya pazarlanması, ilimizin katma değerinin artması noktasında ne yaptın?
 


 

Sen; Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığını, kendi özel firman gibi çalıştırıp, kadrolaşmadan başka ne yaptın?
 


 

Oysaki Ticaret Odası, bir şehrin aynasıdır…
 


 

Bir şehrin ticaretinin yapıldığı, pazarlandığı ve dünya pazarlarına ihracatının yapıldığı ana koridordur…
 


 

‘’Bu seçim çocuklarımızın seçimi’’ derken, Sayın Balcıoğlu; Neyi ve kimin çocuklarını kast ettin?
 


 

Açıklamanızda; ‘’Şahsınıza yazılan yazıları ve makaleleri okuma fırsatınızın olmadığını’’ ifade ediyorsun ve ‘’Pazar günü okuyacağını’’ söylüyorsun ya!
 

Ticaret Odası Başkanı olarak basındaki yazılanları takip etmeyen biri; Ticaret Odası’nın üyelerinin sorunlarını veya çocuklarının geleceğini nasıl garanti edecek?
 


 

Yani demem odur ki:
 

Ticaret ve sanayi odası başkanı her açıdan donanımlı olmalı, empati yapmalı; Türkiye’de ki ve dünyada ki gelişmeleri iyi okumalı, ona göre de proje üretmelidir.
 

Daha kendi şehrinin basın mensuplarının makalesini ve yaptığı bir haberi okumaktan aciz olan bir başkan, nasıl dünyadaki gelişmeleri okuyabilir…
 


 

Eyy Şahin Balcıoğlu: O kadar handikabın var ki, saymakla bitmez; Ama hepsinden de önemlisi bugüne kadar tavırların, davranışların, şunu göstermektedir ki; Vallahi hiç sempatik değilsin…
 

Ve yarın ki seçim de, umarım etrafa gülücükler dağıtırsın…
 

Asık suratla üyeleri karşılamazsın…
 


 

Son söz olarak:
 

Yarın ki seçimin, şehrimize, ülkemize, hayırlar getirmesini diliyorum…